10.Bölüm:Sorgu

4K 204 39
                                    

Anlayamıyordum.

Hayır yani gram anlayamıyordum.

Normalde beni aramadan birkaç saati zor geçiren Damla, nasıl olurda dün yaşanmış olaylara rağmen hâlâ beni aramamış olabilirdi?

Giray buradaydı. Bu da Damla'nın, Giray ile birlikte olmadığını yani eve dönmüş olduğunu kanıtlıyordu. Çünkü ev dışında gidebileceği bir yeri yoktu Damla'nın. Evde olmalıydı.

Evdeyse ve tek ise, uyumuyor demekti. Dünki yaşadıklarının üstüne bugün evde tek başınayken uyuyabileceğini sanmıyordum. Uyanıktı, ama telefonlarımı bilerek açmıyordu.

Dizi de izlemiyordu.

İzlese direkt redderdi ya da telefonunu kapatırdı. Ama telefon uzun uzun çalıyordu. Sinirlenmeye başlasam da, bu konuyu daha fazla düşünmemeye çalıştım. Yalnız kalmaya ihtiyacı olabilirdi sonuçta, anlayış göstermeliydim.

Fakat, merak ediyordum. Merak hissimi içime gömemiyordum.

Yalnız kalmak bu zamana kadar Damla'ya zaten iyi gelmemişti. Onun yalnız kalmasını istemememdeki asıl sebepte buydu aslında. Yalnız olmak, ona göre değildi. Onun yanında biri olmalıydı, yalnız olmadığını, onu sevdiğini hissetirmeliydi.

"Günaydın!" diye bağırdı Tuna Komutan. Bağırması ile kendime geldim ve Damla'yı biraz olsun zihnimden uzaklaştırmayı başardım.

"Sağ ol!" dedi tim bir ağızdan.

Koşu emri vermesiyle derin bir nefes aldım ve diğerleriyle birlikte ritmik bir hızda koşmaya başladım. Dizlerim hâlâ çok fazla ağrıyordu. Bir saniyeliğine durma imkanım olsa diye düşündüm içimden. Sanki dizime kramp girmişcesine bir ağrı vardı. Bir saniye dursam, geçecekmiş gibi hissediyordum. Ama şu an bırakın durmayı yavaşlayamazdım bile. Çünkü başımda onun gibi bir komutan vardı.

Koşu bittikten sonra, oldukça yorgun bir şekilde tekrar sıraya geçtik. Tuna Komutan tam karşımıza geçti ve bize bakmaya başladı. Nefes nefese olduğumu belli etmemek, dimdik durmak istiyor ve bunun için kendi vücudumla yoğun bir savaşın içine giriyordum. Ama aldığım küçük kısa nefesler bana yetmiyordu.

"70 şınav," dedi Tuna Komutan.

Tam bu esnada kimseden Tuna Komutanın verdiği emre karşı çıt çıkmaması gerekiyordu. Hatta kimse aldığı nefesi vermemesi gerekiyordu. Ama geri zekalı Giray, Tuna Komutanın duymayacağını düşünerek aslında gerçekten çok kısık bir seste kendi kendine fısıldadı.

"Her gün artacak mı böyle.." dedi cümlenin sonunda kendi içinden devam ettirdiği bir küfür olduğuna emindim.

Ama bırakın küfürü, bu zaten onun eceli olacak bir cümleydi.

"Şınav 100 oldu." dedi ve arkasını döndü. Giray'ın haline gülecekken Tuna cümlesine devam etti. "herkes için."

Zorlukla yutkunmaya çalıştım. Tuna Komutan olduğu yerde dönerek bize baktı, ellerini arkasında birleştirip "Başka konuşmak isteyen var mı?" diye sordu.

Yoktu.

Vallahi yoktu.

"Pozisyon al." dedi Tuna Komutan. Cümlesi bitmesiyle hemen eğilerek şınav poziyonu aldım. Ellerimi yere değdirerek ayaklarımla destek verdim. Başlamak için komutunu bekliyordum.

Giray'ın yaptığı salaklık sayesinde şınava otuz şınav daha eklenmişti. Herkes bunun bilincinden Giray'a sövmemek için ağzını sıkıca kapatmış, şınav pozisyonunda bekliyordu. Eğitim bitince Giray'a olacaklardan sadece Giray sorumluydu.

Sevgili Komutanım (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now