Şafağa kadar çitanı zevkten ağlat Mark Lee~ (M)

516 37 87
                                    

Gece yarısına dakikalar vardı. Aslan ve çitası, odada birlikte oyuruyor ve derin seslerle sohbet ediyorlardı.

"Ne düşünüyorsun mark? Yoksa bensiz geçirdiğin günler için vicdan azabını mı çekiyorsun?~"Donghyuck minhyung'un kucağında biraz kıpırdandı ve iyice yerleşti. Minhyung bir elini hyuck'un beline yerleştirip diğer elini ikisinin arasındaki boşluğa yerleştirdi. Dudaklarını öne doğru bizim omuzlarını kaldırdı.

"Bilmiyorum haechan-ah, ama tek bildiğim şey o kızın yanında kendimi sürekli tuhaf hissetmem ve rüyalarımda kişinin sen oluşun..."

O da nasıl kurtulduğunu bilmiyordu. Sadece birkaç bulanık görüntü vardı. Biraz fazla düşünüyordu minhyung. Birden uzaklara dalıp gittiğinde donghyuck varlığını hissettirmek için hafifçe kalçasını hareket ettirdi ve kendini büyüğüne bastırdı.

"Fazla düşünüyorsun koca oğlan~"

Minhyung'un şaşkın bakışlarının ardında kaynayan arzuyu görebiliyordu donghyuck. Birbirlerine karşı saydamlıklarını hep korumuş ve kendilerini hiç birbirlerine esirgememişlerdi. Bu yüzden rahatlardı. Minhyung kıkırdadı ve donghyuck'un çenesine öpücük kondurdu.

"Neyin peşindesin haechan?~"

Donghyuck tekrardan kalçasını sertçe hareket ettirdiğinde minhyung gözlerini kapatıp derince inledi ve başını geriye attı. Bunu fırsat bilen donghyuck ise yavaşça minhyung'un boynuna yöneldi ve diliyle çenesine kadar ıslak bir yol çizdi.

"H-haechan~"

Minhyung anın aourasıyla sarhoş olurken donghyuck dişlerini minhyung'un boynuna geçirmeye başladı. Soluk benizli boynu kendi benliğiyle donatırken altında ki sertlik gittikçe büyüyordu. Minhyung iki eliyle hyuck'un kalçasını sıkıp kendine bastırmasıyla, donghyuck inildeyerek arzu dolu bakışlarını minhyung'a odakladı. "Asıl düşünmen gereken, bizsiz geçen aylar olmalı..."

Ve koca oğlanın dudaklarına yavaşça yaklaştı. Ancak kavuşamadı bir türlü dudakları. Hyuck nefesini verdiğinde koca oğlan içinin titrediğini hissetti. "Bence bu ayların acısı çıkmalı Mark Lee~ sen ne düşünüyorsun?~"

Kalça hareketleri, altındaki penisi ezip geçerken mark derince inledi. "Seni aylarca becermemi mi istiyorsun Lee Haechan?"

Donghyuck kendini iyice minhyung'a bastırdı ve "Önce bana söylemen gereken bir şey var..." dedi. Kalçasıyla altında ki penisi ezerken gittikçe büyüdüğünü hissediyordu. 

"O kızla yattın mı?"

Minhyung gülümseyip kıkırdadığında donghyuck büyüğünün üstünde ki gömleğin düğmelerini kopararak gömleği açmış ve köprücük kemiğine uzanıp derin bir ısırık bırakmıştı. Mark donghyuck'un adıyla inildediğinde donghyuck kalçasını hafifçe havaya kaldırdı ve altında ki penise sürterek geri oturdu.

"Cevap ver mark lee... o sürtükle yattın mı?"

Minhyung kafasını hayır anlamında salladı. "Senden başka kimseyi- ah - kimseyi becermedim lee haechan!~"

Donghyuck kıkırdayıp cevap vermedi ve büyüğünün dudaklarına yaklaşıp dişleyerek emmeye başladı. Konuştukları tüm konu, bedenlerini kasıp kavuran yangın ile yanıp gitmiş, mantıkları da kül olmuştu. Dilleri arasında kıyasıya bir mücadele vardı, bedenleri aralarında ki sıcak savaş ise yeni başlamıştı.

Mücadeleyi kazanan donghyuck olmuştu ve minhyung'un emmesi için dilini sıcak mağaraya göndermişti. Ancak kısa süren bu iş ile minhyung donghyuck'un dudaklarından ayrılmış ve nefes nefese donghyuck'u altına almıştı. İkisi de koyu gözlerle birbirini süzerken minhyung doğrulmuş ve zaten düğmeleri açık olan gömleğini üstünden çıkarmıştı. Ve tekrardan donghyuck'un üstüne eğilip dudaklarını dişlemişti.

Kingsman: DreamWhere stories live. Discover now