-Tamam o halde. Kartlarını görelim.

Sarışın bütün gücünü kullandı. Etrafta ufak bir rüzgar oluşmuştu. İşe yaramıyordu.

Doktor sıkılmış gibi olduğu yerde sallanıyordu. Sarışının birkaç yetersiz girişiminden sonra konuşmaya karar verdi.

-Ah ah siz gençler. Hiç laf dinlemiyorsunuz değil mi? Ben Zaman Lorduyum. Sence zamanımla oynayabilir misin? Yaptığın tek şey rüzgar çıkartmak. Eğer rüzgardan dolayı grip falan olup hastalanacağımı düşünüyorsan, unut gitsin.

Sarışın sinirlenmişti. Ama belli etmedi.

-Peki o halde. Sende ne var yaşlı çocuk?

-Bende… Bir dakika?!? Yaşlı çocuk mu?

-Noldu, pek beğenmedin sanırım? 

-Şu egolu olandan iyidir. En azından ucu saçlarıma dokunmuyor. Bende sonik tornavida var, küçüğüm.

Doktor soniği çevredeki aynalara tuttu. Amacı aynaların kırılmasını sağlamaktı. Ancak hiçbir şey olmadı. Sarışın doktorun baştaki alaycı tavrıyla cevap verdi.

-Ah ah siz yaşlılar. Hiç dikkatle takip etmiyorsunuz değil mi? Ben Zaman Hırsızıyım. Belki senin zamanınla oynayamam ama soniğininkini değiştirebilirim. Aradaki sinyali donduruyorum, canım. Eğer sonikten çıkan sesten rahatsız olacağımı düşünüyorsan, planın buysa, vaz geç. 

Doktor inatla soniği kullanmaya çalışıyordu. Aynalarda hiçbir değişiklik yoktu. Sarışın devam etti.

-Ayrıca o aynalar korumalı, aptal. Yalnızca merkezden değişiklik yapılabilir.

Doktor duymazdan geldi. Sonunda sarışının aklına doğru soruyu sormak geldi.

-Sen napıyorsun?

Doktor güldü.

-Hayat kurtarıyorum.

Sarışın soniğe baktı. Aynalara doğru olan kısmı engellemişti ancak arka kısmı engellememişti. Bir dakika? Yoksa orası mı ön kısmıydı? O anda doktorun ne yaptığını anladı. Asıl ucu kadına doğru yöneltmesine rağmen sanki orası arkasıymış gibi aynalara dönmüştü.

-Seni… Zeki.

Sarışın söyleyecek bir şey bulamamıştı. Arkasına dönüp kaçmaya karar vermişti ancak arkadaşlarının çoktan gittiğini fark etti. Sherry arkadaki aynalardan birine yaslanmıştı. Alaycı tavırla konuşanlara bir de o eklendi.

-Ah ah. Hiç dikkat etmiyorsun değil mi? Çoktan o küçük araca atlayıp gittiler. Ya bizle gelirsin ya da… Ya da burda kalıp çürürsün. Eğer bütün bir evreni koşarak geçmeyi düşünmüyorsan tabii.

Sarışın başını önüne doğru eğmiş düşünüyordu. 

Bu sırada Doktor soniğini gökyüzündeki saate doğrultup tüm gezegenin gücünü geri yükledi. Hala bir harabeydi ama en azından çalışan bir harabe. Bunu yapmak için Sherry’nin gezegenle zihinsel bağlantı kurması gerekmişti ama bunda zorlanmamıştı bile. Zaman geçtikçe daha iyi yapıyordu bu işi. Doktor her ne kadar tam tersi olduğunu düşünse de, bunun iyiye işaret olmasını umuyordu.

Sarışın Sherry’e döndü. Sherry’nin yanındaki ayna açılmıştı. Sherry hayretle aynaya bakıyordu.

-Bir tek ben mi görüyorum bunu?!? Bu benim. 

Doktor gülümsedi. Bu sıralar çok neşeliydi. 

-Teknikte yalnızca senin görmen gerekiyor ancak sanırım zihin bağlantısından dolayı hepimiz görüyoruz. Birazdan düzelir merak etme.

Ayna Sam ile tanıştığı günü gösteriyordu. Sherry buruk bir tebessümle bakıyordu aynaya. Birden aynaya bir şey çarptı ve görüntü oynamaya, cızırdamaya başladı. Arkasına döndü. Sarışın yapmıştı.

-Zihinsel bağlantı aynaların kendi güvenliğini zayıflattı. 

Sarışın gülümsüyordu. Sherry yere yığıldı. Doktor Sherry’nin yanına koştu. Bu sırada ayna cızırdamayı kesmişti. Garip bir yeri gösteriyordu. Bir uzay aracının içi…

-Kara…Kara…Kara delik. Hayır. Ateş topu. Kara delik.

Tıpkı “Beyaz Boşluk”taki gibi sayıklıyordu Sherry. Sarışın bunun kaçırılmayacak bir fırsat olduğunu düşünüyordu.

Sherry Doktor’a yaslanmıştı. Oturuyorlardı. Doktor’un anlamadığı bir şeyler mırıldanıyordu. 

Sarışınsa Sherry ile Doktor’a yüzünü dönmüş, aynaya ise sırtını dönmüştü. Koşmaya başladı.

-Araç için teşekkürler!

Aynadaki görüntüde uzay aracından dışarısı gözüküyordu. Oraya doğru yaklaşan bir meteor vardı görüntüde. Doktor o anda olacakları anladı ancak yapabildiği tek şey sarışını tutabilmek oldu.

Meteor tanesi aynadan dışarı çıkmıştı. Sarışının da dediği gibi aynadaki koruma kalkmıştı. Bu yüzden anılar her an aynadan taşabilirlerdi. Maalesef sarışının darbesi bunu tetiklemiş, aynanın dağılıp parçalanmadan önce gösterdiği son görüntülerden bir meteorun kaçmasına neden olmuştu.

Doktor göz ucuyla Sherry’e baktı. Eh, en azından şu an ölen o değil, sarışındı. Kurduğu cümle kendinden tiksinmesine neden oldu. Sarışına baktıkça içinde anlamadığı bir şeyler kopuyordu. Son anlarında onu rahatlamak istiyordu ancak ne diyeceğini bilemiyordu. Aksine garip bir şekilde ağlıyordu.

Sarışın;

-Hala adım..Ad..

Doktor tamamladı.

-Hala adını sormadım. Söyle bakalım adın neymiş?

Doktor yine de gülümsüyordu. Kaybedilenler hanesine birini daha yazacaktı belki. Ama ölenin gördüğü son yüzse eğer gülümsemeliydi. İsmi öğrenmenin onu bir bakıma rahatlatacağını düşünüyordu ancak içinin daha çok acımasına neden oldu.

-Rose…

Devam Edecek...

Öhöm öhöm. Gençler. Senaryonun 50.yıldan önce yazıldığını anımsatayım :) Ayrıca giderek kafanız daha çok karışıyor olabilir ama her düğüm çözülecek korkmayın :) Ve 

SHERRY'nin kim olduğunu gelecek bölümde öğreniyoruz ! 

Doctor, Who Am I? | Türkçe | DWWhere stories live. Discover now