Bölüm 16 ☁️ Gülümse

En başından başla
                                    

"Bilmem, bana samimi geldi. Belki de herkes fazla önyargılı davranıyordur?"

"Beni bilirsin, herkesle tanışırım kanka. Kampüsteki herkesle bir şekilde bağlantım vardır. Ama bu kızla yok. Çünkü arkadaş çevresi yok. Garip bir kız."

"Garip ama sandığın gibi değil. Gel bak."

Atalay'a başımla işaret edip kızın yanına gittim.

"Yanın boş sanırım?"

"Tabii." Balın başıyla onayladığında yanına oturdum. Atalay da yanıma oturmuş çekingen tavırlarla kızı izliyordu.Cidden, Balın samimi bir kızdı. Neydi bu salak tavırlar?

"Balın, bu dersin notları sende var mı?" diye sordum direkt. Balın kahvesinden aldığı yudumu yutarken başını salladı ve karton bardağı masaya bıraktı. Elini çantasına attı, siyah bir defter çıkarıp bana uzattı. "Al, hepsi var burada. Fotokopisini çektirip yarın verirsin, olur mu?"

Defteri alıp Atalay'a inat hafifçe salladım. "Kralsın sen,kral! Sabahtan beri sınıftaki herkese sorduk vermedi şerefsizler."

Duyanlar bana sinirli bir bakış attığında omuz silktim. "Ne,yalan mı?"

Balın sınıftakilere baktı. Ardından bana döndü. "Sussana oğlum, dayak yiyeceksin." dedi. Defteri sıraya bırakıp abartılı bir özgüvenle ona baktım. Aynı zamanda sırıtıyordum. "Unutma ki, bana hiç bir şey olmaz."

Kız bu dediğime kahkaha atarken zaten gözleri bizde olan gerizekalı ders arkadaşlarım epey şaşırmışlardı.

"Oha lan, bu kız gülebiliyormuş." diyen bir andaval bile vardı.

Balın gözlerini devirip tekrar suratını dümdüz bir hale getirdi ve bunu söyleyen çocuğa baktı. "İşte böyle boş insanlarla sürekli aynı ortamda bulununca gülmeyi unutuyor insan."

"Oovvv! Reis ne yaptın?" Atalay'ın bu tepkisine güldüm.

"Neyse, işiniz yok mu lan sizin? Ne demeye bize bakıyorsunuz iki saattir?" dediğimde herkes söylenerek önüne döndü. Kampüsteki öğrencilerin neredeyse hepsinin bana karşı bir cesaretsizliği vardı. Ailemin ününden ve benim sert tavırlarımdan dolayıydı bu. O yüzden kafama göre takılıyordum. Hem istediğimi söyleyebilirdim, kime neydi?

O sırada hoca aceleyle derse girip yoklama kağıdını öndeki sıraya koymuştu. "Herkes hemen imzalasın, sonra dağılabilirsiniz çocuklar. Önemli bir işim var, bugün ders işlenmeyecek."

Ders iptal olmuştu... Allah'ım, bugün ne güzel bir gün böyle...

İmza kağıdını hallettikten sonra hoca çıkmıştı. Balın toparlanırken biz ayaklandık.

"Ee, ders de iptal oldu. Ne yapacağız? Eve gidelim deme, döverim seni." Atalay motor gibi sıraladığında gözlerimi devirdim. "Mal lan bu." diye söylendim.

"Kadıköy'e gidelim o zaman. Sefa stüdyoydadır, onla takılırız. Akşam da Feda ve Meray Burak Abi'nin kafesinde sahneye çıkacaklar. Oraya gideriz." dediğimde Atalay bana gururla bakıp eğildi ve alnımı öptü. Yüzümü buruşturduğumda gözyaşlarını siliyormuş gibi yaptı.

"Ne yapıyorsun amına koyduğum?" diyerek alnımı sildim. Islak ıslak öpmüştü bir de şerefsiz.

"Az önce kendi isteğinle bir yere gitmeyi önerdin... Bu beni duygulandırdı kanka..." Dedi. Gözlerimi devirerek Balın'a döndüm. "Sen de gelmek ister misin? Meray'lar da oradadır muhtemelen."

Balın bir süre duraklayıp yüzüme garip garip baktıktan sonra başını salladı. "Tamam, olur."

Üçümüz birlikte sınıftan çıktık. Atalay o sırada Sare'yi arayıp benim arabanın yanına gitmesini söylemişti.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin