5.Bölüm:İyi Olmak

5.4K 260 54
                                    

Yavaşça yutkundum, bakışlarım hâlâ Aras'taydı. Aras'ın bakışları bendeydi.

"Yine ne yaptın acaba?" dedi ima ile. Kaşlarım çatıldı. Ne alakası vardı ki şimdi?

"Ne alaka, ne oldu ki komutanım?" diye sordum. Dudakları hafifçe kıvrıldı, bakışlarını benden saniyelik olarak ayırsa da tekrar bana yöneltti. Alaycı sayılabilecek bir gülüş yerleşmişti suratına.

"Bilemem ne yaptığını artık, Damla seni yine dövüyordu."

"Ha o mu... klasik." dedim omuzlarımı silkip. Hâlâ birbirimize bakmaya devam ederken aramızda kısa bir sessizlik oluşmuştu. Aniden gelen cesaret ile sessizliği bozmaya karar verdim ve aklımda ki şeyi söyledim.

"Konuşalım mı biraz?"

Evet derdi umarım.

Ona, konuşalım mı demem onun beklediği bir şeymişcesine yüzündeki mimikleri değiştirmeden "Tamam." dedi sadece. Ardından arkasını dönüp yürümeye başladı. Yüzünde ki imalı gülüş devam ediyordu ve bu gülüş kesinlikle bana laf sokmasından ya da on tur parkuru koşturmasından daha beterdi.

Beş dakika kadar sessiz sessiz Aras'ın imalı gülüşleriyle beraber yürüdük.
B bloğun kapısının önünde durduk ve girişinde ki iki tabureye oturduk. Rahatça konuşabileceğimiz bir yere gelmiştik fakat konuşmayı başlatması gereken ben sadece susuyordum.

Ben yeri seyretme eylemime devam ederken, Aras sessizliği sonunda bozan kişi olmuştu.

"İyi misin?" diye sordu bir anda. Beklemediğim için ona doğru döndüm. Sohbet arasında öylesine sorulmuş bir soru gibi sormamıştı, gerçekten iyi olup olmadığımı sormuştu.

Sorusuna karşılık ne cevap vereceğimi bilemeden başımı ona çevirdim gözlerine baktım. Uzun bir süredir nasıl hissettiğimi bende bilmiyordum. Kendimi bilmezken, Aras'a nasıl bir cevap verebilirdim ki?  Kafamın içindekileri bir araya getiremiyordum, her şey allak bullaktı. Yapmam gereken şeyler vardı. Nereden başlayacağımı bilmediğim bir sürü işim vardı.

Başta Damla olmak üzere.

"İyiyim," dedim koyu kahverengi gözlerine bakarak.  Tek kaşı havalanırken devam ettim. "Yani öyle diyorum."

Daha fazla göz teması kurmak istemediğim için gözlerimi ondan kaçırıp yeniden yere baktım.

Alt dudağımı ısırdım. Dün yaşananlarda Aras'ın haksız olduğu noktalar olsa bile, mutfakta kendimi haksız konumuna düşürmeyi bir şekilde başarmıştım. Her şeyden önce benim üstüm olduğu gerçeğini unuturak uymam gereken üslubu bozmuştum.

"Ben özür dilerim." dedim bakışlarımı yerden ayırmayarak. Dün söylediklerim asla doğru değildi, sonuç olarak her şeyi es geçerek bu özrü dilemem gerekiyordu. Ona laf sokmaya çalışma gibi bir amacım, hareketim söz konusu dahi olmazdı.

"Ne için?" diye sordu.

Cümleyi tam olarak söylememi mi istiyorsun anlamıyorum ki. Ne için olabilir? Dün için işte.

"Dün sana gereksiz kişi dediğim ve laf attığım için. Senin bir alakan, suçun yoktu. Gereksiz biri de değilsin ayrıca, neden öyle söyledim bilmiyorum, sinirlendim sadece."

Yutkundum ve tepkisini bekledim. Hafifçe dudakları kıvrıldı. Beklediğim tepki bu değildi aslında.

Gülümseyerek bana baktı. "Konuyu açacağım ama pek hakaret yeme havamda değilim."  cümlesiyle utanç içeren bir gülüş ile bskışlarımı kaçırdım ve başımı öbür tarafa çevirdim.

"Haklısınız komutanım." dedim kısa bir süre sonra. Gülerek ekledim. "Sonra yok cezaydı, yok intikamdı zor işler bunlar. Hiç girmeyelim."

"Beril.." demesiyle kafamı çevirip ona baktım. "Ben sana ceza vermedim, eğer vermiş olsaydım şu an yanımda olup böyle.. " sustu daha ciddi bir şekilde devam etti. "gülemezdin."

Sevgili Komutanım (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now