'ᴍᴀʀs'

90 12 152
                                    

Kampüs yolunda adımlarımı hızla atıyordum. Kalbim ağzımda atıyordu. İçimde hissettiğim korku tüm bedenimin titremesini sağlıyordu. Ünseli'den gelen bir arama tüm düşünce fonksiyonlarımı bozup ve sadece koşarak beni çağırdığı yere götürmeyi sevk etti. Köşeye döndüğüm zaman beni karşılayan manzaradan bile korkuyordum. Fakat gitmek zorundaydım. Adımlarımı koşuya çevirdim ve korku ile bana büyük gelen köşeyi döndüğüm zaman bir kalabalık karşıladı beni. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

Kalabalığın ortasından yükselen bağırma sesleri bedenimin kitlenmesini sağladı. Kemiğin kemiğe çarpma sesi duydum. Birisi yere yığılırken toplanan kalabalıktan yüksek bir ses çıktı. Aralarından geçmek için çabaladım. Fakat izin vermiyorlardı bile. Kavgayı görebilmek için gözlerini bir an ayırmamak için çabalıyorlardı. "Açılın! Açılın diyorum size."

Sinirle bir kaç kişiyi kenara savururken bana kızdıklarını duydum. "Çekil önümden!" Bir çocuğu yakasından tutup boğulma eşiğine getirdim ve kenara savurdum. "Ne yaptığını sanıyorsun lan!"

Çocuk bana öfke ile bağırırken gözlerimi ona çevirdim. "Sen ne yaptığını sanıyorsun asıl. Eğlence çıktı değil mi sana?" Üzerime yürürken kendimi savunmak için hareket aldım. "Hele bir yaklaş mahvederim seni!"

Çığlığım ortalığı kaplarken bana küfürle karışık şeyler dediğini duydum. Fakat şu an onunla ilgilenecek halde değildim. Bir kişiyi daha aşmak için hareket ettiğim zaman engellendim. "Kavgaya karışmak yasak!"

"Si***! Sıkıyorsa bana engel ol!"

Bacağına sert bir şekilde tekme attım ve acı içinde küfür savurmasını dinledim. "Merih!" Sesim öylesine yüksek çıkmıştı ki etrafta ki herkes dönüp bana bakmıştı. Yumruğu havada yakaladım Merih'i. Bana hızla dönerken dudağından akan kanı gördüm. Çığlığımı basarken Berke bu fırsattan istifade ederek Merih'e vurmuş ve yere düşmesini sağlamıştı. Düşünmeden onların yanına koştum. Bileğimden sert bir şekilde tutuldu. Olduğum yerde sabitlenmiştim. "Dokunma lan ona!"

Merih'in sesi yükselirken arkama döndüm ve az önce bacağına vurduğum çocuğu gördüm. "Sana kavgaya dokunmak yasak dedim."

Benden biraz uzun olan çocuğa baktım. Bana söylediği her sözün üzerine basarak vurgulamıştı. Ona doğru hızla ilerledim ve düşünmede tekmeyi hassas bölgesine vururken "Ben de sana sıkıyorsa engel ol dedim!" diye bağırdım. Çocuk bileğimi, iki büklüm olduğu zaman bırakmıştı. Çok fazla vakit harcamadan Berke'nin Merih'e yumruk atacağı zaman yine aynı şekilde kalçasına indirdiğim tekme ile onu savurdum ve yerde yatan Merih'e çömeldim. Yüzünü ellerimin arasına alırken öylesine öfkeliydim ki düşünmeden çevrede toplanan kişilere bağırarak kusmaya çalıştım. "Çok eğleniyorsunuz değil mi? Her biriniz hayvandan farksızsınız. Dağılın! Defolun dağılın gidin!"

Hala dağılmayan ve video çekmek için çabalayan birisini gördüğüm zaman kalktım ve üzerine yürüdüm. "Çok mu komik? Bu durumun komik olduğunu mu düşünüyorsun?" Bir an bile geri çekilmeden videoyu çekmeye devam eden kişiye saldırma hissini bastırmadım. Üzerine saldırmak için hareket ettim fakat belime sarılan bir kol yüzünden kıpırdayamadım bile. Beni bırakması için çabalarken gözüme ilişen Ünseli bizi çeken telefona uzanmış ve videoyu sonlandırmıştı. Çocuk telefonu almak için çabalarken "Sakın ona dokunma! Seni gebertirim!" diye kükredim. Ünseli koşar adımlarla yanımıza geldi ve ekranda bir şeylere tıklayarak telefonu sahibine geriye fırlattı.

Merkür Retrosu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin