19: remembrance

23.9K 2.5K 7.2K
                                    

'I'm so tired of being here
Suppressed by all my childish fears
And if you have to leave
I wish that you would just leave
'Cause your presence still lingers here
And it won't leave me alone

These wounds won't seem to heal, this pain is just too real
There's just too much that time cannot erase'


Şöyle bir durum var ki yakın bir tarihte olacak olayı eş zamanlı olarak bir bölümde kullanmak istiyorum ve bunun için haftada iki bölüm falan atmalıyım ama gel gör ki nerede, nerede yani.

Ama uğraşacağım umarım ve umarım istediğim gibi yapabilirim :3 (yapamadı)

Oylarınız ve yorumlarınız çooook değerlidir.

İyi okumalar.

"Buna verilecek bir örnek.."

"Lucifer,"

Öğretmen, sesin geldiği yere usulca kafasını çevirdi. Uzun bir süre büyük sınıfta sesin kaynağını aradı; zira cevabı veren daha önce hiç duymadığı bir sesti.

"Sen mi cevap verdin?" Öğretmen bu öğrenciyi tanıyordu. Hiçbir şekilde derslerinde söz almaz, konuşmazdı. Derse katılmış olmasına hafifçe tebessüm etti. "Lütfen devam et Fergus. Lucifer hakkında neler biliyorsun?"

Çocuk hafifçe sırıtıp devam etti. "Lucifer, aynı zamanda "Sabah yıldızı ve Işık saçan" olarak da bilinir. Tanrı'nın yarattığı güçlü ve güzel bir melekti. Kibri ile bilinirdi. Tanrı bizleri yarattığında, kıskançlığına ve kibrine yenik düşüp Tanrı'ya karşı geldi. Bu sayede Dünya'ya yollandı."

Öğretmen başını usulca salladı. Ağzını açacağı sırada, çocuk tekrar konuşmaya başladı. "Ancak bu, bize verilen dogma bilgiler. Asıl gerçeklik," Çocuğun sırıtışı daha da büyüdü. Etraftaki diğer öğrenciler hafifçe fısıldaşmaya başladılar. "Lucifer her zaman haklıydı. Ateşten olanın çamura tapması anlamsızdı ve bunun uğruna cennetten kovuldu. Abileri onu bir kafese kapadı ancak," Gözlerini sinsi bir tavırla öğretmene dikti. "Sizce de birkaç gündür değişik bir his yok mu havada Bay Millers? Etraftaki yüce hissi hissedebiliyor musunuz, Dünya'nın değişimini?"

Öğretmen, kafası karışmış bir biçimde camdan dışarı baktı. Hemen sonra öğrenciye geri döndürdü başını. "Bu aralar olan tek şey doğal afetler ve yayılan hastalıklar Fergus. Yüce hissi bu şekilde mi tanımlıyorsun?"

"Evet!" Dedi coşkuyla. "Evet! Farklı olan bir şeyler var. Dünya'ya hiç doğmayan bir sabah yıldızı doğuyor. Çok yakınımızda, bir nefes kadar!"

"Peki, buradaki ağrıyı on ve bir arasında derecelendirir misin?"

"Hissetmiyorum."

"Anladım," Hemşire elindeki steril eldivenleri yanındaki çekmecenin üzerine bıraktı. "Ne olduğunu hatırlıyor musunuz Bay Jeon, yangını?"

Beyaz tenli sedyeden hafif bir zıplayışla aşağı indi. "Buralarda çikolata bulabileceğim bir yer var mı?"

Sorusunun cevabını alamadığı gibi hastasından garip bir istek duyan hemşire, tedirgin ama sıcak bir gülümseme sundu hastaya. "Bay Jeon, haydi odanıza dönelim," Göz temasını tamamen kesen genç adamın bakışları, hemşirenin dikkatinden kaçmamıştı. Arkasında bir yerlere bakıyordu hemşirenin. Hemşire arkasına dönmeye bile yeltenmedi. Günlük rutinleri olmuştu bu sanrılar.

lilith's sin ⸸ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin