12. BÖLÜM

2.2K 387 498
                                    

Yorumlarınızla mutlu olup daha şevkle yazdığımı biliyorsunuz. O nedenle bol bol yorum yazın lütfen.

Keyifli okumalar...

12. BÖLÜM

Ateş sözünde durmuştu. İki gündür ne iş çıkışıma gelmiş, ne de rahatsız etmişti. Ben de bu arada birkaç ev bakmış ama keseme uygun bir daire bulamamıştım. Ateş'in bana sunduğu seçeneği belki de değerlendirmem ve karar vermem gerekiyordu. Hali hazırda bu sabah Şekip abi yarın son gün olduğunu söylemiş ve uyarısını yapmıştı. Muhtemelen yarın tası tarağı toplayıp otelden ayrılmam gerekecekti.

On dakika önce açtığım ve yeniden okuyup üzerinde düşündüğüm kağıdı katlayıp her şeyi tekrar büyük sarı zarfa doldurdum. Anahtarı bir süre daha dalgın dalgın elimde evirip çevirdikten sonra arkama yaslandım. Zarfın içindeki puslu fotoğraf iki ay öncesine aitse, babamın beni bulması için görevlendirdiği adamın kısa süre içinde ensemde bitivermesi pekala da mümkündü. Bir an önce buralardan gidip izimi kaybettirmeliydim. Henüz İzmir'e, eve dönmek için çok erkendi.

Derin Hanım'a ayrılacağımı nasıl söyleyecektim? Nereye gidecektim? Her şeye yeniden başlamak nasıl olacaktı? Tek bildiğim, güçlü durmam ve bir an önce kendimi geçindirecek yeterli parayı bulmam gerektiğiydi.

Ellememek için direndiğim milyonları düşündüm. O paraya şu anda çok ihtiyacım vardı ama o hesaba dokunmayacaktım. Ya da sonra yerine koymak kaydıyla belki bir kısmı ile...

Hızla bu düşünceyi aklımdan kovdum. Hayır! O paraya dokunmak, yeniden babamın ellerine teslim olmak demekti, kişiliğimi ezip geçmek demekti. Üç aydır verdiğim var olma savaşını çöpe atmak demekti. Ve şimdi her şeye baştan başlamalıydım. Üstelik bu defa beş parasızdım.

Düşüncelerim karmakarışıktı. Aklımdaki en büyük soru işareti, Ateş'in bunu neden yaptığıydı. Ona güvenmem neden bu kadar önemliydi? Neden birdenbire iyilik meleği kesilmişti? Yoksa bana oyun mu oynuyordu?

Babamın, özel hayatımızın gizliliğine önem verdiğini biliyordum. Altı yıl önce sahilde baygın yattığım ve bana suni solunum yaptırılan o fotoğrafım çıktığında, o yüzden delirmiş ve haberin kaldırılması için dergiye avukatlarını göndermişti. Yani Ateş'in ailemle ve benimle ilgili bir bilgi elde edemeyeceğini biliyordum. Resmi kayıtlarda adımın sadece Bürge Solmaz olarak geçmesi, bu yönde işimi kolaylaştırıyordu. En azından o konuda rahattım.

"Az önce Evrim aradı. Sana ulaşamamış."

İş verenimin sesiyle kendime geldim. Öyle dalgın dalgın oturduğum için birden utanıp hızla ayağa kalktım. "Evrim mi?"

"Emlakçı olan arkadaşım," dedikten sonra gözleri kucağımdan düşen anahtara kaydı.

Telaşla eğilip ucunda küçük bir süs eşyası sallanan halkaya geçirilmiş metali yerden aldım ve sarı zarfın içine attım. Yakalandığım için gereksizce mahcup olmuştum. Saçımı geriye atıp ensemi havalandırdım. Sıkıntıdan resmen tere batmıştım. "Telefonum sessizdeydi herhalde. Hemen ararım."

Anahtarı ima ederek, "Anlaşılan ev sorununu çözmüşsün," dedi.

"Yok, henüz çözemedim. Umarım arkadaşınız olumlu haberler verir."

Asi KızWhere stories live. Discover now