Zaaflar, Zayıflıklarımız Değildir

Start from the beginning
                                    

" Tamam baba tamam. Öyle olsun bakalım. Ama Erkan demişti diyeceksiniz."

"Hadi kalk kardeşini kaldır. Saat kaç oldu hala kalkmadı bu çocuk."
.
.
Uğur askerlerin de içinde bulunduğu araçla birlikte ilçeye doğru yol alırken, bir yandan da sohbet ediyorlardı.
"Komutanım Ercüment size bir şey söylemek istiyor."

"Hayırdır Ercü ne soracaksın?"

"Komutanım ben kantin açmak istiyordum da bizim karakolda. Yani Durali başçavuşa söyledim bu fikrimi ama sanırım pek sıcak bakmadı."

"Niye ne dedi ki Başçavuşum?"

"Bir şey demedi komutanım. Arkama tekme attı. Bir de afedersiniz küfür etti. Ama bence kötü bir fikir değil. Ben de size bir danışayım dedim."

Ercümentin söyledikleriyle Uğur ve arabadaki askerler kahkahalarla gülüyordu. Ercüment iyice bozulmuş ve sinirlenmişti.
" Bari siz yapmayın komutanım ya. Neresi kötü bu fikrin. Herkes önüme taş koyuyor."

"Ercüment biz toplam kaç kişiyiz oğlum?"

"23 komutanım."

"Sen şimdi 23 kişilik karakolda kantin açacaksın. Sonra da kar mı edeceksin?"

"Olmaz mı diyorsunuz komutanım."

"Ben değil be oğlum matematik olmaz diyor."

Ercümentle aynı zamanda karakola gelen Vedat araya girdi.
"Komutanım biz şimdi karakola gelmeden önce tugaya bir gün kaldık. Bu da kantine üç beş bir  para falan verince  oranın kazancını falan hesaplamaya kalkıştı. Ercüment işte yani.."

"Ercüment başka bir yerde görev de olsan düşünülebilir ama burada pek mümkün gibi değil."

"Tamam komutanım ben biraz daha düşüneyim o zaman."

"Komutanım siz de bizimle kahvaltıya gelir misiniz? Hep birlikte kahvaltıya gidecektik."

"Yok sağ olun Murat  ben Tugaya geçeceğim ilçe de kalmayacağım. Başka zaman inşallah."

"Hayırdır komutanım bir sıkıntı mı var tugayda?"

"Yok tugaydan aracımı alacağım merkezde işim var. O yüzden tugayla işim yok yani."

Fatih'in duyduklarıyla gözleri parladı. "Komutanım sizin arabanız mı var? Vayy hiç söylemediniz."

"Hiç sormadın Fatih?"

"Doğru hiç sormadım. Komutanım ya ben de geleyim mi? Çok merek ettim arabanızı. Merkeze de gelirim."

Yeni çavuş Murat uyaran ses tonuyla Fatihi durdurmaya çalışıyordu. "Fatih sus istersen."

"Fatih maalesef başka bir misafirim var. Başka zaman için sözüm olsun."

"Hıı misafir varsa başka komutanım. O zaman işler değişir baştan söylesenize."

"Demek 'baştan söylesenize' sence de fazla içli dışlı olmadık biz Fatih?"

"Özür dilerim komutanım ya siz böyle araba dalan diyince benim gözüm döndü."

Uğur gülümseyip önüne dönmüştü. Fatihe takılmak hep hoşuna gidiyordu.
Araç ilçede askerleri indirdikten sonra Uğur'u da tugaya bırakmıştı. Neredeyse aylardır kullanmadığı arabasını tugayın otoparkında gözleriyle arayan Uğur hızlı olmaya çalışıyordu. Arabasını bulup Melikeyle buluşacakları yere doğru sürmeye başladı.
Buluşacakları yere yaklaştığında, olduğu yerde ileri geri hareket eden Melike görüş açısına girdi. Elinde telefonu arada ekranına bakıyordu. Korkutmamak için yavaşça yanına yaklaştı, Melike Uğur'u arabayla beklemediğinden yaklaşan arabanın içine bakma ihtiyacı dahi hissetmemişti. En son araba önünde durup pencerelerini açınca fark eden Melike  şaşırmış bir ifadeyle bakıyordu.
"Binmeyecek misin?"

ÇOK GEÇ "DEĞİL"Where stories live. Discover now