On Dokuz•Dünya Maceraları/4

271 32 12
                                    

Apollon ve Artemis

Artemis elindeki oku büyük bir zarafetle bıraktığında Apollon ona hayranlıkla bakıyordu. Birlikte Artemis'in ısrarı üzerine ok atmak için ormanlık bir alana gelmişlerdi. Artemis ok atıyordu. Apollon da çimlerin üzerine serdikleri örtüde uzanıyordu. Parmaklarını hareket ettirerek minik ışıklar yarattı. Dünya güzeldi ama yine de Olimpos'ta olmayı tercih ederdi. Başını gökyüzüne çevirdiğinde uzaklardan gelen bir kedi sesi duydu. Yerinde doğrulup dinledi. Belki de ona öyle gelmişti. Artemis'e bakarken yine aynı sesi duydu. Yerinden kalkıp dolaşmaya başladı. Bu ormanlık alanda kedinin ne işi vardı?
"Ben birazdan geleceğim." Dedi Artemis'e doğru. Artemis ona döndü.
"Burada kız olacağını sanmıyorum." Dedi gülerek. Apollon uzaklaştı.
"Kız arayan kim?" Dedi o duymasa da. Bir süre sonra kedi miyavlaması arttı. Apollon bakışlarını yere çevirdi. Bir kedi ağacın altındaki boşluğa sıkışmıştı.
"Şimdi seni kurtaracağım kedi." Dedi ona doğru. Kedi çaresiz gözlerle ona bakıyordu. Kedinin arka bacakları sıkışmıştı. Apollon kediyi önden çekmeyi denedi ama olmuyordu ve en sonunda kedi tırnaklamaya başlamıştı.
"Ne yapıyorsun burada?"
Apollon arkasına dönmeden konuştu.
"Kedi sıkışmış ama kurtaramıyorum. Bir fikrin var mı?"
Artemis kediye doğru eğildi.
"Sanırım ağacı kesmeliyiz. Doğal yollarla olmayacak tabi."
Artemis gücünü kullanarak ağaçta boşluk oluşturdu ve kedi kurtuldu. Apollon korkmuş kediyi kucağına aldı.
"Eve dönelim de kediye yemek verelim." Dedi gülümseyerek. Artemis ona kaşlarını kaldırarak baktı.
"Onu sahipleniyor musun?" Dediğinde Apollon başıyla onayladı.
"Evet. Adını Artemis mi koysak?" Dedi muzipçe. Artemis arkasında yürürken güldü.
"Daha kedilerin cinsiyetini anlayamıyorsun. Bir de sahiplenmekten bahsediyorsun. Kedi erkek. Adını Apollon koyabiliriz."
Apollon homurdandı.
"Adına sonra karar verelim."
Birlikte eve gittiler. Kedi oldukça acıkmıştı.

Persephone

Dışarı çıkmaya karar verdiğinde kendisine çiçekli güzel bir elbise oluşturdu. Botanik bahçesine gitmek istiyordu. Evden çıkıp kaldırımda yürümeye başladı. Barcelona çok güzeldi. Sokaklardan geçerken havasını içine çekti. Kısa bir süre sonra botanik bahçesine varmıştı. Bilet alıp çiçeklere bakmaya başladı. Çiçeklerden biri kurumaya yüz tutmuştu. Kimsenin görmemesine dikkat ederek çiçeği canlandırma gücünü kullandı. Bütün gün çiçeklerin içinde gezdi. Botanik bahçesinden çıkarken görevli ona bakıp gülümsedi.
"Siz gelince çiçekler canlandı sanki." Dedi memnuniyetle. Persephone gülümsedi.
"Sadece sevgimi kattım."
Kadın başıyla selam verdi ve Persephone dışarı çıktı. Kalabalıklaşan sokaklara bakınca dışarda oturmanın iyi geleceğini düşündü. Kafelerden birine oturdu. Ismarladığı kahveyi gücünü kullanarak ambrosia ile değiştirdi. Burada hayat gerçekten çok güzeldi.

Ares

Dışarda dolaşırken gençlerden bu gece büyük bir dövüş turnuvası olduğunu duymuştu. Gidip en önden izleyecekti. Bilet sırasına girdi. Ne vardı yani güçlerini kullansa? İçini çekerek gişey doğru yaklaştı.
"En önden bir bilet istiyorum." Dediğinde görevli güldü.
"Bu saatte gelip en önden bilet mi istiyorsun? Diğerleri erkenden geldiler. Sadece en arka boş. Oradan veriyorum."
Ares öfkeyle yumruklarını sıktı ama adama gülümsüyordu. Biletini alıp yerine geçti. Buradan ring görünüyordu ama en önden izlemeye benzemezdi. Dövüş başlayınca heyecanla izlemeye başladı. Herkes hararetle izliyordu. Önlerden bağrışan insanların uğultusu geliyordu. Ares dövüşe odaklandı. Uzun boylu adam avantajlı olmasına rağmen daha kötüydü. Kısa boylu adam onu kaldırıp yere vurdu. Önlerden tezahurat sesleri geliyordu. Bir süre sonra uzun boylu adam dayanamadı ve yenildi. İnsanlar içeriyi doluştukları gibi çabuk terketti. Ares te dışarı çıktı. Güzel bir dövüş olmuştu. Şimdi sıra eve gidip iyi bir dövüş filmi izlemekteydi. Keşfettiği kestirme yollardan eve çabucak ulaştı. Hemen film izlemeye başladı.

Zeus ve Hera

Evden çıkıp dolaşmaya karar verdiler. Hera İstanbul'u merak ediyordu. Sahile indiler. Hades'in peşlerinde olduğunu bilmiyorlardı. Hades kadın kılığına girmişti. Evde olduğu için güçlerini kullandığını kimse görmemişti. Salınarak yürümeye başladı. Kesinlikle Zeus'un ilgisini çekecekti. Hera ve Zeus'un oturduğu bankın önünden geçmeye başladı. Giydiği mini etek bacaklarını gözler önüne seriyordu. Yürüken göz ucuyla Zeus'a baktı. Tahmin ettiği gibi ona bakıyordu. Hera ise elindeki bir şeye bakıyordu. Hades hemen yanlarındaki banka oturdu. Otururken bacak bacak üstüne atmıştı ve Zeus'a dönük oturmuştu.
"Aldığın bileklik çok hoş Zeus." Dedi Hera Zeus'a bakarak. Zeus'un bakışları başka taraftaydı. Hemen Hera'ya döndü.
"Beğendiğine sevindim."
Hera başını Zeus'un omzuna yasladı. Hades çantasından ruj çıkardı. Hera'nın Zeus'a kızması için her şeyi yapmaya razıydı. Ruju ayna kullanmadan sürdü. Bütün gece bunun üzerinde çalışmıştı. Zeus'un göz ucuyla ona baktığını gördü. Hera olmasa çoktan yanına gelmişti. Hera olmasa. Aklına gelen fikirle dudağı yukarı kıvrıldı. Yerinden kalkıp Zeusların oturduğu bankın arkasına geçti. Çantasından telefon numarasının yazılı olduğu kağıdı çıkartıp Zeus'a verdi. Hemen oradan uzaklaştı. Kağıtta gece bir barda buluşmak istediği yazıyordu.
Gece olunca dürbünle Zeus'un evini gözetledi. Zeus evden çıkınca hemen oraya gitti. Hera kapıyı açtı.
"Seni severim bilirsin Hera. O yüzden bu bilgiyi sana vermem gerekti. Bugün Zeus'u bir kızdan kağıt alırken yakaladım. Bu gece buluşacaklar kesin."
Hera kaşlarını çattı.
"Zeus önemli bir işi olduğunu ve hemen döneceğini söyledi. Hem nerede buluşacaklarmış?"
Hades ciddiydi.
"Bilemiyorum. Barların çok olduğu sokağa bak bence."
Hera erkeklerin onu sıkıştırdığı geceyi hatırlayınca ürperdi.
"Sen de benimle gelsene. Korkuyorum."
Hades bu ihtimali de düşünmüştü. Yedeğini oluşturmuştu bu yüzden. Hera'ya belli etmeden yedeğini bara gönderdi.
"Gidelim." Dedi Hera'ya bakıp.
Bara vardıklarında Hera Hades'in koluna girdi.
"Erkekler tuhaf tuhaf bakıyor." Dedi korkuyla. Hades onun elini okşadı.
"Korkma. Ben varım."
İşte Zeus ve kopya ilerideki masada oturuyorlardı. Zeus kızın elini tutmuştu.
"Zeus değil mi o?" Dedi Hades. Hera gösterdiği yere baktığında adeta yıkıldı. Daha birkaç gün önce onu kurtarmıştı. Hediye bileklik almıştı. Şimdi bir kızlaydı. Önemli işi buydu.
"Yanına gitmeyecek misin?" Dedi Hades. Hera güçlerini kullanmaktan korkuyordu. Yumruklarını sıktı. Bunun yerine daha iyi bir planı vardı. Gözüyla etrafı taradı. Yalnız başına oturan genç bir erkeği gözüne kestirip masasına oturdu. Hades güldü. Bu iş gittikçe eğlenceli bir hal almaya başlamıştı. Boş bir masaya oturup olacakları izlemeye koyuldu.

Olimpos|Whatsapp Grubu|•Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora