45: if you dance i'll dance

10.9K 951 1.3K
                                    

|Eurielle; Hate me|

Hate me
Break me
Let me feel as hurt as you
Push me
Crush me
But promise me you'll never let us go

Never let us go

Merhaba, sanırım yeniden başladık.
Hâlâ burada iseniz ve bu kitabı seviyorsanız çok ama çok minnettarım, teşekkür ederim.

Bölüm oldukça kısa ancak bu bölümü oldukça kısa vakitte, birkaç günde yazabildim. Hafiften bir ilhamsızlık hâlâ sürmekte fakat geçeceğine inanıyorum. Güzel geceleriniz olsun, Lilith buralarda olacak.

Keyifli okumalar.

"Vurmayı kes artık Namjoon, daha uyanmamışlar işte." Dedi cadı, melek ısrarla sarayın kapısını zorlarken.

"Uyanmak değil bu Seokjin, Jeongguk Taehyung'u kesmiş olabilir." Sohbetlerine hızla dalan beyaz tenli şeytan sırıtarak meleğin omzuna dokundu. "Cehennem Kralı'nın eli de armut topluyordu zaten değil mi?"

"İkiniz de susun da ormana gidelim, orada oyalanırken dün geceki saçmalığı açıklamanızı dinleriz biz de." Şeytan, sözlerinin hedefi olduğu güzel sevgilisine baktığında hafifçe yutkundu. Ne olursa olsun ona dün geceki saçmalığı ödetirdi.

"Gidelim bebeğim."

Burnuma dolan tatlı koku, düzenli nefeslerimin sekteye uğramasına ve derin bir nefes çekmeme sebep olurken sıcaktı. Bedenim, kulaklarım ve dudaklarım yanıyordu. Üzerimde var ile yok arasında olan ağırlık kaşlarımın hafifçe çatılmasına sebep olduğunda tekrar uykuya dalmayı denedim. Beynimde siyah bir ekran dönüyordu ve alt taraflarımdaki sıcaklık..

"Siktir, uyansana." Kulaklarıma doluşan fısıltı zihnimi uyandırmış gibiydi ve ben tam o saniyelerde penisimin sıkıca kavrandığını fark ediyordum.

Gözlerimi hızla araladığımda yüzümün karşısındaki siyah, dağınık saçların gizleyemediği güzellik; arsız bir tavırla zevkten yüzünü buruşturmuştu. Ne olduğunu ilk saniyelerde anlayamasam da zar zor açabildiğim tek gözüm, diğeri kapalıyken yastıktan kaldırdığım başımla kasıklarıma ulaştı.

Pekâlâ.

Uzun tırnaklarının bulunduğu iki eli de göğsümdeyken yaptığı şey çok normalmiş gibi hızla üzerimde kalkıp iniyordu sevgilim. İsmini söylemek için dudaklarımı aralasam da başımı hızla geri atıp gözlerimi sımsıkı yumdum. Penisim oldukça sertti ve uyandığımı gören sevgilim hiç çekinmeden sesini daha da yükseltmişti. "Taehyung.." Nefesleri daha da hızlanırken bunu ne zamandır yaptığını merak ediyordum. Dudaklarımı dişleyip gülümsedim. İnanılmaz biriydi.

Uyandığımı görmesi ona cesaret vermiş gibi gülümseyip dudaklarıma bir öpücük kondurdu. "Biraz daha ölü gibi yatarsan boğazını parçalayabilirim." Nefes nefese üzerime eğildi. Alt dudağımı dişleyip kıkırdadım. Dudaklarına bir öpücük kondurup, "Günaydın sevgilim." Dediğim gibi onu koltuk altlarından tutup yanıma ittirdim. Ne olduğuna ilk önce şaşırsa da hemen bacaklarını aralayıp oraya yerleşmemle belime sıkıca sarıldı. "Dün gece yorgunluktan gözünü açamayana kadar zorladım seni. Nasıl bir arsızlık bu?"

Bana kocaman gülümseyip gözlerini kıstı. "Aklının alamayacağı bir arsızlık. İstediğimi vermeyeceksen çeneni açmana da lüzum yok Taehyung." Söylediği şey tek kaşımı kaldırmama sebep olduğunda gözlerine bakarak kendimi sıcaklığına hızla ittirdim. Gözleri anında kayarken alt dudağını dişleyerek bunun bağımlısıymış gibi hevesle gülümsedi. "Terbiyesiz."

lilith's sin ⸸ taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin