16. BÖLÜM "Jongin'in Yeğenleri"

631 38 26
                                    

Kitabın bitmesine 1 2 bölüm falan kaldı ondan sonra bölümleri art arda atcam


Kyungsoo sabah güneşin doğumuyla uyanmıştı. Jongin'in beline sarılan kolundan kurtularak yataktan indi. Ama bacaklarının titremesiyle yatağa tekrar oturdu ve poposunun acımasına sebebiyet verdi. Hafifçe inlediği için Jongin kıpırdandı ve gözlerini açtı.

Dirseklerinin üzerinde doğruldu ve Kyungsoo'ya baktı.
"Nereye gidiyorsun bebeğim?"
Kyungsoo kendi odama gidiyorum demek yerine "Acıkırsın diye yemek yapacaktım." dedi. Jongin öyle mi dermişçesine kaşlarını kaldırdı.

"Bana hiç çıplak şekilde yemek yapan biri olmamıştı."
Kyungsoo'nun aniden başını ona çevirmesiyle ürktü.
"Olmasa iyi olur."
Jongin ürkmesine rağmen yaramaz haline devam etti ve Kyungsoo'yu belinden tutup altına aldı.

"Benim baykuşum kıskanıyormuymuş?"
Kyungsoo masumca başını salladı. Jongin kıkırdayıp alnını gagaladı.
"Sıcak bir banyoya ne dersiniz prensim."
"Mmm. Güzel olur."
Jongin aniden onu kucağına alınca Kyungsoo kahkaha attı ve birlikte banyoya girdiler.

•○•●•○•

Jongin, Kyungsoo'yu yıkayıp göndermişti.
Kyungsoo'nun bacak kasları gevşemiş, şimdi -bacakları birbirinden 1 metre uzak olsa da- daha rahat hareket ediyordu.

Biraz güçlenmek için yosun çorbası yaptı.
Ardından kırmızı et kızartıp siyah fasulye sosuyla karıştırdı. Eti pişirirken beline dolanan ellerle irkildi.

"Ne yapıyorsun bebeğim?"
"Yosun çorbası ve siyah fasulye soslu et yaptım. Oh, pirinç oldu. Onu tabaklara doldurur musun?"

Jongin, Kyungsoo'nun boynunu gagalayıp dolaptan kase çıkardı. Pirinç makinesinin kapağını açarak kaselere doldurmaya başladı.

"Dikkatli koy. Sıcak."
"Mmm."

Kyungsoo Jongin'den aldığı pilav kaselerinin içine bolca et -Jongin'e daha fazla- koydu. Jongin pilav kaselerini alırken Kyungsoo derin tabaklara çorbaları doldurdu. Onları masaya yerleştirdikten sonra buzdolabına ilerledi. İçinde kimchi olan kabı çıkardı ve masaya koydu.

Sandalyesine oturacaktı ki Jongin onun bileğinden yakaladı. Kyungsoo gözlerini Jongin'in bacaklarına oturmasını söyleyen ele baktı.
"Hayır." diyerek sandalyesine oturdu.
"Ama neden~?"
"Yemeğe saygısızlık."

Jongin surat astı. "Aish, soğuk baykuş."
Kyungsoo gülümsedi ve kaşıktaki çorbayı ona uzattı.
"Hadi asma suratını."
Jongin omzunu silkti.
"Başka bir zaman. Söz veriyorum."
"Söz mü?"
Kyungsoo başını sallayınca Jongin sırıtarak kaşıktaki çorbayı içti.

"Kimchiyi görünce aklıma Hyuna geldi."
Kyungsoo daha yeni hatırlayınca başını salladı.
"Gerçekten sevgilisi oldu mu?"
Jongin çorbasını içerken konuştu.
"Evet, hala şaşkınım. O kadar ümitsizdi ki, onu görücü usülü randevuya göndermeyi düşünüyordum."
Kyungsoo kıkırdadı.

Yemeklerini yedikten sonra Kyungsoo'nun poposu acıdığı için yıkama görevini Jongin üstlenmiş, daha sonra film izlemeye başlamışlardı. Aslında sadece Kyungsoo izliyordu. Jongin tatil olmasına rağmen gelen e-postalar ile ilgileniyordu.

Bir anda kapı zilinin art arda çalmasıyla ikisi de ürktü. Jongin açmak için giderken
Kyungsoo da onu takip etmişti. Jongin kapıyı açmasıyla üstüne atlayan bedenlerle geriye dolu yalpaladı. Rahee ve Raeon'un annesi onlara mahcup bir şekilde bakıyordu.

"Hoşgeldin noona." dedi gülümseyerek Kyungsoo.
"İçeri geçmek ister misin?" diye devam etti.
"Anyong Kyungsoo. Çocukları bırakmaya karar verdim. Buraya gelmek için çok ağladılar. Üzgünüm."

GOLDEN PUPPYWo Geschichten leben. Entdecke jetzt