8//10

34 11 0
                                    

"Acı eşiği.

Bir insanın dayanabileceği maksimum acı seviyesi ne kadardır sence Louis?Eğer bana birden ona kadar bir sayıyla bunu ifade etmemi söyleselerdi,bir milyon derdim kendi çektiğim acı için.

Hatta belki daha bile fazla...

Bir hücreye kapatılmışım ve her tarafıma zincirler bağlanmışta hiç dur durak bilmeden üstüme darbe indiriyorlardı sürekli,beni kapkaranlık bir yere kapatmışlar ve orada çok uzun bir süre işkence görmüşüm gibi olmuştum.

Neden mi?

Çünkü sen başka kollar tarafından sarmalandın,ben uzaktan bakakalırken senden uzaklaştırmak istediğim o beden daha çok yaklaştı sana canımı yakmak istercesine,benim bakmaya kıyamayıp,doyamadığım yüze o öpücükler kondurdukça başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.Kahretsin...ben o sırada bütün o kafeyi yıkıp dağıtmak istemiştim,senin ince bileklerinden kavrayıp ellerini tuttuğunda ıssız bir adada terk edilmiş gibi oldum.

Bana zaten normalde de çok uzakken iyice uzak hale gelmiştin.

O insan kalabalığının arasında belli edemedim kırgınlığımı,kızgınlığımı,yıkılışımı...Eve gidince de ancak yalnız kalabildiğimde akıtabilmiştim her zerresinde seni andığım göz yaşlarımı.Soğuk yatakta arkam dönük bir şekilde acılar içinde uzanırken ben de başka kollar tarafından sarmalandığımda o kolların sana ait olduğunu düşünerek uykuya dalmaya çalıştım.

Ama yapamadım.

Tüm gece aklımdan çıkmadı o görüntüler,senin gözlerimin önünde erkek arkadaşınla sarmaş dolaş olman beni o kadar yaraladı ki uykular haram oldu bana.Yatakta bana sarılmış kocama ait kolları itip evin içinde dolanıp durdum.

En sonunda kafamı yere eğip çok uzun bir süre kaldırmadım oradan,senin için göz yaşı dökmekten yorgun düşmüştüm.

Ben göz yaşı dökerken sen ne yapıyordun Louis?"


Ben göz yaşı dökerken sen ne yapıyordun Louis?"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Letters to my boy (L.S)Where stories live. Discover now