Yaralı gönüller enkazın altında

708 56 68
                                    

(SON OPERASYON)

"Karınca beni duyuyor musun?" 

Minhyung elini kulağına takılı kulaklığa götürüp konuştuğunda biraz bekledi. Cevap geldiğinde ise gülümsedi ve verilen talimatı dinledi. O sırada jeno ise cephanesini kontrol ediyordu. Yine bir operasyona bulaşmışlar ve pembe elması çalmaya karar vermişlerdi. Herkes yerlerindeydi. Jisung kameraların hepsini hacklemişti, jaemin nişancılık yapacağı tepede hazırlığını bitirmişti, tepenin aşağısında ise minhyung ve jeno bekliyordu. Mark bu sefer parmağını kulaklığına bastırdı ve " Şahin görüş alanı raporu?" Dedi.

Jaemin komutu aldığı gibi sigarasından son nefesini çekip yere attı ve üstüne basıp söndürdü. Sonra da Tüfeğinin başına geçip üstteki dürbününden şöyle bir etrafı kolaçan etti. Sarayın korumaları şuan bir kamelyanın altına toplanıyorlardı. Anlaşılan çah saati yapıcaklardı. Jaemin kıkırdadı ve ağzından sigara dumanları süzülürken konuştu.

" Anlaşılan çay saatini kaçırmamışız aslan..."

Minhyung ve jeno duyduğu şeyle kıkırdadılar. Sonra kulaklıklarına bir ses geldi. Bu donghyuck'un sesiydi. Donghyuck sarayın altında ki kanalizasyonda bomba yerleştiriyordu.
"Bomba hazır, alarmın çalışması ile geri sayıma girecek ve patlayacak."
Dedi donghyuck. Bu minhyung'u memnun etmişti. Güveni biricik haechan'ına tamdı zaten. "Anlaşıldı çita. Seninle gurur duyuyorum. Yuvadan ayrıl, içeri giriyoruz." Dedi kendinden emin bir şekilde. Jeno, kıkırdadı ve minhyung'a dönüp;

 "Geçen sefer az daha ölüyorduk bu elmas yüzünden. Hiç vazgeçmeyecek misin?" dedi. Minhyung gözlerini  karşılarında heybetiyle duran saraya çevirdi. Ve gülümseyip "İnan bana jeno, eğer o bebeği alır gidersek sen jaemin'e taşak kadar elmaslı bir yüzük alırsın. Ben de bir ada alıp hayatıma insan oğlundan soyutlanmış bir şekilde deniz kenarında viskimi yudumlayarak geçiririm. Ne dersin? Güzel fikir bence..." dedi. Jeno, minhyung dediklerini bitirdiğinde sesli bir kahkaha patlattı ve iki silahını da kemerine yerleştirdi. Vücuduna yapışan siyah üniformayı ve üstünde ki kurşun geçirmez yeleği düzeltti. Minhyung'ta saraydan çıkan siyah karaltıyı gördüğünde gülümsedi. Sonra ise kulaklığından bir ses daha duydu.

" Çita yuvadan ayrıldı... Aslan!"

" Evet çita?"

derin biç çekiş duyuldu. Sonra da ağızdan zorlukla çıkan kelimeler doldurdu kulakları.

"Dikkatli ol...seni seviyorum."

Minhyung gülümsedi. Ve şefkatli sesiyle donghyuck'u cevapladı.

 "Tamam...ben de seni seviyorum çita."

Minhyung Elinde ki silahı kavradı ve Jeno ile birlikte ilerlemeye başladı. Yaklaşık 20 metre sonra sarayın önündelerdi. Sarayın altın kaplamaları biraz göz kamaştırsa da buna aldırmadılar ve sükunetlerini koruyarak içeri girdiler. İçerisi, dışarıdan daha da göz alıcıydı. Minhyung elini kulaklığına götürdü ve "Aslan ve kurt yuvaya giriş yaptı, anne kuş nerde bilgi ver karınca." dedi. Jisung cipsi paketini bir kenara attı ve yağlı elleriyle klavyesine sihirli sözcükleri yazdı. Sonra da kafasını 2 katı olan kulaklığının sesini yükseltip kameraları incelemeye başladı. Ve "Anne kuş avda, içeri girin aslan, tamam." dedi. Bunu duyan minhyung ve jeno rahatlayarak dik konuma geldi. Yine de etrafı kolaçan ederek yürümeye devam ediyorlardı. Elmasın korunduğu odaya girdiklerinde jeno tam adım atacakken minhyung kolundan yakalayıp geri çekti. 

İşte şimdi boku yemişlerdi. 

Elmas ısı sensörleriyle korunuyordu. Odanın içinde kaydedilmemiş herhangi bir canlının varlığı tespit edilirse 2 dakika içinde alarm çalışıyor ve tüm şehri inleticek desibelde bir siren sesi çıkarıyordu. Minhyung endişeyle parmağını kulaklığına götürdü.

Kingsman: DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin