17. BÖLÜM

39.1K 1.7K 1.3K
                                    

                                                                                      17

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                                            
                         17. BÖLÜM

Nev: Mühürlü Kaderim

Gözlerimi burnuma dolan ağır sigara kokusuyla araladım. Boğazımı bile yakan bu yoğun sigara kokusunun nereden geldiğini anlamak için gözlerimi oda da gezdirecekken, boydan boya cam olan pencere önünde tekli gri koltuğa oturmuş Melih'i gördüm. Oda karanlıktı, sanırım daha geceydi...

Odanın karanlığına rağmen Melih'in koyu ela gözlerini seçebiliyordum. Uzun parmaklarının arasında duran sigaranın ışığını fark etmemle sigara kokusunun ondan geldiğini anladım. Melih, gözlerini bir saniye bile üzerimden çekmeden beni izliyor, art ardına sigarasından içine çekerek içiyordu. Dibini gördüğü sigaranın izmaritini ayaklarını uzattığı sehpanın üstünde duran küllüğe bastırarak söndürdü. Refleks olarak bakışlarımı küllüğe çevirdiğimde küllüğün içinde birkaç tane daha bitmiş sigara izmariti gördüm.

Gece vakti neydi ona böyle sigara içirecek?

Bakışlarımı yavaşça Melih'e çevirdim ve yatakta doğrularak "Melih" diye seslendim. Melih bakışlarını benden çekmeden sigara paketinden bir dal daha sigara çıkartıp, dolgun dudaklarının arasına yerleştirdi. Sehpanın üzerinde duran sıradan çakmakla sigarasının ucunu tutuşturdu. Gözlerimin içine bakarak sigarasından güçlü bir nefes alarak, sanki yüzüme üflüyormuş gibi bana doğru üfledi dumanını. Ağzından ve burnundan çıkan duman bana yetişmeden havada dans ederek yok oluyordu. Gecenin karanlığında sanki intihara kalkışmış gibi odanın her bir yerine dağılıyordu.

Melih, dudaklarının arasına sıkıştırdığı sigaradan her bir nefes alışında dumanını ağzının içinde biraz bekletip öyle üflüyordu. Sanki dumanı içine hapis etmek ister gibi, onu ağzından bırakmak istemez gibi, içine hapis ederek ölmek ister gibi, sigarasının dumanının ondan gitmesine izin vermek istemez gibi...

Sadece bir an... Çok kısa bir zaman dilimini kaplayacak, kısacık bir an. Melih'in ağzının içinde cebelleşen sigara dumanını kendime benzettim. Sanki o sigara dumanı bendim ve Melih'in ağzının içinde hapistim.

Düşüncelerimden sıyrılarak, doğrulduğum yatakta yönümü Melih'e dönerek bağdaş kurup oturdum. Melih, bu sırada elindeki sigaranın da dibini görmüş ve sanki çerez yer gibi bir tane daha sigarayı tutuşturarak içmeye başlamıştı. "Melih" diye bir kez daha seslendim. "Neden bu saatte sigara içiyorsun? Neden uyumuyorsun?" diye sordum. Melih, sigarasından derin bir nefes daha aldı. Kaşlarını çattı.

"Neden mi uyumuyorum?"

"Hıhım"

Melih çatık olan kaşlarını biraz daha çattı. "Senin yüzünden." Dedi.

Ela gözlerinde yanan ateş, sigarasının ucundaki ateşe karışıyordu. Gözlerindeki yangına rağmen sesi buz gibiydi. Elinde ki sigarayı dudaklarıyla buluşturup yanaklarını içine göçürecek bir nefes aldı. Birkaç saniye ağzının içinde tutuğu dumanı ölüm yavaşlığında dudaklarından bıraktı.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now