15.BÖLÜM

33.1K 1.9K 1K
                                    

                          15

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                          15. BÖLÜM

Ayna: Anlatmalıymış Meğer

Öyle bir an oluyor ki...

Bazen bırak hevesi, nefesim bile boğazımda kalıyor.

Ufuk'un telefonda söylediklerinin şaşkınlığını üzerinden atan ilk Melih oldu. "Hiç kimseye bir şey olmayacak Ufuk! Geliyorum!" diyerek telefonu kapattı ve odadan bir hışımla çıktı. "Çağlar!" diye evi inletecek derecede bağırdı.

Ben odada Melih'le az önce uyuma planı yaptığımız yatağın ucuna eğreti bir şekilde oturdum ve bakışlarımı odanın açık kapısının önünde öfkeden deliye dönmüş Melih'e diktim. Çağlar hızla Melih'in yanına geldi. Yüzünde ne olduğunu anlayamadığını belirtir gibi bir ifade vardı.

"Gidiyoruz... Şerefsiz Cevdet Mehmet abinin evini silahla basmış!" dedi Melih. Çağlar oturduğum yerden bile net bir şekilde görebileceğim şekilde gözlerini kocaman açtı. "Cevdet neden böyle bir şey yapsın?" diye sordu. Melih sinirle ellerini gür saçlarından geçirdi, burnundan sert bir soluk bırakarak. "Çünkü Füsun Hanım Mehmet abiye gitmiş." Demesiyle Çağlar dudaklarından bir küfür savurdu ve belindeki silahı çıkartarak kontrol etti. "Gidelim abi." Dedi ölüm soğukluğu esen sesiyle.

Kendimi toparlayarak oturduğum yerden kalktım. Bende onlarla birlikte gidecektim. Ortamın karmaşasına nazaran ben ağır adımlarla odadan çıktım ve Melih'in koluna dokundum. "Bende geleceğim." Dedim. Melih önce kolunu tuttuğum elime baktı. Daha sonrada cehennem ateşi yanan gözlerini gözlerime çıkardı. "Hayır! Sen hiçbir yere gelmeyeceksin!" dedi dişlerinin arasından tıslar gibi. Bakışlarını Çağlar'a çevirdi ve başıyla hadi der gibi bir işaret yaptı. Çağlar, Melih'ten aldığı sessiz emri anlayarak yanımızdan ayrıldı. Melih, kolunu tuttuğum elimi sert bir şekilde boşta kalan eliyle kavradı ve kendi odasına doğru sürükledi beni. Yatağın üstüne nazik olmayacak bir şekilde oturttu, iki eliyle yüzümü tutarak alev alan gözlerine bakmamı sağladı.

"Ben gelene kadar uyu Ahu!" diye konuştu. Bu beni başından savmanın en yalın haliydi. Gözleri, gözlerime bir cevap arar gibi bakıyordu. "Sen uyanmadan gelmiş olurum." Diye devam etti. Yüzümü kavrayan büyük ellerinin üzerine ellerimi koydum. "Uyumak istemiyorum. Bende seninle gelmek istiyorum." Dedim ağlamaklı bir ses tonuyla. Melih gözlerini kapattı, alnını alnıma dayadı. "Ahu..." dedi fısıldar gibi. Burnu burnuma değiyor, sakalları yanağımı okşuyordu. Birbirimizin sıcak soluklarını içiyorduk. Melih bir kez daha "Ahu..." diye seslendiğinde onu "Ne olur Melih, bende geleyim." Diyerek susturdum. Melih, kapalı olan gözlerini açarak, ellerini yüzümden çekti. Yüzümden çekilen elleri yüzünden elinin üstünde olan elim boşluğa doğru savrulacakken Melih iri elinin içine aldı elimi ve beni yataktan kaldırarak kendisiyle birlikte odadan çıkardı.

Merdivenleri hızlı bir şekilde indikten sonra dış kapıyı açarak evden dışarı çıktık. Çağlar, Melih'in arabasının önünde telefonda konuşuyordu. Bizi fark etmesiyle telefonu kapatarak cebine koydu. "Abi Osman yolda geliyor." Dedi. Melih arabasının kapısını açtı beni koltuğa oturttu kapıyı kapatmadan "Tamam Çağlar. Sen kendi arabanla gel." Diyerek kapıyı kapattı ve arabanın etrafından dolaşarak sürücü koltuğuna oturdu. Arabanın kontağını çalıştırmadan emniyet kemerini taktı ve ani bir manevrayla arabayı çalıştırdı.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now