"Ben iyiyim güzelim sen nasılsın?"

"Ben..." dedim kıkırdayarak "Hamileyim."

"Sen nesin ne?" Tunç'un afalmış bir sesle sorduğu soruya cevap vermeye kalmadan telefonun diğer ucundan Tunç'un haykırışları kulağımı doldurdu. "Ahu Valla de. Yemin et."

"Valla" dedim ve ekledim. "Dayı oluyorsunuz sayın Tunç Demir."

"Allah..!" heyecanlı heyecanlı konuşmaya devam etti. "Tebrik ederim güzelim. Allah analı babalı büyütsün. Nasıl mutlu oldum anlatamam Ahu. Bu haber bu zamana kadar aldığım en güzel haberdi."

Tunç'un ses tonuna yansıyan mutluluğu en derinden hissettim ve bu beni çok duygulandırdı. Dolan gözlerimi saklamaya kalmadan bir-iki damla yaş yanaklarımdan süzüldü.

"Abi..." derken sesim ağlamaklı çıkmıştı. "Ben seni özledim."

"Ahu, güzelim ağlama."

Melih, karnımın üzerindeki eliyle yanağımdaki göz yaşlarımı sildi. "Ağlamıyorum." dedim ve ekledim. "Sen gerçekten iyisin değil mi abi?"

"Çok iyiyim Ahu. Asıl sen nasılsın? Bak böyle ağlamaya devam edersen, şimdi arabaya atladığım gibi yanına geleceğim."

"Yok, yok" hızlı hızlı konuştum. "Sen keyfine bak. Gelme... Yani rahatın yerindeyse gelme demek istedim. Yoksa yanıma gelmeni isterim ama şimdi ben öyle duygulandım diye hiç tatilini yarıda kesme." Sesli bir şekilde ofladım. "Beni yanlış anlamadın değil mi abi?"

Tunç güçlü bir kahkaha attı. Biten kahkahasıyla "Anlamadım yanlış falan Ahu. Rahat ol kasma kendini ben senin içini dışını biliyorum. Hem bak ben sana ne diyeceğim." Güldü "Umarım yeğenim kız olur ve tıpkı sana benzer. Her şeyiyle sana benzerde Melih'i çıldırtır."

Burnumu çekerek kıkırdadım.

"Seni seviyorum küçük kardeşim." Sesli bir şekilde iç çekti. "Kendine ve yeğenime iyi bak."

"Bende seni seviyorum abi." Dedim ve ekledim. "Sende kendine dikkat et. Görüşürüz."

Telefonu kapattım ve Melih'e uzattım. Melih elimdeki telefonu alıp cebine koydu ve bu kez elini karnımın üzerine koymak yerine elimi tuttu. İri parmaklarının arasına kenetledi parmaklarımı. Ona minnet dolu bakıp gülümsediğimde, o da bana aynı minnet dolu gülüşüyle karşılık verdi.

Gözlerim Melih'in yüzünü süzerken aklımdan geçeni kalbim hissetti. Melih çok iyi bir baba olacaktı. Bebeğimizi öyle çok sevecek, öyle çok koruyacaktı ki... Babamın bana yaşattıklarını bile unutturacaktı.

Melih hem bebeğimizin hem de benim kahramanımız olacaktı.

***

Bebeğimizi öğrendiğimizin ikinci günü Birsen teyzelere müjdeli haberi vermek için akşam bizim eve çaya davet ettik. Tabii bu çay davetine, sadece Birsen teyze ve Kenan amca gelmeyecekti. Onların yanı sıra vazgeçilmez Mehmet abi, Çağlar, Ufuk ve Osman'da gelecekti. Eee tabii birde beni hiç yalnız bırakmayan Berna ve Ezgi vardı.

Her zamankine nazaran bu sabah olabildiğince erken kalmış ve Sevgi Hanımın bütün itirazlarına rağmen akşam çayın yanında verilecek olan ikramlıkları hazırlamaya yardım etmiştim. Her şey hazır olunca, Sevgi Hanım beni mutfaktan göndermişti.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now