4. Bölüm (M)

3.9K 119 54
                                    


Bir çığlık…

Derin, amansız, feryatlı, sancılı, korkulu ve tiz bir çığlık…

Beyaz ve temiz görünümlü fayanslarla çevrili banyonun duvarlarında yakılanan, yüksek perdeli bir çığlık…

Kyungsoo, bacaklarının arasındaki pembe deliğinin etrafında gezinen sert ve ıslak diş fırçasının kıllarıyla birlikte etrafa çığlıklar savuruyor, sahibine direnmeye çalışıyor ve berrak gözyaşlarının yanaklarını yıkamasını önleyemiyordu. 

Ağlıyordu, çığlıkları hıçkırıklarına karışıyor, sahibinin gücü karşısında hiç bir işe yaramayan debelenişlerinin ufak sesleri ise diğerlerine eşlik ediyordu.

Evet, sahibi üç hafta boyunca Kyungsoo’ya dokunmamıştı ve Kyungsoo bu yüzden fazlasıyla kötü hissetmişti. Sahibinin penisini içine almayı başaramadığı, onun memnun edemediği ve yük olmaktan başka bir işe yaramadığı için kendisini fazlasıyla kötü hissetmişti. Ve sahibini özlemişti.

Üç hafta boyunca eskisi gibi, kaba da olsa sahibinin dokunuşlarını arzulamıştı ve ne kadar kendisine acı da verse, ne kadar çoğu zaman bundan ölümüne de korksa bir kez daha sahibinin penisini içinde istemişti. Geçen bu sürede içinde sahibi bir şekilde kontrolünü sağlayıp ona el sürmemişti, sadece kendisine yeterli bulduğu miktarda öpücükler ve sarılmalar vererek iyileşince hasret gidereceklerini dile getirerek onu dizginlemişti.

Kyungsoo heyecanla vaat edileni bekliyordu. Ve zamanı gelene kadar sahibinin dudaklarıyla idare ediyordu.

Ancak bu durum şuan için bozulmuş gibi görünüyordu. 

Kyungsoo az önceki çığlıklarından daha derin, daha amasız, daha feryatlı, daha sancılı, daha tiz ve daha acı dolu olan bir çığlık savurdu. Bu, sahibinin deliğinin etrafında gezdirdiği ıslak ve sert kılları olan diş fırçasını aniden içine sokmasıyla vermiş olduğu tepkiydi. Sahibinin kuvvetli eliyle onu dizginlemesine rağmen umutsuzca devam eden debelenmeleri durdu, soluğu kesildi ve acı, suratındaki alaylı gülümsemesiyle zavallı Kyungsoo'ya göründü. Kyungsoo o duygunun savurduğu tok kahkahaları duyumsayabiliyordu. Hareketsiz, kaskatı kesilen vücudu aniden yukarıya doğru kalktı ve görünmez bir elin göğüs kafesini parçalayıp kalbini parmaklarının arasında zalimce sıktırdığını hissetti. 

Yanaklarından yuvarlanan acı tohumlarının kimisi dudaklarının kenarlarında duraksarken, kimisi de çenesinin altında toplanmıştı. Yaşlı gözlerini iri iri açmış, içine sokulan diş fırçasının duvarlarına verdiği hissi hazmetmeye çalışıyordu. Acıyordu, canı zorla içine sokulan diş fırçasının ıslak ve sert kıllarının, pürüzsüz ve yumuşacık iç duvarlarına batışıyla ve yaptığı baskıyla acıyordu. Ancak yine de deliği sahibinin acımasızca içine yolladığı yabancı maddeyi büyük bir cömertlikle kabullenmiş, diğerinin keyfini yerine getirmişti. 

"Bebeğim, buna dünden razıymış da haberim yokmuş..." 

Yifan'ın sesi Kyungsoo'nun çoğu zaman gece yarısı denk geldiği, korkuyla gözlerinin açılmasına neden olduğu o korku filmlerindeki psikopat adamlarınkine benziyordu. Tınısı fazlasıyla karanlık ve tehlike saçıyordu. Vaat ettiği belayı da unutmamak gerekirdi. 

Genç adam diğerinin pürüzsüz duvarları tarafından büyük bir açılıkla yutulduğu kirli diş fırçasını yavaşça hareket ettirdi, geri çıkardı, Kyungsoo bununla birlikte yaşlı gözlerini daha fazlası mümkünmüş gibi iri iri açmış sahibinin kendisine acıdığını ve onu rahat bırakacağını düşünmüştü. Fakat beklediği gibi olmadığını anlaması çok da uzun sürmemişti. Aniden, büyük bir hızla, aklını başından alabilecek kadar acı veren bir atakla göğüs kafesini kırıp acımasızca kalbini sıkan elin parmaklarını boğazında hissetti. Sanki güçlü ve ucu karanlıkla bilenen tırnaklar vahşice etine saplanıyordu.

Yes, Master!Where stories live. Discover now