7. Bölüm

91 21 18
                                    

Önce adamın pazarlamacı veya broşür dağıtıcısı olduğunu düşünsem de beni görünce yüzü aydınlanıp, "Bay Blaine'in kızı siz misiniz?" diye sorunca tatsız bir şeyin yaklaşmakta olduğunu anladım. Cevap vermekten en nefret ettiğim soru olabilirdi bu, defalarca soyadımı değiştirmeyi düşünmüştüm.

"Biyolojik olarak evet," dedim mümkün olan en soğuk sesle.

"Kendimi tanıtmama izin verin lütfen," dedi adam cebinden çıkardığı mendille yüzündeki teri kurularken. "Ben Julian Edrienne, evinizin yeni sahibiyim." Sanki zaten açık değilmiş gibi eve dönüp eliyle işaret etti. "Evi babanızdan satın aldım, aslına bakarsanız öncelikle burayı satmayı düşünüyordum ama sonra sizi bulamayınca komşularınızla konuşma fırsatı buldum."

"Mahkeme kağıdınız elime ulaştı," dedim iç çekerek. Hatırlatmasa ölür müydü? Bunca şeyin arasında borç meselesini düşünmeyi olabildiğince ertelemeye çalışıyordum.

"Ah... evet, şu mesele." Adam durmadan öylesine terliyordu ki görünmez bir fıskiyeyle birinin üzerine su tuttuğunu düşünecektim. "O kağıdı size yolladıktan sonra gelip sizi bizzat görmek istedim fakat okulunuz nedeniyle burada kalmadığınızı öğrendim, sizinle iletişim kurmak için herhangi bir adres veya numaraya da ulaşamadım. Komşularınız doğduğunuzdan beri bu evde oturduğunuzu ve buradan başka gidecek yeriniz olmadığını söyleyince de satmaktan vazgeçtim."

Yüzümdeki şaşkınlıkla karışık sevinci görünce adam terini silmeden önce mahcup bir tavırla gülümsedi, komşularımıza bir teşekkür borcum olduğu kesindi. "Onun yerine evde kiracı olarak kalabileceğinize karar verdim, ihtiyacınız olan tüm belgeler bu zarfın içinde," dedi postacı çantasından çıkardığı kahverengi zarfı bana uzatırken. "İlk kirayı ve evi satın aldığımdan beri birikmiş kiraları bir on gün içinde ödemenizi rica ediyorum." Bu sefer de kel kafasından damlayan terleri silmeye koyuldu. "Bir sorun olursa evraklarda telefon numaramı ve iletişim adresimi de bulabilirsiniz."

Adama teşekkür mü etmeliydim yoksa oturup on gün içinde birikmiş kiraları nasıl ödeyeceğimi kara kara düşünmeye mi başlamalıydım karar veremiyordum. Yine de nazikçe teşekkür ettim, sonuçta beni buradan atabilirdi de, yasal olarak hakkı vardı.

Adam acele adımlarla uzaklaşırken bir süre arkasından bakakaldım. Sorunlarımdan biri kısmen çözülmüş olsa da zarfın içindeki miktarla yüzleşmek istediğimden henüz emin değildim. Bu sefer bir şeyleri ertelemek yerine kapı eşiğine oturup derin bir nefes aldım, artık bir şeyler için kaçmadan sorumluluk almanın vakti gelmişti. Karşımda 12.000 doları gördüğümde biraz afallasam da insan her şeye katlanmayı zamanla öğreniyordu. Biyolojik olarak dünyaya gelmeme katkı sağlayan o adam bu evi ne zaman satmıştı? Haber vermeden böyle bir şey yaptığı için ondan bir kez daha nefret ettim, sayesinde artık nefretin sınırı olmadığını biliyordum.

Evrakları zarfa geri koyup çantama attıktan sonra bacaklarımı uzatıp kapıya yaslandım. Güneşten kalan renkler gökyüzünde iç içe geçmişti, uzaktan gelen kuş cıvıltıları eşliğinde gözümü kapatıp annemi hayal etmeye çalıştım. Bahçede çalışırken, kapıyı açarken, evin içinde vakit geçirirken, dans ederken... Annem de benim gibi balerindi, onu hiç tanıma fırsatım olmasa da kendimi ona çok yakın hissediyordum, birlikte hiç fotoğrafımız yoktu ama Carl'la fotoğraflarından gördüğüm kadarıyla bana benziyordu, ayrıca kişilik olarak da ona benzediğimi söylüyordu Carl.

Annem beni dünyaya getirmek için oldukça zor bir hamilelik geçirmişti, Dorothy halanın anlattığı kadarıyla doktorlar benim yaşama şansımın çok düşük olduğunu söylüyordu ancak annem pes etmemişti, zor bir doğumla beni dünyaya getirdikten sonra çok hastalanmıştı. Yine de inat edip savaşmış ve hayata tutunmaya çalışmıştı, ben bir buçuk aylıkken bir gün aniden fenalaşmıştı, kanaması vardı ve iyice çökmüş durumdaydı, apar topar hastaneye kaldırıldığında her şey için çok geçti. Kendinden vazgeçip beni dünyaya getirmiş, adımı koymuş, beni her şeyden çok sevmiş ve sonra da gökyüzüne geri dönmüştü. En azından ben öyle olduğunu düşünmek istiyordum.

CARMENWhere stories live. Discover now