İmkansıza Yakın

2.5K 155 78
                                    

Enes'ten Devam

Telefonun kapatılması ile hızla Kumsal'ı aradım.

Kumsal telefonu açınca "Helin orada mı?" diye sordum.

"Hayır. Birisini ziyarete gidecekti." demesiyle "Sağol." dedim ve telefonu kapattım.

İpek'i aradım bu sefer. Babam bana ne olduğunu anlamaya çalışarak bakıyordu.

"Biliyorum harika bir arkadaşım ama rahat bırak amına koyayım ailemleyim." diyerek telefonu açan İpek ile "İpek bana acil olarak Helin'in nerede olduğunu bul." dedim.

"Sorun mu var?" diye soran İpek ile "Bir adam onun telefonundan öldü falan dedi lütfen çok önemli." dedim.

"Telefonunun sinyaline ulaşamıyorum. Şimdi kamera görüntülerine girip  nereye gittiğini bulacağım." dedi İpek.

"Bir şey bulunca beni ara." dedim ve telefonu kapattım.

"Daha babasını da yeni kaybetti. O kadar acı arasında bir şey daha olmasın kızcağıza. Ailesi bunu kaldıramaz." diyen babam ile aklıma gelen şey ile İpek'i aradım.

"İpek, Helin'in babasının mezarlığının kamera görüntülerine bak." dedim.

"Bakıyorum hemen." diyen İpek ile odamdan çıktım. Zaman kaybedemezdim.

"Hassiktir." diyen İpek "Ne oldu İpek?" diye bağırdım.

"Babasının mezarının yanında yerde kanlar içinde." demesi ile koşmaya başladım.

Hızlıca arabama bindim ve mezarlığa sürmeye başladım.

"Yaşama belirtisi görebiliyor musun?" diye sordum. Lütfen görüyor olsun.

"Hareket yok. Gözler kapalı." diyen İpek ile "Yaşıyor olma ihtimali kaç?" diye sordum.

"Yüzde on. Hayır beş. Kamera görüntülerine bakıyorum ve yaklaşık dört saattir bu halde." demesiyle küfrettim.

Tüm arabaları sollayarak geçerken her şey için çok geç kalmaktan korkuyordum.

"Yüzdelik ihtimaline tekrar göz gezdirdim de imkansıza yakın. Yaşıyorsa bile yetişmek için o arabayı uçurman gerek"

Silah TaciriWhere stories live. Discover now