Chapter 5: First School Day

1.5K 221 84
                                    

Minho girdiği derse sıkıntıdan ölüyordu resmen. Uzun zamandır girmediği Büyü Felsefesi dersindeydi. Beta okulu için bir profesör henüz atanmadığından Alfa okuluyla beraber görüyorlardı bu dersi. Profesör Jackson elindeki ince uzun metaj çubukla kara tahtaya yazdığı şeyleri anlatırken dersinden kopup giden öğrencilerini farketmiş ve üzülmüştü.

"Genç büyücü ve cadılar, dersimi dinleyin. Önümüzdeki hafta sözlü yapacağım." Mimho Profesöre göz devirip oturduğu sandalyede yayılmaya devam ederken gözü, U şeklindeki masalar sayesinde karşısında kalan, küçük sincaba takılmıştı. Birkaç gün önce Yeonjun'un sincaba çevirdiği çocuk için henüz bir büyü bulamamışlardı.

Minho, Jisung'ı izlemeye devam ederken Jisung birleşik sıraların üzerinde kolturup, kalemliklerin üzerinden atlayarak kensi çapında eğleniyordu.

U masada koşmaya devam edip, önce Hyunjin sonra Trich'in çnünden geçtiğinde Minho onu yakalamak için dikkatini toparladı. Tam önünden geçip, elinin üzerinden atlayacağı sırada küçük sincabı havada yakalayıp önüne oturttu. Jisung küçük elleriyle itmeye çalışmak ve vurmak dışında hiçbir şey yapamıyordu.

Beomgyu sincabın yakalandığını görünce gülerek eline kalemini alıp, onu dürtmeye başladı. "Hey, küçük sincap~"

"Canı acıyordur." Jisung kimsenin duyamayacağı kadar sessiz çığlıklar atarken Beomgyu sessizce gülerek kalemle küçük bedenini dürtmeye devam etti. Minho da sırıtarak izliyordu.

"Seni kurtarmamı ister misin küçük şey?" Jisung hızla başını salladığında, Minho parmağını şıklatıp pilot kalemin mürekkebinin, Beomgyu'nun eline bocalanmasına sebep olmuştu. Beomgyu küfür mırıldanarak elindeki mürekkebi silmeye çalışırken Jisung kurtarıldığı için derin bir nefes alıp bedenini Minho'nun eline bıraktı.

Minho küçük ve yumuşacık karnını okşarken, uykusu gelmeye başlamıştı. "Seni tekrar insan yapacak büyüyü biliyorum sincap, ama nedense bu halin çok tatlı geldi gözüme. Bir süre benimle yaşasan sorun olmaz, hm?"

Jisung korkuyla başını iki yana sallarken, Minho küçük bedenini iki rliyle kavrayarak onu sevmeye devam etti.

"...daha önce de söylediğim gibi, Eski Çağ cadılarının soyu hala devam ediyor ve cadılar arasındaki en üstün kabileler. Anlayacağınız, hanedan soyu sayılabilir-" Profesör Jackson'ın kaşlarını çatıp, duraksamasına sebep olan şey Felix'in kalın sesiydi.

"Hey! Arkadaşımızı rahat bırak!" Felix karşı masaya bağırdığında, Jisung kurtulacağını düşünerek debelenmeye başladı.

"O bir sincap." Minho verebileceği en mantıksız cevabı verdiğinde Felix tek kaşını kaldırdı.

"Sizin yüzünüzden bir sincap oldu! Jisung'ı bırak. Canını acıtıyorsun!" Jeongin de arkadaşına destek çıktığında Profesör Jackson kaşlarını sanki olanbilirmiş gibi daha da çatıp cadıların olduğu masalara ilerledi.

"Minho, yapmaman gereken bir şeyi yapıyorsun. O kargaşa için ceza almamanız insanları rahatsız edrbilecrğiniz anlamına gelmşyor. Jisung'ı rahat bırak." Minho elini gevşettiği gibi Jisung masadan atlayıp yere süzülmüş ardından koşarak Chris'in yanına ilerlemişti. Chris küçük dostunu yerden alıp öasaya bıraktığında Jisung onun omzuna tırmanıp sıkıca sarıldı, sarılabildiği kadar.

"Sadece sevmek istemiştim, çok şirin görünüyor." Minho omuzlarını yukarı kaldırıp, masum görünmeye çalıştığında Jeongin inanmıştı. Çabuk kandırılabilen, kırılgan bir yetim çocuktu sonuçta.

"Ama canını yaktın. Yavaş sevmeliydin."

"Ya git, inanma şuna Jeongin. Bilerek yapıyordu, sanki tanımıyoruz Minho'yu." Chris söylendiği gibi yerinden kalkmış, sınıftan çıkmıştı. Profesör bir tepki veremedi.

Twilight || SKZ¡ TXT¡ ATEEZ¡Where stories live. Discover now