1. BÖLÜM

9.8K 611 1.5K
                                    

Carpe Diem serisi Düğüm ve Çözüm olarak iki cilt halinde Epsilon Yayınevi tarafından kitaplaştırıldı. Artık her ikisi de raflarda yerini aldı ve sizlerle buluşmak için yolculuğunu tamamladı. Sadece D&R'lardan değil, tüm online platformlardan ve yurt dışından kitapları temin edebilirsiniz. Şimdiden keyifli okumalar...

Epsilon Yayınevi'nden çıkan kitaplarımı alarak, okuyarak ve çevresine tavsiye ederek tanınmasına destek olan herkese teşekkür ederim. Aranızda hala okumayanlar olabilir, o nedenle Carpe Diem'i bilenler buraya yorum yazıp onlara kitap hakkında fikir verebilir. Şimdiden herkese çok teşekkürler.

Artık sıra geldi asi kızımız İlya'ya. Yeni bölüm yayım günü olarak ben genelde Cuma günlerini tercih ediyorum ama çoğunluk başka bir gün isterse, ona da uymaya hazırım.

Beni bilenler bilir. Ne kadar mutlu olursam, o kadar üretken oluyorum. Yazmak, sizlerin interaktif katılımıyla çok daha keyifli oluyor. Çoğu zaman yorumlarınız hikayenin gidişatını da etkilediği için bölüm yayınlandığı gün deyim yerindeyse burası cümbüş alanına dönüyor. Yani bir nevi, hikayeyi birlikte yazıyoruz diyebilirim. Carpe Diem'de ne çok eğlenmiştik, değil mi?

Yine eğleneceğiz, yine buluşacağız ve umarım Simay ile Burkay'ın hikayesi gibi İlya'nın hikayesini de raflara yollayacağız. Bana en büyük mutluluğu veren oy ve yorumlarda buluşma dileğiyle, hadi bakalım keyifli okumalar...❤️❤️❤️

İlk yorumunuz başlama tarihiniz olsun.
~~≠~~≠~~≠~~

1. BÖLÜM

İçeriye doğru, "Anneciğim ben geldim," diye seslenerek montumu çıkarırken, evi sarmış olan iştah açıcı yemek kokularını içime çektim. "Oh! Mis gibi."

Sabah kahvaltısı yapmadan çıktığım için çok acıkmıştım. Aslında obur sayılmazdım ama ne yalan söyleyeyim, yemeği hakkıyla yemeyi de çok severdim.

Tam öğle saatlerinde ablam evine çağırdığında önemli bir şey vardır endişesiyle hemen oraya gitmiş, öğle yemeği de yiyememiştim. Ardından derneğe gidip toplantılara katılmıştım. Kuru pasta ve çay ile öğleni geçiştirmiştim ama şu anda saat beşe geliyordu ve artık açlıktan gözüm dönmüştü.

Mutfaktan, "Hoş geldin İlya!" diye seslenen annem ellerini kurulayarak beni karşılamaya geldi. "Ablan nasılmış?"

Montumu portmantoya asıp terliklerimi giydim. "Her zamanki gibi. Nefes alıyor ve yaşıyor."

"Ablanla alay etme."

Annemin çattığı kaşlara omuz silktim. "Alay etmiyorum ama kabul etsen de etmesen de gerçek bu anne."

Elinde tuttuğu temiz havluları gösterip, "Şunları dolaba koyayım hemen geliyorum," dedikten sonra misafir tuvaletine dönecekken durdu. "Ablanlarda sorun yok değil mi?"

"Yok anne. Her zamankinden farklı bir sorun yok." Uzanıp yanağından bir makas aldıktan sonra, "Ben mutfağa gidiyorum," dedim. "Kurt gibi açım. Yemekte ne var?" diye sorarken mis gibi kokuları takip edip mutfağa yönelmiştim bile.

Kapıdan girer girmez Songül ablanın tonton yüzüyle karşılaştım. "Kızım hoş geldin. Geç şöyle sana hemen bir şeyler koyayım."

"Ay vallahi Songül abla..." dediğimde uzanıp yanağına şapırtılı bir öpücük kondurdum. "...bu evde beni bir sen seviyorsun."

"Öptüğüne göre sen bir hayli acıkmışsın demektir."

"Aşk olsun tontişim," diyerek öbür yanağını da öptüm. "Sen olmasan bu evde beni doyuran yok."

Asi KızWhere stories live. Discover now