MSOM? -1- ❝İstanbul❞

211K 7K 3.3K
                                    

**Multimedya Ecrin.

Iyi Okumalar :)

-

1. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

"Gitme.."

Sesi öyle çaresiz, öyle içten geliyordu ki, o an sesinde ki tonlamaya vurulmuştum. Yere mıhlanmış bakışlarımı, gözlerine odakladığımda o derin maviliklerde kaybolmaktan ürkmüştüm. O bana böylesine derin bakarken benim bakışlarım, sığ bile değildi.

"Ecrin.. Lütfen gitme!"

Sesi yalvarırcasına boğuk bir tonlamayla gırtlağından kopup kulaklarıma dolarken gözlerinin içine bakmaya devam ediyordum. Bakışlarıma hüznün kırıntılarını saçıyordum, fakat gözlerimden hangi his okunuyordu, bilmiyordum.

"Yapamam! Gitmem gerek, ikimiz için de en doğru seçim bu." dedim ve aniden kasılan yüz hatlarını yalnızca seyretmekle yetindim.

Öfke saçan gözlerinin karşısında güçlü kalmak için büyük bir çaba sarfediyordum. Ne yapmam gerekiyordu ? Arkamı dönüp gitmem mi ? Öyleyse yapmalıydım. Ona sırtımı döndüğümde sert ve olabildiğince hızlı adımlarla, nereye gideceğimi bilmeden ilerlemeye başladım.

Soluğumu kesecek bir sertlikte kolumdan tutulup çevrilmem ile bakışlarım yine o derin mavilikler ile çarpıştı. O koca elleri omuzlarımı kavrayıp bedenimi sarsmaya başladı.

"Gitme.. Gitme bee kadın! Sana tapan bu kalbi elinin tersiyle itme. Bir kez olsun beni sevdiğini söyle ve gitmek yerine kalbime dokunmayı dene."

Biçimli dudaklarından dökülen her bir kelime beni anın büyüsüne sürüklüyordu. Şu an gözlerinin içine aşkla bakmam gerekiyordu. Bir bakış, bu kadar zor olmamalıydı. Peki ya neden zorlanıyordum? Şu an kurallara göre aşk dolu bakışlarla birbirimize bakmamız gerekiyordu. Bunu o gayet iyi başarırken ben neden yapamıyordum ? Bakışlarındaki aşk gerçek olmasa bile, bunu gayet hissettirebiliyordu; fakat ben sadece bakıyordum. Bakışlarımda hiçbir hissiyat yoktu. Hele ki aşk, hiç ama hiç yoktu.

"Kestik! Olmuyor Ecrin, olmuyor. Yapamıyorsun!"

Yasin hocanın bağırışıyla Aras ile göz temasımı kesip bakışlarımı ona yönelttim.

"Hocam yapamıyorum." dedim çaresizliğimi sesime yansıtarak.

Olmuyordu işte! Kaç haftadır bu role çalışıyordum; fakat birbirimize aşkla bakmamız gereken sahneye gelince, her defasında tökezliyordum.

"Diksiyonun, tonlaman, hakimiyetin, role adaptasyonun, her şeyin tek kelimeyle muazzam; fakat sondaki bakışı bir türlü yapamıyorsun. Sadece bakmak için bakıyorsun, duyguyu bize veremiyorsun... Neden ?" dedi gözlerimin içine sorgularcasına bakarak.

Bu sanıldığı kadar kolay değildi. Üzgün, kızgın, şaşkın, mutlu, hatta çekici bir kadını rahatlıkla canlandırabilirdim; fakat aşık bir kadını canlandıracak kabiliyetim yoktu.

"Çünkü kendimde o duyguyu hissedemiyorum. Daha önce hiç aşık olmadım ve bu yüzden nasıl öyle bakılır bilmiyorum." dedim.

Gözyaşlarım gözlerime hücum ederken, şuan ki acizliğime içimden birkaç küfür savurdum. Niye her sinirlendiğimde gözlerim doluyordu ki? Bu çok sinir bozucu bir şeydi.

"Yapacaksın. Bunu yapmak zorundasın Ecrin. Her rolü profesyonel bir edayla oynuyorsun; fakat neden bu kadar basit bir bakışı beceremiyorsun ? İllâ role hakim olmak için o hissi yaşaman gerekmiyor. Hissetmeye bak. Baktığın gözlerde aşkı hissettiğin gibi, sen de hissettir!"

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin