KÜÇÜK SEVGİLİM

48. BÖLÜM - Öp

Bu yeni ben de kim,
Aynada bakıştığım?
Bu yeni ben, ben miyim,
Kendimle tanıştığım?

Dünümle, bugünüm
Can ciğer kuzu sarması..
Geç oldu, temiz oldu
Geçmişimin karması..

Yıkadı günahlarımdan
Beni masumiyeti..
Cennetten gelen
Bir melekti sanki..

Her şeyim tastamam
Yapmaya çalıştığım..
Yazlığım, kışlığım
Bir de yanına yakıştığım..

Dünümle bugünüm
Can ciğer kuzu sarması..
Geç oldu, temiz oldu
Geçmişimin karması..

Yıkadı günahlarımdan
Beni masumiyeti..
Cennetten gelen
Bir melekti sanki..

Ben o şelale saçlara,
O ay, o hilal kaşlara,
O süzme bal dudaklara,
Öp, öp, öp, öp doyamadım..

Sütten ak o gerdana,
Bir çıkar ki meydana,
Gel de uyma şeytana,
Bak, bak, bak, bak duramadım..

 

 

Robert tüm heyecanıyla gözlerini Kristen’a dikmiş beklerken, Kristen duyduğu kelimelerin şokuyla şaşkınlıkla kala kalmıştı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Sanki kelimeler ona inat aklından uçup, gitmişlerdi. Robert resmen ona evlenme teklif etmişti. Peki Kristen şimdi ne diyecekti?

Robert tüm heyecanıyla olduğu yerden bir santim bile kıpırdamayarak Kristen’ı bekliyordu. Kristen’ın yüz ifadesinden ne kadar şaşırmış olduğu belliydi. Bu yüzden Robert ona hiçbir şey söylemeden düşünmesi için zaman tanıyordu. Ama bir yandan da endişeyle, korku arasında sıkışıp kalmıştı. Sakin olmak için birkaç derin nefes aldı ve beklemeye devam etti. Yaklaşık beş dakika geçtikten sonra Robert daha fazla dayanamadı ve konuşmaya başladı.

“Biliyorum, biraz erken oldu ama daha fazla dayanamadım.”

“Şey, ben biraz şaşırdım sadece.” diye cevap verdi Kristen. Halbuki o neler düşünmüştü. Bir an için kendinden utandı ama Kristen için bu gece birlikte olma ihtimali Robert’ın evlenme teklif etmesi ihtimalinden çok daha fazla yüksekti. Ama beklediği olmamıştı. Kırk yıl düşünse aklına bu gece evlenme teklifi alacağı gelmezdi.

“Tahmin edebiliyorum.” diye katıldı Robert.

“Robert, açıkçası bana göre bu teklif biraz erken oldu.” dedi Kristen endişeli yüz ifadesiyle Robert’a bakarak.

“Lütfen gerçekten ne düşünüyorsan onu söyle. Beni kıracağını düşünme.”

“Daha abimin bile hiçbir şeyden haberi yok. İlk önce onunla konuşmam lazım. Şimdi karşısına geçip Robert bana evlenme teklif etti dersem kıyameti koparır. Öncelikle bu ilişkiyi ona anlatıp, onayını almam gerek. Sonra da o bu fikre alışana kadar beklemeliyiz. Hem bizim için de biraz daha zaman geçmesi doğru karar verebilmemiz için sağlıklı olur.” dedi Kristen çekingence.

Robert’ı reddetmekle onu kıracağını biliyordu. Ve bu düşünce bile Kristen’ı kahretmeye yetiyordu. Robert’ın yüzünün düşmesi de Kristen’ın bütün keyfinin kaçmasına neden olmuştu. Ama eğer şimdi bu teklifi kabul etseydi fazla acele etmiş olurdu ve abisi buna asla izin vermezdi.

Robert bütün heyecanı uçup giderken, derin bir nefes verdi. Aslında Kristen’ın böyle bir cevap vereceğini tahmin etmişti. Kristen daha 20 yaşındaydı ve bitirmesi gereken bir okulu vardı. Kristen’ın hayatının daha çok başında olduğunu biliyordu. Ama yine de ona olan aşkıyla daha fazla bekleyememişti. Kristen’a kızmıyordu. Sonuçta o en mantıklı cevabı vermişti. Robert da onun bu kararına saygı duyup bekleyecekti.

“Anlıyorum. Haklısın. Ben çok fazla acele ettim.” dedi Robert üzüntüyle ona bakan Kristen’a.

“Özür dilerim Robert. Seni üzmeyi hiç istemezdim.”