MSOM? -25- ❝Küçüğüm❞

153K 5.2K 2.5K
                                    

Merhaba sevgili okurlarım. Uzun zaman oldu, biliyorum. 15 tatil boyunca her gün bölüm yazdım ama ilham perilerim benimle olmadığı için bir türlü adam akıllı toparlayamadım. Düzelte düzelte, sonunda bölümü tatilin son günü tamamlamayı başardım. Beklettiğim için özür dilerim. Sabrınız için size minnettarım. ♥

UYARI: Bölümün bir kısmında cinsel yakınlaşma var. Barlas ile Ecrin tabii ki birlikte olmadılar ama biraz ileri gittiler diyebilirim. Eğer cinsellikten rahatsız olan okurlarım varsa, lütfen o kısma gelince atlayarak okusunlar!

Bu bölümü Deniz'e ithaf ediyorum. Sürekli sanki marketten bir şey ister gibi bana, WhatsApp'tan 'Spoi var mı?' diye sormana bayılıyorum doğrusu. :D Seviliyorsun canım benim. ♥ Bu arada umarım Tutku ile barışırsınız. Benden rica ettiğin mesajı buraya yazamıyorum, ama Tutku eğer burayı okuyorsa onu ne kadar çok sevdiğini ve değer verdiğini anlamıştır. Umarım sana ithafen olan bu bölümü, beğenirsin ♥

@DenizGzl3

Keyifli Okumalar.

~

25. Bölüm

▪Ecrin Karayel▪

Sırtımı koltuğun üzerindeki yumuşacık minderlere daha çok gömüp kumandanın kanal değiştirme tuşuna basarak, televizyondaki kanalları teker teker gezmeye devam ettim. O rahatsız hastahane yataklarından sonra, bu yumuşacık koltuğun üzerinde kendimi pamuklara sarılmış gibi hissediyordum. İnsanın evi gibisi yoktu. Televizyonda sevdiğim bir programa denk geldiğimde, kanalları gezmeye bir son verip kumandayı koltuğun üzerine bıraktım.

Barlas ile hastahanede yaşadığımız o paha biçilmez anlardan sonra, keyfim fazlasıyla yerindeydi. Her ne kadar o mükemmel an, hemşirelerden birinin bizi basması ile bozulsa da, benim için çok özeldi. Fakat, Barlas'ın dudakları boynuma gömülmüşken hemşirenin ansızın odaya girmesi, Barlas için tokat etkisi yaratmıştı sanki. Akşam doktor son kontrollerimizi yapıp bizi taburcu ettikten sonra, Barlas yine eski soğuk hallerine geri dönmüştü. Benimle konuşmaktan kaçınıyor ve sürekli gözlerini benden kaçırarak göz göze gelmemize müsaade etmiyordu.

Ne olursa olsun yaşananları yok sayamazdı.

Her ne kadar bakışlarım televizyondaki programa mühürlenmiş olsa da, aklım başka alemlerdeydi. Elim, farkında olmadan boynuma doğru uzandığında, baş parmağımı hafifçe şahdamarımın üzerine bastırıp nabzımın atışını hissettim. Ardından o ıslak dudaklar, can damarıma dokundu yavaşça. Sonra canımı okşadı usul usul... O anı bilinç altımda defalarca kez yaşadım. Her yaşayışımda ise, tekrar tekrar öldüm. Ruhum bedenimi terk edip bir kez daha ona teslim oldu.

Bir anda televizyondaki kanalın değişmesi ile, buram buram Barlas kokan düşüncelerimin arasından sıyrılıp kaşlarımı çatarak televizyona baktım. Yanlışlıkla kumandanın bir tuşuna basıp basmadığımı düşünürken, elimle koltuğun üzerini yokladım ama kumandanın varlığından eser yoktu. Ansızın burun deliklerimden içeriye sızan tanıdık koku ile, hızla bakışlarımı televizyondan çekip yan tarafıma doğru çevirdim ve yanıbaşımda duran yapılı bedeni fark etmemle, yutkunmamak için kendimi zor tuttum. Başımı kaldırıp Barlas ile göz göze geldiğimde, Barlas ansızın elektrik akımına uğramış gibi bakışlarını gözlerimden kaçırıp televizyona dikti.

"Maç tekrarını izleyeceğim. Yerimden kalkarsan sevinirim."

Şu an uzandığım koltuk, her zaman Barlas'ın televizyon seyrederken uzandığı koltuktu. Anlaşılan bu koltuğu sahiplenmişti ve beni kaldırmak için elinden geleni yapacaktı. Fakat benim ne kadar inatçı olduğumu kendisi de biliyordu. Eğer ben buradan kalkmak istemiyorsam, kellemi kesmekle tehdit etse bile fayda etmezdi. Ayrıca dalgınlığımdan faydalanıp kumandayı ele geçirmesi yetmezmiş gibi, birde beni yerimden kaldırmayı aklından geçiriyordu. Sinirlerim iyice gerilirken, kaşlarımı çatıp ona bakmayı sürdürdüm. Her ne kadar yüzüme bakmıyor olsa bile, ben duygularımı dışa vuruyor olmaktan fazlasıyla memnundum.

Mayıs Sineğim Olur Musun? (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin