• 29.Bölüm •

77.4K 1.7K 1.4K
                                    

Selamlar ❤️ size sürprizli bir bölüm yazdım iyi okumalar;

Batuhan'dan;

"Batuhan Bey Adil Bey (babası) sizi çağırıyor" ece'nin fotoğrafını bırakıp kalktım ayağa "tamam" şirkette boşken ece'nin fotoğraflarına bakardım. Bu masamın üzerindeki çerçevede, doğum günümde çıkartmıştı. İkimizdik. Öyle güzeldik ki. O bu güzelliği dostane görüyordu. Bense öyle yakıcı bir aşk olarak görüyordum ki. Herhalde ömrümün sonuna kadar yanacaktı yüreğim.

"Beni çağırmışsın?" Elindeki dosyayı önüme atıp "işi kapmışsın. Tebrik ederim" yoğun bir hafta içindeydim. Yurt dışındaki şirketi almayı kafama koymuştum. Ki başarmışım. Gülümsedim.

"Hafta sonu gidersin"

"Giderim"

"Ne kadar kalmak istiyorsanda kal, değişiklik iyi hissettirir" başımı salladım. Başardım ya üzerime titrerdi artık. Tipik babalar işte.

Odama girip ceketimi alıp çıktım. Aklım her an ecedeydi. Konuşmuyorduk 3 gündür. Yani Cumartesinden sonra aramaya cesaret edememiştim. Bir anda çıkmıştı ağzımdan. Kızdığını hissetmiştim. Ondan gitmiştim zaten. Ne vardı kızıyorsan. Seni sevmeyi ben mi istedim.

Melisayla bu yüzden kavgalıydık. Bir anda patlatı vermiştim aşkımı. Çok kızdı üzüldü. Anlıyorum bende aynı hisleri yaşıyorum içimde. Ama ne yapayım seviyorum.

Kağanla ayrılmalarına sebeb olanda bendim. Bir anlık şeytana uydum. Kağan'ı sarhoş edip eskort çağırdım. magazincileri de ben çağırdım. Amacım gözüme soka soka aşk yaşamalarını engellemekti. Kötülük yaptım biliyorum affedemiyorum kendimi ama aşktı bu iyiyi kötüyü seçemezdim. O acıyı yaşamak çok ağırdı. Eceyi böylede üzdüm farkındayım ama en azından onun başkasına ait olmasıyla canım yanmıyordu.

Hem yaralarınıda beraber sardık. Gizliden öptüm kalbini. Belki o bilmedi ama ben hissettim iyileştiğini. Saçlarını kestim ve saklıyorum. Her gece kokluyorum. Belki geçmiştir üzerinden kokusu. Ama bana hâla aynı kokuyordu.

Unuttuğu kalemi tokası ne bileyim bir eşyası oluyor. Alıyorum saklıyorum. Her anını çekiyorum. Biliyorum karşılığı olmayacak bu aşkın. Eziyet gibi görünüyor ama öyle değil. Onun her şeyi, kendisi beni ayakta tutuyor. Görmeyince eşyalarına sarılıyorum. Görüncede kendisine sarılıyorum

Kimse bilmiyor onu sevdiğimi. Taki.. Korayla Melisaya kadar. Onlarında öğrenmesi o sürtük kız yüzünden oldu. Neydi adı.. Damla.

Eceye benziyordu. İçten değil tabi dıştan. Doyamadım. Dayanamadım. Zaten vermeye meyilli bir kızdı. Birkaç gece beraber olduk. 3. Gece sarhoşken onunla olduğum yerde 'ece' diye sayıklamışım. O da oyuna getirip ece arkadaşın olan mı diye sorup benzetmeler yaparak düşürmüş beni bu duruma.

Melisanında arkadaşı olduğu için yetiştirmiş. Tek korkum ecenin öğrenmesiydi. Ama melisa böyle bir şeyi söyleyemeyeceğini belirtince rahatladım. Tabi uzak durmamıda söyleyip durdu.

Asla!

Ece o bilmesede benimdi. Kağanı siktir ettim hayatından. Şu sıralar o orospu çocuğu Burak çok çevresindeydi. Ecenin bakışları hayranlıktan öte. Aşk doluydu. Gerizekalı sevdiğim, Öğretmenine aşkla bakıyordu. Ama Burak'ı bilemem. Öyle bir siklik yaparsa canına okurum o adamın.

Burak Ataoğlu, şirketlerin en büyüğüydü. Tanıyordum. Hemde en başından beri. Şirketi büyük ve görkemliydi. Salak, o zenginlikte öğretmenlik yapıyordu. Herhalde ece de adamın zenginliğine başarasına büyülendi.

Pardon ÖğretmenimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin