'ᴍᴇʀᴋüʀ' I

Začať od začiatku
                                    

Sakince nefes alıp verdim. Yutkundum ve boğazımı ıslatmaya çalıştım. "Karakterlerimi yazarken acaba ben yaşasaydım nasıl olurdu diye düşünüyorum. Ve başlarına gelen her bir olay gerçek hayatta sürekli karşılaştığımız olaylar. Kimileri bunu kaldıramazken kimileri ise ağır yaralar alarak kurtuluyor. Fakat ben bundan korkulmaması için ve her türlü iyi veya kötü olayda kendimizden bir şey kaybetmede tam tersi bir şeyler kazanarak yola ilerlememiz gerektiğini vurgulamaya çalışıyorum. Karakterlerim her zaman zengin değil ya da şanslı ya da mükemmel bir hayatları yok. Her birinin bir kusuru var. Okurken kendinden de bir şeyler bulabileceğin karakterler. Eğer bunu yaparken başarabilirsem işte o zaman okuyucunun kalbine dokunup bir şeyler değiştirebilirim,"

Adam güldü. Bu sinir bozucu bir gülüştü. Korku ile izlemeye devam ettim adamı. Masanın üzerine uzandı ve eline bir nesne alıp onunla oynamaya devam ederken bacak bacak üstüne attı. "Herkes aynı şeyi söylüyor. Birilerinin kalbine dokunmak! Sence birisinin kalbine bu kadar çabuk dokunabilir misin?"

Bu sefer gülen ben oldum. "Eğer kitap okuyorsa her zaman bir yolu vardır. Kitap okuyan kitlenin zihnini salakça şeyler ile doldurmak yerine sıcak dokunuşlar ile onu elde edebilmek çok zor değil," Adam benimle ilgilenmiyordu bile. Bu durum iyice canımı sıkmaya başlamıştı. "Başka merak ettiğiniz bir şey var mı?"

"Sen devam et ben dinliyorum,"

Gözlerimi kısa bir süreliğine kapattım. Öfkenin yavaşça beni elde ettiğini hissettim. Sakinleşmek için bir kaç kez derin nefesler alıp verdim. "Sizce kitap yazma bu kadar basit mi?" Sorduğum soru ile bakışları bana döndü. "Bir şeyi elde edebilmek için sürekli savaşıp duran biziz. Peki sizce yazmak bu kadar kolay mı?"

Eminim şu ana kadar bir kitap yazma arzusu ile dolmamıştır. Yazarlığı bu kadar basit görüyor olmasından nefret ediyorum. "Kitap yazmak çok basit. Bir kötü çocuk bir iyi kız. Ve olay lisede geçiyor,"

"Ah klişe yazmaz istiyorsunuz yani? Ben lise hayatımda hiç kötü çocuk görmedim. Olsa bile sonları ya okuldan atılmak oluyor ya da başka liseye gönderiliyor. Sizce şimdi ki çocuklar sadece sert oldukları için mi kötü oluyorlar. Ben markette çalışırken çok güzel bir lise öğrencisinin ertesi gün uyuşturucu kullanıp çarptığı tabureye özür dilediğini gördüm. Sizce hayat bu kadar basit mi? Kitap yazarken gerçekleri koymamız gerekmiyor mu?"

Adam elinde ki nesneyi bıraktı ve oturduğu yerden kalkıp masa başında çekmeceden bir şey çıkartıp yanıma geldi. Önüme koyduğu bir kitaptı. Kötü çocuk ile alakalı bir kitaptı. "Sana klişe gelebilir fakat bunu kaç defa bastırdılar biliyor musun?"

"İşte bu kitaplar yüzünden Jane Austen değer görmüyor. Ya da Sabahattin Ali? Başka saymamı ister misiniz? Şimdi bunlar defalarca basılsa bile yüzyıl sonra kaybolacakları için tamamen zaman kaybı. Eğer yazdığım kitap edebiyat dersinde işlenmeyecekse ben yazar olmayı hak etmiyorum,"

Adam güldü yeniden. Parmağını bana uzattı ve salladı. Tüm bedenim öfke ile doluydu. Öfkelenmemin asıl nedeni ise şu an böyle kitaplar yüzünden asıl kitapların kaybolup gidişiydi. "Düşünceni sevdim fakat bunu başarmak çok imkânsız,"

"İmkânsız değil. Zor evet ama imkânsız değil. Van Gogh çizdiği her tablo ilgi görmezken şu an ben Yıldızlı Gece'yi telefon ekranı yaptım. Ressam asıl omuzlarda taşındığı zaman eğer görecek dediği sözüne inanıyorum. Eğer yaşarken rağbet görmezsem öldüğüm zaman hayalimin gerçek olacağına inanıyorum. Bu yüzden izin verin o hayale bir adım daha yaklaşayım."

Yeniden masasından kalkarken bu sefer ne yapacağını düşündüm. Merakla onu izledim. Kalbim öylesine atıyordu ki tüm bedenim titriyordu. Yeniden yanıma dönerken elinde kağıt kalem vardı. Bana uzattı ve "Ben ölen bir yazar ile yükselmek istemiyorum. Bana yaşarken ölen ve buna rağmen yazarken deliren bir yazar gerek." diye konuştu. Kağıdın üstünde anlaşma ile ilgili şeyler yazıyordu. Kalem önümde dururken bir süre baktım kağıtlara. Bu kabul edildim demek mi oluyordu? Gülümsedim. Fakat bu daha çok dudağımın seğirmesiydi.

Merkür Retrosu Where stories live. Discover now