Bölüm 13

79 27 15
                                    

' Rahatsız etmedik umarım. ' dedi kızın annesi içeriye girmeden.

Bekir'in yengesi, ' Ne rahatsızlığı buyurun hoş geldiniz' dedi. Şeyma'da yerinden kalkmıştı kadına yer vermek için.

' Biz sonra gelelim o zaman. Geçmiş olsuna gelmiştik. ' dedi kızın annesi.

Israr ettiler ama oda küçüktü ve kalabalıktı. Bu sırada Şeyma fotoğraf makinesini göstererek ' Bizde dışarı çıkacaktın zaten isterseniz sizde gelin. ' dedi.

Bekir taburede öylece kala kalmıştı. Ettiği dua kabul olmuştu ama bu kız mı o ameliyata girecekti şimdi.

Kızın annesi 'Sultan isterse gelsin sizinle hem hava almış olur. Bende odaya eşyaları yerleştiririm. ' dedi

Şeyma, Sultan'ı kolundan tutarak ' Gelmek istemez mi beraber resmimiz olur hem. ' dedi.

Bekir'in, Sultan'a bakışını yengesi fark etmişti, kocasına dirsek atarak gözü ile Bekir'i işaret edip gülümsedi kocasına. Bekir bunu fark edince utanıp başını yere eğdi.

Sultan ' Tamam olur. ' dedi ve gülümsedi.

Şeyma önce Sultan'ı tanıttı sonra kendi ailesini Sultan'a tanıttı. Bundan sonrada hazırlanıp dışarı çıktılar. Bekir hala inanamıyordu rüyada gibiydi.

Şeyma elindeki film sayısına baktı 10 adet filmi vardı. Dışarı çıktıklarında güneş yavaştan batmaya başlamıştı ama fotoğraf çekimi yapabilmek için güzel bir ortam oluşturmuştu. İlk başta Sultan hastane kapısının önünde onların ailecek bir fotoğrafını çekti. Sonra Şeyma'nın ısrarı ile Sultan'la yer değiştirdiler. Sultan'ın da bulunduğu bir aile fotoğrafı çekildikten sonra, Bekir fotoğraf çekilmek için güzel bir yer bildiğini söyledi; onları Akçaağaç'ın oraya götürdü. Sultan'da onları yerde hoşuna giden beyaz küçük çiçekleri toplayarak takip ediyordu; Akçaağaç'ın oraya geldiklerinde Bekir ilk Akçaağaç'ın altında ki kütüğe oturdu ve fotoğrafını Şeyma çekti. Sonrasında kardeşi yanına geldi, Sultan onların fotoğrafını çekti. Bekir'in yengesi ' Gençler üçünüz beraber çekilin. ' diyerek Sultan'ı da onların yanına dahil etti. Üçü beraber fotoğraf çekildiler. Şeyma yengesinin yanına giderek fotoğraf makinesine eline aldı. Sultan'ın tek başına fotoğrafını çekmek istedi. Sultan bunu görünce hemen hazırlanmaya başladı, siyah yeleğinin kapşonunu yarım şekilde başına geçirdi. Lüle lüle olan saçlarının arasına bahçeden topladığı beyaz çiçekleri koydu ve pozunu başka bir yöne bakar şekilde verdi. Herkesin keyfi yerindeydi. Sultan'nın da Şeyma'nın ailesine içi ısınmıştı.

Yengesi kocasını da alarak içlerini ısıtacak bir şey almak için kantine gitmeye karar verdiler.

Şeyma, Sultan ve Bekir Akçaağaç'ın altında muhabbete başladılar.

Bekir, ' Bu ağacın ismi Akçaağaç. Burası hastane olmadan önce oturan Rum aile tarafından dikilmiş. ' dedi herhangi bir konu açma çabası ile.

Şeyma, ' Baya zengin bir aileymiş o zaman baksana koca bina.' Dedi güldüler.

Sultan ' Çok güzel yaprakları' diyerek bir yaprağı dalından tutup 2 parmağı ile döndürüyordu.

Şeyma, Sultan'a ' Okul da bitti planın nedir? ' diye sordu.

Sultan ' Ameliyat'tan sonra üniversite sınavlarına girmeyi düşünüyorum. ' Dedi.

Bekir; ' Ne okumak istiyorsun.' Dedi.

Sultan; ' Gökyüzünü çok seviyorum. Kazanabilir isem gök bilimi okumak istiyorum. '

Şeyma güldü. ' Gözün baya yükseklerde seninde.' gülüştüler yine. O sırada Bekir ile Sultan bir kaç saniye göz göze gelmişlerdi. Şeyma'da bunu ilk fark ettiği an olmuştu.

Sultan devam etti. ' Sen ne yapacaksın Şeyma' dedi.

Şeyma ' Bilmiyorum. Nasip ' dedi omuzlarını muzipçe kaldırarak ve devam etti. ' Abi sen ne yapacaksın buradan çıkınca evlenecek misin artık.' Dedi.

Bekir ilk başta affalladı biraz ' Bilmem. Nasip ' dedi oda kardeşini taklit ederek. Sultan buna çok gülmüştü.

Yengesi gelip Şeyma'yı çayları taşımasına yardım etmesi için çağırdı.Şeyma'da yardıma yanlarına gitti.

Bekir ile Sultan ilk defa yan yana kalmışlardı.Bekir, Sultan'ı gördüğü günden beri, bunu hayal edip durmuştu ama şimdi konuşamıyordu; ' Hiçte hayal ettiğim gibi kolay değilmiş. ' dedi içinden. Bekir bir şeyler düşünüyormuş gibi bastonuyla yaprakları bir köşeye topluyordu.

Sultan, ' Siz okudunuz mu peki. ' dedi sessizce.

Bekir ' Okumaya fırsatım olmadım. Dükkanda abim ile birlikte çalıştık hep. ' dedi. Bu kötü bir izlenim mi olmuştu. Okumuş kız üniversiteye gitmek istiyordu, oysa kendisi ilkokuldan sonra okula gitmemişti.

Sultan konu açmak için sormuştu ama pişman olmuştu. Şeyma'nın yetim olduğunu biliyordu. Abileri hem annelik hem babalık yapmışlardı ona.

' Özür dilerim. ' dedi Sultan üzgünce.

Bekir ' Niçin özür diledin bunda özür dilenecek bir şey yok ki. ' dedi.

Sultan ' Şeyma bana anlatmıştı. Anne ve babasının o küçük yaştayken vefat ettiklerini, sizler ona hem annelik hem babalık yapmışsınız. '

Bekir duygulanmıştı demek kardeşi abilerini böyle anlatıyordu.

Sultan devam etti. ' Sizler çok iyi insanlarsınız. Kardeşin bak ne kadar neşeli ne güzel yetiştirilmiş.' Dedi.

Bekir bu kadar övgü beklemiyordu. Utanmıştı ' Her abinin kardeşine yapacağını yaptık biz. ' diyebildi sadece.

Sultan başıyla onaylar gibi yaptı.

Şeyma ve yengesi ellerinde çay ile geldiler. İbrahim ise arkalarında iki elinde de tepsi ile dikkatlice geliyordu.

' Size tost ve çay aldık. ' dedi yengesi.

Şeyma ve Bekir aynı anda ' Yasak bana. ' dedi yine gülüşmeler oldu.

Israrlar sonucu ikisi de azda olsa yediler. Sonrasında yengesi ve abisi vedalaşıp evlerinin yolunu tuttular. Hava iyice serinlemişti. Hastaneye girmeye karar verdiler. Sultan da onlarla vedalaşıp odasına gitti. Kardeşi ile Bekir hastane içinde bir tur attıktan sonra odalarına gittiler.

Bekir ' Sultan yarın mı ameliyat olacak? ' diye sordu.

Şeyma ' Sabah ki tahlil sonuçlarına göre olacakmış.' Dedi.

' Nasıl bir ameliyat tehlikeli mi? '

' Evet ama ona görürsen söyleme, stres yapmasın diye saklıyorlar. ' Dedi Şeyma ama bu Bekir'in yüzünü düşürmüştü.

' Riskli derken ne kadar riskli yani. '

' Ne bilim abi ya ' dedi yakasını silkeleyerek. ' Hem sen niye soruyorsun bu kadar onu.' 

' Sabahtan beri susmadın. Şimdi bana mı kızıyorsun bir soru sorduk diye. ' dedi Bekir. 

Kardeşi cevap vermedi kollarına göğsünde birleştirdi sırtını döndü abisine.

' Küstün mü şimdi sen bana ne o hareketler öyle.'

Şeyma abisine doğru döndü. ' Küser miyim sana ben hiç ama şunu bil Sultan'a nasıl baktığı gördün sen abayı yakmışsın ona. ' dedi.

Bekir kardeşinin inadını biliyordu ne onayladı nede yalanladı buna gülüp geçti sadece.

AKÇAAĞAÇOnde as histórias ganham vida. Descobre agora