Onüçüncü Bölüm | ''Zevkten bulutlara çıkmanı sağlayabilirim.''

8.7K 793 392
                                    

''Senden istediğim tek şey sevgin.'' dudaklarımı dudaklarıyla birleştirdiğimde, sanki bunu bekliyormuş gibi beni belimden iyice tutarak kendine çekmişti.Dudaklarım dudaklarındayken, bacaklarımı iki yana ayırarak kucağına çıkmıştım.Elleri hemen kalçamı sahiplenmiş olabildiğinden daha çok kendine çekmeye çalışıyordu.

Alt dudağını dudaklarım arasına aldığımda o da üst dudağımı dudakları arasına almıştı.İlk öpücüğümdü.İlkimdi.Hatta neredeyse çoğu ilkimi bu herife vermiştim.Dengemi alt üst etmekten, beni etkilemekten ve beni her şeyiyle büyüsü altına almaktan bıkmamıştı.Evet, ilk zamanlar her şey ona karşı bu kadar yanlışken şimdi hala daha doğruyu bulamadığımı hissetmiş olsam da buna rağmen onunla olmak istiyordum.Kim olduğu, nasıl birisi olduğu, ne işlere bulaşmış olduğunun bir önemi yoktu artık benim için.Onunlayken tamamen kendim olabildiğimi hissediyordum ve artık kendimi özgür bırakmaya ihtiyacım vardı.

Onun yanındayken sanki, herkesin benden olmasını bekledikleri kişiden daha çok asıl Jimin gibi hissediyordum.Yoksa, asla Jungkook'un dudaklarına yapışacak kadar özgüvenli, ya da ona duygularını itiraf edebilecek kadar cesaretli birisi olmamıştım.

Benim için her zaman bu tür şeyler arka planda olurdu, hele daha kendime itiraf edemezken ona itiraf etmek benim için gerçekten zorunda ötesindeydi ama neyse ki bu sefer kendimi kötü hissetmekden daha çok iyi hissediyordum.Çünkü genelde, onunla her yakınlaştığımda aklımda cevalayamacağım sorular olur ve hep gecelerimi uyumayarak geçirirdim.

Kendimi ne kadar ondan alıkoyup derse odaklamaya çalışsam da, bu reddedilmeyecek bir gerçekti.

Ondan kaçarken onun avuçları arasındaydım, tekrar.

''Aklımı kaçırıyor gibi oldum beni istemediğini söylediğinde.'' diye itiraf etti.Bir kere daha dudağıma sulu bir öpücük kondurup geri çekildi.

''Ben..'' diye başladım etkisinden çıkmakta zorlanırken, tekrar söylemek istiyorum.

Dengemin ebesini kesinlikle sikiyordu.

''Ne yapmam gerektiğimi bilmiyorum Jungkook.Benim için tam sınırdasın.'' alnımı alnına yasladığımda baş parmağını dudaklarımda gezdirmeye başlamıştı.

''Çok yanlışsın, bana kendimi yasadışı hissetmemi sağlıyorsun.

Günahkar hissettiriyorsun.'' alt dudağımı okşadı yavaşça.

''Ama aynı zamanda daha önce hiç hissetmediğim kadar iyi hissettiriyorsun.'' 

''Daha iyi hissetmeni sağlayabilirim.'' dedi, nefesiyle günahı fısıldarken.

''Zevkten bulutlara çıkmanı sağlayabilirim.'' 

''Öyle mi?'' kendimi tutamadan dudaklarımda oyalanan baş parmağını dudaklarım arasına aldığımda gözlerimdeki arsızlığa şaşırmış görünüyordu.Yavaş yavaş alışması gerekiyordu.

Baş parmağını tamamen ağzımın içine getirdiğinde, yavaşça emerek dilimi boylu boyunca gezdirdim.Bu seferde diğer parmağını ağzımın içine yolladı.

İşaret parmağını da sesimi çıkarmadan kabul ederken çoktan Taehyung'un yan odada uyuyor olduğunu unutmuş, kendimizi tamemen ana bırakmıştık.Zaman öyle akıp geçiyordu ki.Dört sene önce bana okulun zorbası basketbol takım kaptanı Jeon Jungkook ile böyle bir duruma geleceğimi söyleselerdi, götümü yırtana kadar gülerdim ama gelin görün ki şu anda bu herifin kucağındaydım.

ve o çok...

baskındı.

''Aferin afrodit.'' mırıldandı.Parmaklarını küçük yuvamdan çekip ellerini bu sefer tişörtüme attığnda hiçbir şey umrumuzda değildi.

Sanki bu anda kısılı kalmıştık ve neyin doğru neyin yanlış olduğu, sonrasında bize ne olacağı, ikimizinde kim olduğu umrumuzda değildi.

Üzerimdeki tişörtü sonunda çıkartıp odanın bir köşesine yolladığında benimde ellerim onun siyah tişörtünü bulmuştu.Benim üzerim çıplakken onun giyinik olması adil olmazdı değil mi?

''Sende.'' küçük bir kırkırdama bırakıp tişörtünü üzerinden çıkardığında ellerim tekrar hastası olduğum o dövmelerde dolaşmaya başlamıştı.

''Ben de istiyorum.'' dedim, elimi ejderha dövmesinin üzerinde gezdirirken.Bu söylediğim onu pek şaşırtmışa benzemiyordu.

Elimi dövmesinden çekip kemerine getirdiğimde önce kemerini pantolonundan çıkarmış sonrasında da aynı onun yaptığı gibi kemeri odanın köşesine fırlatmıştım.Pantolonunun düğmesini açıp fermuarınıda indirdim.Beni belimden tuttuğu gibi yatağa yatırdığında, çok geçmeden üzerimdeki yerini almıştı.

''Eğer.'' dudaklarını kulağıma yaklaştırdı.

''Sınırı geçersem bir daha asla durmam.'' diye fısıldadı.Durmasını isteyen kimdi ki zaten? Bu saatten sonra durmasını falan istemiyordum.İlerlemek istiyordum, daha fazla ileriye gitmek istiyordum.

Artık geriye dönmek yoktu, geriye dönüş yoktu.

''Durma.'' dudakları bir kez daha dudaklarımla buluştu.

''Sakın durma.''





Bir bölüm daha uzatacağım, hemen bitmesini istesem de.



Retrouvailles ℘ JiKookWhere stories live. Discover now