X-8

431 53 9
                                    

Sevgili Bay K,

Ölmeye karar vermiş insanların hassas bir kalbe sahip olduğunu duymuştum. Yeryüzünde yaşananlar onlara ya çok acı geliyor ya da tatmin etmiyormuş.

Oklar hedefi tam olarak doğru gösteriyor. Pek fazla acı yaşamasam da tatminsizlik konusu basbayağı doğru. Yaşadığım hiçbir şey beni tatmin etmiyor ve tam olarak bir duyguyu dibine kadar yaşayamıyorum.

Bir başka yerde de şunu okumuştum;
İntihara meyilli olan insanlar son zamanlarında neşeli olur. Çünkü karar verilmiş, acı bitmiştir.

Pek neşeli bir insan olduğum söylenemez. İnsanlar yanımdayken kısa bir süre sonra sıkılabilir, kaçıp gitmenin yollarını arayabilirler. Fakat artık bunları eskisi gibi dert etmemem, gerçekten bir şeyleri aştığımın göstergesi gibi geliyor.

Dün gece uyumadan önce kız kardeşimin baskısıyla bir şey yaptım. Söylediğine göre portakal kabuğunu koparmadan sonuna kadar soyup başucuma koyarsam, rüyama evleneceğim adam girermiş. Bunu ikimiz de yaptık. Kız kardeşim yaklaşık dört portakaldan sonra başarılı olmuştu. Ben de soymaya başladığım ilk portakal üzerinde başarıyı elde etmiştim. Gece yatmadan önce güzel dilekler dileyip gözlerimi yumdum. Buna hiçbir şekilde inancım ve hevesim yoktu. Fakat kız kardeşimin ne denli inatçı olduğuna dair bir fikriniz olmadığına eminim.

Gece boyunca iki kez uyandım. Yüreğimdeki sıkıntıyla uykunun bir kez daha gelmesi için saatlerce bekledim. İnanabiliyor musunuz Bay K, her gece rüyama girmeyi başaran siz, o gece bir kez bile gelmediniz.

Sizi bekledim. Rüyamda labirent gibi bir yerde sizi aradım. Tüm sokaklar birbirinin aynısı, tüm şehir karanlıktı. İnsanlar deli gibi sağa ve sola doğru koşturuyordu. Herkes kendini tamamlayacak insanı arıyordu, bunu anlamıştım. Beni tamamlayacak kişinin kim olduğunu biliyor, ama onu bir türlü bulamıyordum. Yeni bir sokağa girdiğimde, orası son umudumdu. Duvarın ardından küçük bir çocuk başını çıkarmış, gözyaşları içinde bana doğru bağırıyordu.

"Ölüsün sen. Ölüsün!"

Kaşlarımı çattım. İnsan rüyadayken kendini öldürmeye karar vermiş biri gibi görmüyor. Bu yüzden çocuğun söylediklerine şaşırmıştım.

"Ölüler kendini tamamlayacak insanı arayamaz."

O an bir kez daha sırılsıklam olmuş bir hâlde gözlerimi araladım. Neden bu kadar korktuğumu bir türlü anlayamamıştım. Zaten kendimi öldürmeye karar vermişken bundan neden korkuyordum?

Bu yolun geri dönüşü olmayacağına söz vermiştim. Çünkü yaşamak için sebebi olmayan insanların boş yere çırpınıp dünyanın bir dalına tutunmasını saçma buluyordum. Hayatta ilk kez kendi adıma vereceğim karar aynı zamanda son olacaktı.

Tanrım, bu düşüncenin neden daha önce bu kadar korkutucu olduğunu düşünmemiştim? Kendini öldürmeye karar vermek bu kadar basit miydi? Şimdi neden bu kadar korkuyordum?

Aklımda binbir türlü soru belirdiğinden beri vazgeçmediğimi söylesem de içimdeki telaşe bir pençe gibi boğazıma sarılıyordu. İçinde kaldığım ikilem sizi öfkelendirdiği gibi artık beni de öfkelendirmeye başladı.

Kendimi öldürecek miyim, öldürmeyecek miyim?

Bu sorunun cevabını size ilk mektup yazmaya başladığımda biliyordum. Şimdi zihnimde bir terazi varmış gibi hissediyorum. Bazen ölmek isteme fikri ağır basmıyor. Fakat ağır basan tarafı yine ben belirlemeliyim.

Artık bir şeylerin güzel olacağı hissini yitirdim. Kendimi bir bahar günü öldüreceğim ve o gün sevdiğim her şey yanımda olacak. Bir demet papatya, kitaplarım, güzel bir müzik ve size ait bir parça... Açık pencereden esen rüzgar, perdeyi odanın ortasına kadar uçuracak. Çiçek kokuları saçlarıma karışırken boynuma doladığım ipe bakacağım. Ardından gözlerimi her tarafta gezdirdikten sonra en son size ait parçaya bakacağım ve tam o an da bu yaşam adı altındaki kepazelik son bulacak.

Siz kendimi astığım gün öleceğimi düşüneceksiniz, oysa ben, o an'a kadar her gün ölmeye devam edeceğim.

İntihar Mektupları [ Tamamlandı ]Where stories live. Discover now