14.BÖLÜM~Enkaz

En başından başla
                                    

Artık bitmişti artık ödeşmiştim. Bir insana acı çektirmek için en iyi yol kendisinin yaşattıklarıyla vurmakmış. Şimdi sıra ondaydı. Benim yaşadığım ne varsa aynısını o da yaşayacaktı.

Büyük bir boşlukla arkamı döndüm. Arkamda bıraktım tüm anılarımı geçmişimi. Artık geleceğime doğru yürüyordum. İçimde sanki en ufak bir duygu kırıntısı kalmamıştı. Yukarıya doğru çıkmaya başladım. Yıkılmış bir binadan farksızdım ama o ev zaten eskiydi ben daha iyisini inşa edecektim onun. Odalarımızın bulunduğu koridora girmemle Kaanın sesini duymuştum.

"Lan açsana şu siktiğimin kapısını."

Boranın odasının kapısını yumruklayan Kaan'a kısa bir bakış attım. Kendi odamın kapısını açarken Kaanın bakışları bana dönmüştü. Bir iki adımda yanıma varırken yüzünde tuhaf bir ifade vardı.

"Masal ne oluyor allah aşkına biri anlatsın bana. Bu halin ne kızım bembeyazsın. Bora desen kendini odaya kilitledi."

"İyiyim ben."

Dedim ona bakmadan odamın kapısını açmaya çalışırken.

"Değilsin."

Kırgın bakışlarım onunla buluştuğunda suratımdaki ifadeye acımış olacak ki beni kendine çekip sarıldı. Bir abi şevkati hissettim. Benim abim beni terkedip uzaklara gitmişken şimdi onun huzurunu başkalarında buluyordum.

"Ben her zaman yanınızdayım yapmayın böyle."

Geri çekilip yine aynı ruhsuzlukla ona bakmış ve odamın kapısını açıp içeri girmiştim.

"Yalnız kalmaya ihtiyacım var."

Anlayışla başını salladığında kapıyı kapatıp içeri girmiştim.

O kadar dolmuş hissediyordum ki dışarıya söylemek istediğim milyonlarca kelime olmasına rağmen susuyordum konuşamıyordum. Deli gibi ağlamak istiyordum ama her zaman ki gibi ağlayamıyordum. Benim ağlamam içimeydi dışıma yanlızca bir iki damla düşüyordu. Ağlasam rahatlardım belki ağlamayı denedim olmadı yapamadım. Ben yine içime ağlamaya devam ettim.

Belki saatlerce oturdum yerde aynı şekilde milim kıpırdamadan.Hava kararmış odaya yalnız bir karanlık çökmüştü. Kapının büyük bir gürültüyle çalınması daha doğrusu yumruklanmasıyla irkilerek yerimden sıçradım. Açmadım çaldı belkide 5 dakika boyunca çaldı. Hayır elidemi yorulmuyordu? Emekleyerek kapıya doğru gittim ve kapıyı açtım.

Kapıyı açmamla 2 karartının üstüme düşmesi bir oldu.

"Ahh bacağım"

"Açelya öküz müsün beni de düşürdün mal."

"Allah allah sende takılmasaydın ayağıma sanki ben dedim gel bana takıl."

Kızlar, burada ne işleri vardı?Şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Hiçbir şey diyememiştim. Ikiside üstümden kalkıp kendilerini yere attılar. Şimdi karşımda oturuyorlardı. Ikiside ciddileşmiş hasar tespiti yapmak ister gibi suratımdan analiz yapıyorlardı. Artık hasar ne kadar büyükse yüzlerindeki üzüntüyü saklayamamışlardı.

"Ne işiniz var burada?"

"Biz..şey Eren beni aradı da.."

Açelyanın cevabıyla kaşlarımı kaldırmıştım. Eren Açelya'yı aramıştı muhtemelen durumları anlatıp onların buraya gelmesini söylemiş olmalıydı.

"Sonra biz yanında olursak belki birazcık daha iyi olursun diye gelmek istedik."

Kumsalın söyledikleriyle hafifçe tebessüm edip yerde onlara doğru uzanıp ikisine birlikte sarıldım.Onlar benim her şeyimdi.Onlarsız bir hayat düşünemiyordum.

KOKUNUN İZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin