On Sekiz•Dünya Maceraları/3

288 38 14
                                    

Poseidon

Poseidon gözlerini kısıp denize bakmaya başladı. Adamların elinden kurtardığı çocuk onun yanından ayrılmıyordu.
"Nereden geldin sen?" Dedi çocuk ona bakarak. Poseidon gülümsedi.
"Çok uzak bir yerden. Nereden geldiğimi boşver. Bugün hava çok güzel. Yüzmeye gidelim mi?"
Çocuk üzerindekilere baktı. Yırtık pırtık eşyalarla denize giremezdi ki. Üzgünce eskimiş ayakkabılarına indirdi bakışlarını.
"Ben yüzmeyi bilmiyorum. Sen git istersen. Seni sahilde beklerim."
Poseidon onu inceledi. Kıyafetlerinden utandığı belliydi. Elini çocuğun omuzlarına koydu.
"Şimdi Daniel, gözlerini kapat. Ben sihirbazım ve sana güzel bir mayo oluşturacağım." Dediğinde Daniel gülümsedi.
"Yapabilir misin gerçekten?"
Poseidon'un dudağı yukarı kıvrıldı.
"Evet, gözlerini kapat."

Birlikte yüzdüler. Daniel yüzmeyi pek bilmiyordu ama Poseidon onun için dalgaların boyunu ayarlamıştı. Denizin içinde Daniel'ın başını okşadığında Daniel gözleri dolu dolu gülümsedi ve Poseidon'a sarıldı.

Afrodit

Kısa sürede apartmandaki bütün kızlar ondan aşk hakkında tavsiyeler almaya başladılar. Kızlara makyaj yaptı, kıyafet seçmelerine yardım etti. Hatta kızlar onunla kalmaya bile başladılar. Afrodit bu kızları sevmişti. Ne Hera gibi onlar için yaptıklarını beğenmemezlik ediyorlardı ne de Artemis gibi ondan kaçıyorlardı. Bu kızlar tam da onun aradığı tiplerdi.

Athena

Kütüphaneye gitmek yerine kendisine kitap almaya karar verdi. Görevlinin şaşkın bakışlarına daha fazla katlanamayacaktı. Ne vardı yani bir rafın tamamını okumak için aldıysa? Okuyamaz mıydı yani? Bal gibi de okurdu. Diğerleri çok yavaş okuyordu. İçini çekip kitapçıya girdi. Yaklaşık yirmi kitap alıp dışarı çıktı. Kaldırımda ilerlerken genç bir kızın endişeli bir şekilde yürüdüğünü gördü. Dudakları sürekli kıpırdıyordu. Elindeki kağıtlara baktığında Athena onun bir sınava çalıştığını anladı. Usulca yanına yaklaştı.
"Hangi derse çalışıyorsun?" Dediğinde kız ona baktı. Athena'nın güzelliği karşısında kendisini çok çirkin hissetmişti.
"Yunan Mitolojisi hakkında bir sınavım var da. Birkaç yeri tam olarak ezberleyemiyorum." Dedi kız saçlarından bir tutamı kulağının arkasına atarken. Athena'nın dudağı yukarı kıvrıldı.
"Hangi yerler? Söyle bana. Benim mitoloji bilgim çok iyidir."
Kız derin bir nefes alıp gülümsedi. Hades'in köpeklerinin adlarını, Poseidon'un mızrağının adını ve Herkül'ün görevlerini sordu. Athena hepsini anlattığında teşekkür edip otobüse binmeye hazırlandı.
"Ayrıca Athena Ares'ten daha iyi savaşıyor. Sakın bunu unutma." Dedi Athena ona göz kırparak. Kız gülümseyip el salladı. Athena bir şarkı mırıldanarak kaldığı evin yolunu tuttu.

Hera

Adamlar yanına ulaştığında Hera yumruklarını sıktı. Gücünü kullanma yasağı umurunda bile değildi. Zeus'a mesaj gönderdi. Adamlar zaten sarhoştu ve gördüklerini hatırlamayacaklardı. Adamlardan biri kolunu beline doladığında birden şimşek çaktı. Gece, gündüz gibi aydınlandı.
"Yalnız bir kadına musallat olmaya utanmıyor musunuz?" Dedi uzun boylu bir adam. Sarhoşlar güldü.
"Seni ilgilendirmez. İşine bak."
Kelimeleri yuttuğu için tam olarak anlaşılmamıştı ama buna yakın şeyler söylemişti. Hera o kadar bitkin hissediyordu ki bir an ölümlü olduğunu düşünmeye başladı. Sanki biraz sonra bayılacaktı. Derin nefesler alıp alnındaki teri sildi. Sarhoşlardan biri bıçak çekip uzun boylu adama saldırdığında kalbini bir korku kapladı. Eğer adam ölürse yapayalnız kalacaktı ve mecburen gücünü kullanacaktı. Onu kurtarmaya gelmeyen Zeus ta bu duruma kızacaktı. Sanki hakkı varmış gibi. Boğuşan adamlara baktı. Kısa sürede uzun boylu adam ikisini de yendi ve Hera'ya doğru ilerlemeye başladı. Hera bu adamdan da korkuyordu. Sırtı soğuk duvara yaslandığında artık kaçacak yeri olmadığını anladı. Adamın nefesini yüzünde hissedebiliyordu. Hera titrekçe bir nefes aldığında adam parmaklarıyla onun yanağını okşadı.
"Korkma Hera, benim Zeus." Dediğinde Hera rahatlamanın etkisiyle ağlamaya başladı.
"Çok korktum. Eğer sen gelmeseydin gücümü kullanacaktım. Ben diğer tanrıçalar gibi savaşamam. Gelmeseydin..."
Zeus parmağıyla dudağını örttü.
"Seni yalnız bırakmamalıydım. Benim hatam."
Elinden tutup onu kaldırdı.
"Gidiyoruz."
Hera gözlerini kırpıştırdı.
"Olimpos'a mı?" Dedi merakla. Zeus onun elini tuttu.
"İstanbul'a. Böylece yalnız kalmamış olacaksın."

Hades

Zeus'un kaldığı eve bakan pencerenin önünde dürbünle duruyordu. Sabah çoktan olmuştu ama Zeus hâlâ dönmemişti.
"Gece bar bar gezmekten gelemedi beyefendi." Diye söylendi. Dürbün alma fikri birden aklına gelmişti. Dışarı çıkıp Zeus'a yakalanma korkusu olacağına böyle evden gözetlemek daha iyiydi. Kapı çalınınca gözlerini devirdi. Ev sahibi canını sıkıyordu ama buradan ayrılamazdı. Tam da Zeus'un evinin karşısındayken burdan ayrılmak aptallık olurdu. Öfkesini kontrol etmeye çalışarak kapıyı açtı. Ev sahibi onu görünce yine korktu ama belli etmemeye çalıştı. Hades ona öfkeyle bakıyordu.
"Ne oldu?" Dedi kızgın bir ses tonuyla. Ev sahibi başını dikleştirip cesur durmaya çalıştı.
"Su boruları patladı. Tamir ettirmek epey pahalıya patladı."
Hades ona yani der gibi bakıyordu.
"Senin de para vermen lazım."
Neredeyse her gün gelip bir şeyler söylüyordu ya da para istiyordu.
"Ne kadar?"
"İki yüz yeter."
Hades cebine baktı. Daha çok parası vardı ama bu adama fazla para vermek istemiyordu. Cebinden yüz lira çıkartıp adamın eline bıraktı. Camın önüne geçti. Adam söylenmeye başladı.
"İki yüz dedim. Bundan bir tane daha yani. Beyninde problem mi var?"
Hades elini açıp paranın alev almasını sağladı. Adam parayı elinden yere attı. Hades hışımla ona döndü.
"Al şu parayı ve git. Bir daha da benimle konuşurken dikkatli ol."
Eğilip yanmış parayı aldı. Adama geri verdiğinde para sağlamdı. Adam korkuyla oradan uzaklaştı. Hades dürbünü eline alıp sakin olmaya çalıştı. İşte Zeus eve giriyordu. O da ne? Yanında bir kadın vardı. Hemen telefonun kamerasını açtı. Hera'ya bunları göndermek zevkli olacaktı. Kadın eve girip dolaştı. Yüzü görünmüyordu. Zeus onu koltukta yanına çektiğinde yüzü göründü. Hades'in planı suya düşmüştü. Kadın Hera'ydı. Telefonun kamerasını kapatıp cebine koydu.
"Mutlaka bir açığını bulacağım Zeus. İki gün içinde mutlaka bulacağım ve sen Olimpos'a rezil olarak gideceksin."
Oluşturduğu Tartarus görüntüsünü izlerken koltukta arkasına yaslandı.

Olimpos|Whatsapp Grubu|•Where stories live. Discover now