Obey me • Jikook

17🔪be mine 🔞

17 "benim ol"

UYARI

Bu bölüm çoğunlukla +18 unsurlar içermektedir !!!

Rahatsız olacaklar ya da okurken zevk alıp sonrasında şikayet edecekler, lütfen aşağıya inmeden peşin peşin uzaklaşsınlar. Ben zaten bu uyarıları kitabın açıklama kısmına da koymuştum. Ama daha önce bir ficimde yazdığım "smut" bölümümden dolayı başım yandığı için, şimdi tekrar bir uyarı yapma gereği duydum. Yoksa, hikâyenin sadık okurlarından hiçbir şüphem yok ;)

Not1: Konuşmalarda geçen üç noktalı kısımları öpücük sesleri sayın lütfen ♥

Not2: Merak edenler için, kullandığım +18 içerikli dört gif LONDON SPY adlı seriye ait.

Not3: Uzun zamandır smut yazmıyordum. Acayip sahneler olabilir. Şimdiden sori 🔥🙈💦

Not4: Medyadaki şarkıyla okumanızı istiyorum ama bence bu şarkıyla da güzel gider bölüm:

Hangisini isterseniz onu dinleyerek okuyabilirsiniz. Ya da herhangi başka bir şarkıyla. :)

Keyifli okumalar...

★★★

Saat gece yarısına gelirken, gün ışığında bile tehlikeli ve ıssız görünen Yuli Sokağı'nda sadece köşedeki 50 numaralı dairenin ışıkları yanıyordu. 

İki katlı eski püskü, bir zamanlar üç kişilik Jeon'lara ait olan ev...

Ama bu gece o eski püskü evde, ailenin geriye kalan tek üyesi Jeon Jungkook ve -bir zamanlar sapığı olan- Park Jimin vardı.

Ve bu gece, sıradan bir gece değildi.

Kalplerdeki sırların açığa çıktığı, her bir dokunuşun anlam kazandığı bir geceydi.

"Aaah..."

Jungkook'un boğazından yukarı çıkma cüreti gösteren hırıltılı, ihtiyaç dolu inilti, Jimin'e aklını kaybettirecek cinstendi. Daha önce hiç bu kadar kuvvetli bir şekilde hissetmediği adrenalin, şimdi bütün midesine tatlı kramplar sokuyor; omuzlarını, dizlerini ve ellerini titretiyordu. 

O şekilde, birbirlerine dolanmış iki sarmaşık misali, koridorda sağa sola çarpa çarpa banyodan çıkıp odaya, bir süredir beraber uyumaya başladıkları odaya, girdiler.

Evde kimse olmadığından ve Taehyung da bir süre ortada görünmeyeceğine dair Jungkook'a bilgi verdiğinden, kapıyı kapatmaya gerek görmediler.

Jimin az önceki aşk itirafının ardından tamamen aklını yitirmiş gibi durmadan Jungkook'un dudaklarına saldırıp ellerini durmadan vücudunun her köşesinde dayanılmaz bir açlıkla sürterken, Jungkook henüz o kadar sarhoş değildi. Yani... Onu soymak ve geceye yön vermek için, yarı ayık olmak zorundaydı.

Yatağın ucuna kadar geldiklerinde becerikli elleriyle Jimin'in geniş, leoparlı gömleğini sanki bir düşmanı kovar gibi hırsla ve şevkle başından çıkarıp yere fırlattı. Uzun zamandır kullanmadığı kalbi, şimdi hiç olmadığı kadar hızlı atarken nefes nefese kalmış; hırslı hırslı soluyordu yüzüne karşı.