GEÇMİŞ ÖZEL BÖLÜM

Start from the beginning
                                    

Tunç bebek Fikret'i tanımasıyla Canan'ın kucağında zıplayarak Fikret'in kucağına gitmek için çırpındı. Fikret Tunç'u almak için kollarını uzattığında, kadının saçları rüzgârın savurmasıyla, Fikret'in iri ellerine değdi. Hemen arkasından ise saçlardan burnuna temiz sabun kokusu geldi.

Kadın bahar kokuyordu.

Adamın yıllardır kara kış yaşadığı hayatına birden yayılan bahar kokusu. Bu koku adamı gülümsetti ve adam bir şeyi daha fark etti. Yıllardır ilk kez içten gülümsediğini...

Tunç'u kucağına alıp kadının acı kahve gözlerine gözlerini dikti. "Adın ne senin?" diye sordu sert kurşungeçirmez bir sesle.

"Canan." Diye cevap verdi kadın ama karşısındaki sert adamdan korktuğu için ne kadar merak etse de senin adın ne diye soramadı.

Fikret sanki bu ismi hafızasına kazımak ister gibi "Canan..." diye mırıldandı.

Adamın gözleri kadının üzerinden bir saniye ayrılmıyordu. Bu kadını hem korkutuyor hem de anlam veremediği bir şekilde hoşuna gidiyordu. Çünkü kadın daha yirmi iki yıllık yaşantısı boyunca babası dışında bir erkekle ilk kez göz göze gelip konuşuyordu.

Rüzgâr sanki Fikret'e jest yapmak ister gibi şiddetini artırdıkça artırdı ve Canan'ın savrulan saçlarından yayılan bahar kokusunu, Fikret'e bahşetti.

"Seni ilk kez bu evde görüyorum Canan. Yoksa sen Füsun'un akrabası mısın?"

Canan tam cevap verecekken, Cevdet'in "Fikret Bey" diyen sesi duyuldu ve Canan merak ettiği adamın adını öğrenmesiyle dudaklarını kıvırdı. Fikret'in ise gözleri, Canan'ın dudak kıvrımına takılı kaldı.

Cevdet yanlarına varıp "Hoş geldiniz Fikret Bey." Öfkeli bakışları anında Canan'ı buldu. "Ne zaman geldiniz?"

"Daha yeni geldim. Canan'la tanışıyordum."

"Öyle mi?" dedi Cevdet. Bu durumdan hoşlanmadığı ses tonuna yansımıştı. Fikret'in kucağından Tunç'u alarak Canan'a uzattı. Tabii onu öldürmek ister gibi bakmayı da ihmal etmedi. "Tunç'u annesine götür."

Canan son kez Fikret'e bakıp kucağında Tunç ile içeriye ilerlediğinde Fikret'in "Kim bu kız?" diye sorduğunu duydu. Yüzündeki gülümseme büyüdüğünde adımlarını oldukça yavaş attı. Eve girmeye birkaç adım kala Cevdet'in verdiği cevapla ayakları işlevini yitirmiş gibi olduğu yere çakıldı.

"Tunç'un bakıcısı. Füsun'a yardımcı oluyor."

Her şeyi başlatan işte bu iki yalan cümleydi. Masum insanları, masum olmayan insanların arasına atan iki zehirli yalan cümle.

Cevdet sırf kıskandığından, Canan'ı bakıcı olarak göstermiş, Fikret gibi saygın bir adamın böyle bir kızla ilgilenmeyeceğini düşünmüştü. Yanılmıştı. Öyle bir yanılmıştı ki ilgilenmez dediği Fikret'in gözlerinin önünde yıllarca Canan'ı sahiplenmesini izlemişti.

Canan'ın da Fikret'e boş olmadığını gördüğünde çıldırmış, hırsını evdekilere eziyet ederek çıkarmıştı.

Canan, Cevdet'in Fikret'e söylediği yalanı kabullenmemiş ilk fırsatta bunun yalan olduğunu aslında Füsun'un amcasının kızı olduğunu Fikret'e açıklayacağını söylediğinde, yanağına ilk tokadını yedi. Yetmedi Cevdet annesini öldürmekle tehdit etti.

Canan korktu. Susmak zorunda kaldı.

Annesi için bakıcı yalanına ses çıkarmadı. Varsındı Fikret onu bakıcı bilsindi. Allah bilir bir daha onu ne zaman görecekti.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now