MSOM? -15- ❝Öp beni❞

136K 5.4K 2.6K
                                    

Öncelikle merhaba sevgili okurlar. Yine uzun ve olaylı bir bölümle karşınızdayım. Büyük bir heyecanla yazdığım bir bölüm oldu. Umarım beğenirsiniz. Zaten çoğu kişinin beklediği bölüm diyebilirim :)

Bu tatliş bölümü Rumi'ye ithaf ediyorum. Yazdığın şarkılar beni her ne kadar hayattan soğutsa da, senin yerin ayrı bee Rümeysa. (Kafiye yaptım ajsjdj) Seni çok seviyorum canım benim, iyiki varsın ♥♥♥

@ferumeysa99

**Multimedya'da bölümle ilgili bir sahne var!**

-Keyifli Okumalar :)

◆◆◆

15. Bölüm

1 HAFTA SONRA

▪Ecrin Karayel▪

Usulca aralanan kirpiklerimin arasında, heyecan parıltısıyla ışıldayan gözlerimi, güneşin şereflendirdiği odamda gezdirdim. Odanın içerisinde, günlerdir duran mobilyalar bile bugün bir başkaydı sanki. Her şey ışıl ışıldı ve beni ışıkları ile kutsuyorlardı. Âdeta evrene ait olan her varlık, doğum günümü kutlamak için itinayla parıldıyordu. Gökyüzünün mavisi daha bir maviydi sanki, bulutlar daha bir temiz, güneş daha bir parlak... Bugün diğer günlere kıyasla daha bir güzeldi. Çünkü bugün 19 Ekim'di.

Bacaklarımı yatağımdan aşağıya sarkıttığımda, dün gece duş aldığım için hâlâ nemli olan saçlarımı, yüzümden uzaklaştırdım ve ayağa kalkıp gerinerek boy aynama doğru ilerledim. Aynanın önüne vardığımda, gördüğüm yansıma ile kendi kendime kıkırdamadan edemedim. Altımdaki siyah beyaz çizgili pijama altım ve üzerimdeki beyaz uzun kollu bluzum ile çok komik ve sevimli gözüküyordum. Nemli olduğu için dalgalanmış saçlarım omuzumdan aşağı doğru süzülmüştü. Bu hâlim tuhaf bir şekilde hoşuma giderken, ne üzerimi değiştirme ne de saçlarımı düzene sokma gereksinimi duymadan, kedili ev terliklerimi giyinip kapıya doğru ilerledim.

Odamdan dışarıya adımımı atar atmaz, neşeli ıslıklarımın dudaklarımdan firar etmesine müsaade ettim. Sağ tarafa doğru dönüp merdivenlere doğru ilerlerken, dudaklarımdan çıkan ıslık seslerinin arasından duyduğum kapı sesi ile bu defa sol tarafıma doğru döndüm ve Barlas'ın odasından dışarıya çıktığını farkettim. Havalar iyice serinlediği için, o'da üzerine beyaz uzun kollu bir bluz geçirmişti ve altında ise rahat gri bir eşofman altı vardı. Islıklarıma ara verdiğimde, ona ışıltılı gözlerimle bakıp dişlerimi sergilercesine kocaman gülümsedim. Tepki vermeyeceğini bilsem bile, ona selam vermeden kendimi alıkoyamadım.

"Günaydın."

Beni, uyku sersemliğini üzerinden atamayan gözleri ile uzunca süzdükten sonra, elini dağınık saçlarının arasından geçirip usulca kaşıdı ve şaşkın gözlerini bir saniye bile üzerimden ayırmadan, beni şoke eden o kelimeyi mırıldandı.

"Günaydın."

Şu an resmen normal insanlar gibi selamlaşmıştık. İnanmıyorum!

İçimde, ona nasıl olduğunu sormamak için büyük bir savaş verirken, kalbim 'Sor' diye diretiyor, mantığım ise 'Kaşınma' diye uyarıyordu. Sonunda aşağı kattan duyulan zil sesiyle, içimde verdiğim savaşın galibi mantığım oluvermişti. Tekrardan sağ tarafa doğru dönüp merdiven başında dikildim ve hızlı adımlar ile basamakları teker teker inmeye başladım.

Bu saatte gelen kimdi acaba ?

Aşağı kata varmama üç basamak kala, abimi dış kapının önünde şaşkına dönmüş bir vaziyette dikilirken farkettiğimde, ona kaşlarımı çatarak baktım ve bu tepkisini çözmeye çalıştım. Gelen kişinin kim olduğuna dair merakım gittikçe su yüzüne çıkarken, bir anda içeriye dalan Cansu ile anlık heyecan, şaşkınlık ve mutluluk patlamasından ötürü koca bir çığlık attım. Cansu'nun bakışları evin içinde gezinmeye bir son verip çığlığım sayesinde nihayet beni farkedebildiğinde, ellerini iki yana açıp kulaklarımı tırmalayacak cinsten bağırdı.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin