four

99 10 16
                                    

Bir günbatımı mektubuna daha hoş geldin sevgilim. Umarım günün güzel geçmiş ve geçmektedir.

Sana söz vermiş olduğum şiirlerimden birini yazacağım şimdi aşağıya. Anlık gelen, seni düşündükçe bu küçük sayfaya işlediğim nacizane yazılar olacak, bilesin.

Karanlığın en dip noktasında, küçük bir ışık oldun bana.
Öyle küçük bir ışıktın ki, zamanla büyüyüp umutlarım olabileceğini tahmin etmezdim sevgilim.
Şimdi senden çok da mesafe olmayan uzaklarda, geziyorum tekrar umutlarıma neden olan o minik ışığı.
Evet sevgilim, belki bir ihtimal sen de..
Sen de beni seversin..

Biliyorum pek de şiir olmadı lekin hislerim.. Şiir olmaya yeterdi sanırım kalbinde.

Kendini ihmal etme sevgilim, çokça mutlu ol ♡

~

Şirketinin kapısında fark ettiği mektubu okuyup son cümlesinden sonra gözlerini şirket kapısının camına çevirdiğinde düşündü çokça genç adam.

Neden sürekli mektup yazıyordu? Böylesi bir devirde sosyal medyadan ulaşmaya çalışabilirdi ama zannınca mektuplar genç adamın okuması için daha erken bir zaman verecekti ona. Hem, böylesi daha merak uyandırıyordu.

"Artık karşıma çıkma zamanın gelmedi mi? Kimsin.. Merak ediyorum."

Etrafına dikkatlice bakınmıştı ama dikkat çekecek kimse yoktu yoldan geçen insanlar dışında.

Omuzlarını düşürerek kapıyı açmış, şirkete girmişti sıkkınca kapıyı kapatırken bile dışarıya bakarak genç adam.

O içeriye girdiği sırada saklandığı yerden çıkan bir beden, gülümseyerek bakmıştı arkasından.

"Beni çok iyi tanıyorsun, Jungkook-ah"

×∆×

Eveeeet, nasıldııı? 👀

Yollarınızı gözlüyorum acaba ne zaman limanınız olurum da bir çay içeriz diye 😔

Kendinizi ihmal etmeyin, çokça mutlu kalın 😽

sunsetWo Geschichten leben. Entdecke jetzt