12🔪sexy slave 🔞

10.5K 683 1.8K
                                    

Bazzi - Fantasy (slowed) ver.

★★★

Jimin

Jungkook yarım saat sonra -dışarıda sigara içerken sipariş etmişti sanırım- elindeki pizza paketiyle mutfağa geçip takır tukur sesler çıkararak masaya oturduğunda biz hâlâ Taehyung'la içerideydik.

Ve doğal olarak gözüm kapıdaydı.

Şimdilik Jungkook bana seslenmemişti ama her an adımı seslenip her zamanki psikolojik işkencesine başlayabilirdi.

Taehyung ise az önce özene bezene yüzüme bb krem sürmüş, cildimi -özellikle moraran ve çürüyen yerleri- güzelce pudralamış ve sonra da dudaklarıma saydam bir parlatıcı sürmüştü.

"Biraz çabuk olur musun?"

Sıkıntıyla ona dönüp biraz çabuk olmasını söylediğimde Taehyung beni duymazdan gelerek işine (?) devam etti. Maharetli parmakları durmadan yüzümde ve boynumda dolaşıyordu. Şimdi ise elindeki garip şekilli tarakla -bu eve geldiğimden beri neredeyse hep- darmadağınık olan saçlarımı hummalı bir çalışmayla ayırıp alnımı açarken sırıtıyordu.

"Bekle biraz. Bitmek üzere."

Elindeki gri renk sprey tüpünü birkaç kez çalkalayıp -içindeki artık her neyse- bol bol saçlarıma sıktı.

Daha sonra karşıdaki duvar aynasında kendime baktığımda bunun mavili grili geçici sprey boyalardan olduğunu anlamıştım.

Ve... Garip bir şekilde bu renk bana yakışmıştı.

Taehyung maharetli ellerini saçlarımdan çekerken şaşkın suratıma bakarak sırıtmaya devam etti. Beni işe göndereceği kadınlardan biriymişim gibi özenle süslemişti.

Ne bekliyordum ki?

O bir pezevenkti.

Eğilip kocaman deri çantasından üstüme giymem için ince, iç gösteren, yakası baya bir açık, beyaz bir gömlek ve onun altına giymem için de dar, baldır kısmı yırtık pırtık deri bir pantolon çıkartıp elime tutuşturdu.

"Hadi giy." dedi ve ben giyinirken arkasını dönme nezaketinde bile bulunmadı.

Aksine kapı dibinde durmuş bakışlarını bir an olsun üzerimden ayırmıyordu. Bu hâli nedense dikkatle maçı takip eden bir hakemi getirmişti gözümün önüne.

"Ah... Mesleğimi seviyorum."

Hahaha (!)

Sapık herif.

Ona arkam dönük vaziyette soyunup bana verdiklerini giydim hızlı hareketlerle.

Bu adama hâlâ tam anlamıyla güvenmiyordum. Tek bildiğim, kendine göre sebeplerinden dolayı bana yardım ettiğiydi. Ve bu benim işime geliyordu.

"Tamam. Şimdi ne yapacağım?"

Bacaklarımı tamamen saran -sandığımdan daha dar olan- siyah deri pantolon ve yüzümdeki soru soran yüz ifademle ona döndüğümde alt dudağını dişleyerek beni izliyordu.

Bir an bana bakmayı hiç kesmeyeceğini düşündümse de en sonunda transtan çıkabilmiş ve yüzüklerle dolu eliyle kırmızı saçlarını geriye atarak bana sırıtmaya başlamıştı.

"Tahmin ettiğimden daha güzel durdu. Harika görünüyorsun bebeğim. Mmm... Pekâla. Sanırım bu look başlangıç için yeterli. İlerleyen günlerde dozu artıracağız. Fakat şimdi... Hadi gidelim. Ah... Ama bi' dakika dur."

Obey me • JikookDär berättelser lever. Upptäck nu