Milad

1.9K 81 18
                                    

Sadece bana bakıyordu, lanet olsun Demir! Ben onun hiçbir şeyiydim işte. Sadece gözlerimin içine bakıyordu, bakışlarımı sonunda kaçırabildim. Bu evden gitmek istiyordum ama biz hala Antalya'daydık.

"Çık odamdan Demir!" Ağzını açıp kapadı, topuklarının üstünde ters dönüp odamdan çıktı. Ah! Gerizekalı Derin gerizekalı Derin! Sürekli kendime bunları söylüyordum. Gözyaşlarım benden izinsiz sel olmuşlardı zaten. Gözkapaklarım o kadar çok ağrıyordu ki en iyisinin uyumak olduğuna karar verdim. Zaten yarın da ilk işim uçağa atlayıp eve dönmek.

***

"Kübraaaağğğğ."

"Ne var Derin, yine ne istiyosun Derin!"

"Bana çikolata alır mısın canım aşkım arkadaşım. " Birazcık yalakalıktan zarar gelmezdi sonuçta değil mi?

"Of iyi bekle, gidip alıyım. " Heheh işte zafer! Üzgün ve mutsuz olmanın faydaları! Antalya'dan geleli 2 gün olmuştu. Demir'le ara sıra konuşuyorduk. Naber, nasılsın gibi. Babamdan da izin almıştım Kübra ' larda kalmak için. Kübra en azından beni güldürebiliyordu ve benim için Kıvanç'ı evden yollamıştı.  Keşke Demir'i uzaktan sevmeye devam etseydim. Bunların hiçbiri olmazdı. Ama elimde de hicbir mutlu anım olmayacaktı. Hayır yani bir insan hiç mi birşey demez? En azından kafam biraz daha rahat olurdu. Itiraf etmek istemesem de hala bir umut taşıyor olabilirim. Kafama çarpan sert cisimle, gözlerim faltaşı gibi açıldı.

"Ay pardon Derin, kucağını hedeflemiştim."  Kübra'ya en sert bakışımı gonderip, sayısını unuttuğum çikolatamı yedim.

"Ee şimdi nasıl olacak aranız?" 

"Kiminle?" Salağa yatmaya çalışıyordum.

"Francisco'yla diyorum nasıl gidiyor?"

"Iyi ya karısından boşanıcakmış, benim için. "  kafama yastığı fırlattı.

"Ciddi ol bi." Oflayıp, kalktım. Banyoya girip yüzümü yıkadım. Pijamalarım ve dağınık, kabarmış saçlarımla bir korku filminde oynayabilirdim. Dabbe ' ye falan mı başvursaydım? Dabbe diyince de bi korku geldi, ayna falan. Kendimi de böyle korkutmayı severim. Neyse en iyisi çıkayım şu banyodan.

"Evet aşkım, bilmiyorum, tamam, konuşurum ben, ya kızarsa, biliyorum, iyi tamam bende seni seviyorum,görüşürüz. " Kübra ' nın telefonla konuşmalarıydı bunlar. Kıvanç'la konuşuyordu muhtemelen.

" Derin ben çıksam sorun olur mu?" Tabiki olurdu, yalnız kalırdım ve ben yalnız kalmayı sevmezdim. Aslında kalabalığı da sevmezdim, 2 kişi idealdi benim için. Ama böyle bir bencilliği de arkadaşıma yapamayacağım için Hayır ,sen git dedim.

***

Pencereye gelen sesle yattığım yerden doğruldum, yağmur yağıyordu. Ah canım yaz yağmurum,  en sevmediğim. Ayağa kalkıp, gerindim. Üstüme salaş bir ceket geçirdim. Saat 1'e geliyordu. Kapı çalınca, kapıya ilerledim. Kübra anahtarını unutmuş olmalıydı. Fortmantoda kendime baktığımda , askılı siyah bluz, tayt, salaş bir ceket ve pırasa gibi saçlarımı gördüm. Ama yine de saçlarımın düz olmasını seviyordum. Gök bir kez daha gürlediğinde yerimde sıçradım, sonra da kapıyı açtım. Karşımda yağmurda ıslanan saçlarıyla, üstündeki deri ceketiyle seksi bir Demir duruyordu.

"İçeri geçebilir miyim? "

"Geç. " diyip yana kaydım. Yanımdan geçip salona gitti. Kapıyı kapatıp, odama geçtim. Onunla konuşmak istemiyordum. Kapımın açılma sesiyle ofladım.

"Çıkar mısın odamdan?!" Yatağımın ucuna oturdu.

" Bu hep böyle mi devam edicek Derin, hep benden kaçacak mısın?"  Cidden bu hep böyle mi devam edicekti? Hep ondan kaçacak mıydım? Cevap vermemek için kalktım, üstümde nasılsa salaş bir ceket vardı. Hemen kendimi dışarı attım. Soğuk rüzgar ve yağmur taneleri yüzüme çarpıyordu. Ama bu ilk defa hoşuma gidiyordu. Sanki kendimi çok özgür hissettirmisti. Yol boyunca,  yürüdüm, yürüdüm. Bacaklarım iyice ağrımaya başlamıştı, ve bu yağmurda bu kadar dolasmaktan hasta olabilirdim. Kolumdan birinin çektiğini hissedince, refleks olarak çığlık attım. Ama karşımdakinin Demir olduğunu görünce, rahatladım. Kolumu çekmeye çalıştım, yüzümü avcunun içine aldı.

"Sadece dinle tamam mı? Lütfen. "  Kalbim dinle diye yalvarırken,  beynim mal mısın sen dön eve diyordu. Ama kalbime yenik düşüp kafamı salladım.

"Imm şimdi nasıl başlasam bilemedim. Ben sana Antalya'da birsey söyleyemedim. Çünkü sana seni sevdiğimi itiraf ederken, özel olmasını istedim. Senin zorlamanla söylemem gereken bişey olsun istemedim. Sana hislerimi nasıl açacağımı da bilemiyordum, yani genelde bilirsin, kızlar bana aşkını itiraf ederdi. Ben ilk defa aşkımı itiraf edicem. "  soluklandı. Sadece gözlerimin içine bakıyordu, ve benim gülme isteğim geliyordu. Çünkü ciddi bir durumdaydık ve ben ciddi durumlarda gülerdim. Böyle de mal bir insanımdır.

"Neyse evet nerde kalmıştım? Hah aşk itirafı! Şöyle anlatayım, sen beni çok değiştiriyorsun, baksana ilk defa birine aşk itiraf ediyorum. Hayatım resmen Derin'den önce , Derin'den sonra oldu. Ben sevgili olalım istemiyorum. Sevgili olursak başlangıcı ve bitişi olur. Biz Derin ve Demir olalım. Sen benimsin, ben seninim. Bana yavsayan kızlara da Sevgilimden uzak dur deme, benim olandan uzak dur de. Seni seviyorum Derin. Sen benim miladımsın. Benim olmaya var mısın? "

Çok uzun konuşmuştu ve suan kalbim dört nala kosturuyordu. Cevap bekleyen gözlerle bana bakıyordu. Birsey diyemeceğimi farkettiğimden, dudaklarına yapıştım. Öpüşümüzün arasında,  ikimizde gülümsedik. Yağmurda yağıyordu, sanırım en romantik halimiz buydu.

Bu bölüm en güzel bölümlerden oldu, gibi sanki. 15 tatil geliyor bu geç gelen bölümlerin telafilerini alacaksınız. Vote ve yorumlarınızı bekliyorum.

Üvey Kardeşim(!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin