Bölüm 29

307 21 1
                                    


"Hastaneye götüreceğim o zaman görürüm. Şimdi amirim, Kuzey sınır kapısından iki Rus Tırı girecek. Salı gece yarısı.

İçlerinde kızlar, sandıklar dolusu sanat eseri ve silah var.

Mücevhercinin binasının altında bir tünel var ve denize açılıyor.

Dışarıdan bakıldığında görülmesi zor. Tepenin eteğinde kalıyor. Bu kağıtta şeması var çizdim. Mücevhercideki sandıklar yer değiştirecek.

İşin başında Alexsandra ve şoförü olacak, tabi adamlar. Her hangi bir aksilikte, kaçmak için arka taraftaki çıkmaz sokakta bulunan ilk rögarı kullanıyorlar.

Şoför çok tehlikeli ve kızı bile satar o kadar yani. Tırdaki kızları direk Arap şeyhlerine pazarlayacaklar ve silahları teröristlere. 

Hepsinin alıcısı hazır. Yani adamlar bunlar kaybetmemek için her şeyi yaparlar. Şimdi top sizde."

Bilâl amir ağzı açık dinledi. "Sen bunları nereden öğrendin? Bu kadar şeyi ancak içinde olanlar bilir. Kızım bu bir tuzak olmasın!"

"Amirim, siz baskını planlayın beni de yanınıza alın. Eğer yalansa sahteyse, beni tutuklarsınız ve istediğiniz şeyle suçlaya bilirsiniz.

Nereden öğrendiğime gelince, ben gelecekte gazeteci olacağım ve haber kaynaklarımı asla açıklamam."

"Bu çok büyük bir iş. Bunu merkezde duyurmadan müdürle konuşmalıyım ve ekip kurmalıyım. Cesur üzülecek. "

"Benden bu kadar, kaçtım dayıcım, beni uğurlayın. Yakında size hacı denen pisliği de getireceğim."

"Narin, sen gizli servisten değilsin değil mi? Eğer değilsen dikkatli ol, tehlikeli sularda yüzüyorsun!"

Güldüm, kapının önünde sıkıca sarıldım ikisini de öptüm ve "Hayır değilim, sadece haber kaynaklarım sağlam," diyerek arabama bindim.

Eve gittiğimde BC yi çağırıp durumu anlattım ve ardından,

"Onların yanında ol. O pislikte orada olacak onun sihrini boz ki, iyice zayıflasın. Lütfen dediklerimi yap, senden rica ediyorum."

"Eh madem bu kadar çok yalvardın, o zaman orada olurum. Hop kayboldu.

"Senin annen ne kadar kendini beğenmiş birisi. Neyse işimi yapsın gerisi önemli değil."

Annem güldü karnını bebeklerini okşadı.

Sabah kahvaltıdan sonra Şakir le birlikte - kameramanım Şakir- arabama binip şehrin biraz dışındaki semte gittim. Evlerin bir çoğunun çatısı teneke ile kapatılmıştı. İlk gördüğüm sokağa girip arabamı park ettim ve kamerayı açtık.

"Sevgili izleticilerim bu mahalle, fakir kokuyor. Nasıl zengin mahallesi zengin kokuyorduysa ki, biçilmiş çimen, bahçelerden yükselen çiçek kokularına karışan, havuzların klor kokusu.

Burası ise açıkta olan ve her yana taşan çöp ile idrar kokusu ile dolu.

O sırada Şakir ayağı ile tekme vurduğu bir şey ileri fırladı. Baktığımda kocaman bir lağım faresiydi tekmelediği. Yüzüne baktım,

"Asıldı salak. Ben onlara mı kaldım. Lağım faresi pislik."

Gülüşümü Şakir'e belli etmemeye çalıştım ve ilerledim. Bir kadın, sağ kalçasının üzerine oturttuğu bir yaşında ya var ya yok bebek ve karnındaki bebekle bana yaklaştı.

"Bizi televizyona mı çıkartcan?"

"Evet."

"Hangi ganel?"

CADININ AŞKI ( Tamamlandı) (Yetişkin içerik)Where stories live. Discover now