"Ne göreviymiş bu?" diye sorduğumda, kızımız ela gözlerini benden çekip Melih'e baktı. Melih göz kırpınca kıkırdadı ve tekrardan ela gözleri beni buldu. "Baba kız arasında anneciğim." Dedi bilmiş bir edayla.

"Allah Allah ne sırrıymış bu anneden bile saklanan?"

"Sır yavrum." Dedi Melih ve kızımıza dönerek yüzünü avucunun içine aldı. "Söyle bakalım bebeğim ben yokken ne yaptın?"

Kızımız sanki bu soruyu bekliyormuş gibi elini açıp parmaklarını avuç içine bükerek tek tek saymaya başladı. "Annemle elmalı kurabiye yaptık ama ben tadını sevmedim."

"Hah" dedim tepkili bir şekilde "Babasının kızı. Sizin ağzınızın tadı yok bir kere yoksa hangi insan evladı elmalı şeyleri sevmez ki?"

İkisi de beni pek takmadı. Çünkü ikisi de benim aksime elmalı şeyleri sevmiyordu.

"Osman amcamla saklambaç oynadık. Ama annem bizimle oynayamadı baba."

"Neden?"

Kızımızın bakışları kocaman olan karnıma kaydı ve küçük elini karnıma uzatarak okşadı. Karnımı okşamasıyla bebeğim ablasının dokunuşlarını hissetmiş gibi kıpırdadı. Kızımın gülümsemesi daha da büyüdü ve gözleri heyecanla kocaman açıldı.

"Çünkü annemin karnı kocaman ve onu saklayabilecek büyük bir yer yok. Hem annem hızlı hareket edemiyor baba. Osman amcam saklambaçta aşırı iyi." Kıkırdadı "Ama bunu sakın Mehmet amcama söyleme çünkü o hemen küsüyor."

"Söylemem." dedi Melih ve ekledi. "Şimdi görev raporunu ver bakalım bana küçük Hanım."

Görevin ne olduğunu duyabilmek için can kulağıyla onları dinliyordum. Kızımız Melih'e birazcık daha yaklaşıp yanağını öptü ve küçücük elleriyle Melih'in yüzünü kavradı. "Senin söylediğin gibi her sabah annemi izledim baba." Demesiyle gözlerim yok artık der gibi kocaman açıldı. "Kızım..!" diye ikaz ettiğimde. Kızımızın gözleri beni buldu ama Melih bu duruma el atarak kızımızın çenesinden tutarak bakışlarını benden çekti.

"Annene bakma güzelim. Ben seni dinliyorum devam et sen."

Kızımız kendisini babası tarafından güvence altına alınca konuşmaya devam etti. "Annem üç gün boyunca kahvaltıdan önce senin yasak dediğin tatlıları yedi."

"Ya öyle mi?" dedi Melih yandan bana bir bakış atarak. Kızımız başını evet der gibi sallayıp "Babacığım." Dedi nazlanarak "Ama hepsi annemin suçu değil. Sevgi teyze tatlı yaptı annemde yedi. Yani suçlar ortak."

"Tamam kızım. Hadi sen odana gidip elini yüzünü yıka birlikte kahvaltı yapalım."

Kızımız başını heyecanla sallayarak Melih'in iki yanağından öptü ve karnının üzerinden kalkarak bana doğru yanaştı. Tıpkı Melih'i öptüğü gibi beni de yanaklarımdan öptükten sonra yüzümü avucunun içine aldı. "Sakın bana kızma anne. Görev görevdir ve babaya yalan söylenmez."

Yanağını öpüp"Kızmadım annem." Derken Melih'in keskin bakışlarını üzerimde hissediyordum. Kızım kollarımın arasından çıkıp koşar adım, açık kapıya doğru ilerlediğinde "Yavaş ol kızım." Diye uyardı Melih.

Kızımız odadan tamamen çıktığında Melih yatakta bana doğru yaklaşıp elinin kemikli sırtını yüzümde gezdirdi ve en son çeneme inen parmak uçları çenemi kavrayarak beni kendine doğru çevirdi. "Yüzüme bak Ahu." dedi ağır hareket ederek gözlerimi gözlerine çıkarttım.

BUZ YANIĞIWhere stories live. Discover now