Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe

18.3K 1K 459
                                    

Eleysa: La bebe

Eleysa: Ne görüldü atıyorsun?

Eleysa: O kadar edebiyat kasmışım

Cefa: Edebiyat Fakültesindesin
değil mi?

Eleysa: Yoo

Eleysa: Mis gibi sayısalcıyım ama bence de edebiyatçı olmalıymışım

Cefa: Bence de

Eleysa: Neyse telefonu bırak da dersini dinle

Cefa: Tamam

Cefa çevrimdışı

Yorgun bir şekilde telefonu sıranın altına atıp çoktan 3.tahtayı dolduran ve sonuncu tahtaya geçen profesöre baktım. Duraksamadan ders anlatmaya devam ediyordu ve benim kafamı taşıyacak halim kalmamıştı. Gözlerim kapanmaya başlamıştı.

  Derin bir nefes verip Sare'ye baktım. Gözlüklerini takmış dikkatle not alıyordu. Her zamanki gibi.

   Sare'nin diğer tarafında oturan Atalay'la göz göze geldik. Bana 'Bu kız okur' bakışını attığında başımla onayladım ve daha fazla dayanamayarak kafamı sıraya gömdüm. Bence asla mezun olamayacaktım. Malum, okulu uyumaktan başka bir iş için kullandığım yoktu.

  Uyandığımda derslik bomboştu. Benden başka bir kız vardı sadece, o da toplanıyordu.

  Esneyerek derslikteki saate baktım ama durmuştu.

  "Baksana, saat kaç?" Diye kıza seslendiğimde sesim koca anfide yankılanmıştı. Kız kaşlarını kaldırarak bana baktı.

  "Bana mı sordun?"

  Alayla boş dersliği gösterdiğimde çevresine baktı. Ardından aceleyle telefonunu çıkardı ve saati söyledi.

  "Teşekkürler," diyerek sıraya gelişigüzel attığım kitabı ve sıranın altındaki telefonumu alıp çıktım anfiden. Sonraki dersime daha yarım saat vardı, bir kahve içebilirdim ayılmak için.

  Fakültenin kafeteryasına gittiğimde Sare ve Atalay'ı bir kızla otururken görmüştüm. Göz aşinalığım vardı ancak tanımıyordum. Neon yeşili saçlarını iki taraftan gelişigüzel topuz yapmıştı kız ve smile piercingini 5 metre öteden farkedebileceğim kadar gülüyordu şu an. Dövmelerle dolu kollarıyla baya ilgi çekici duruyordu.

  Bu kızı nereden tanıyordum lan ben?

   "Kardeşim, günaydın." Atalay yavşak sırıtmasıyla bana bakınca ona baygın bir bakış attım ve Sare'nin yanına oturdum. Sare anaç bir tavırla kollarını başıma sarıp göğsüne yasladı. "Atalay, bulaşma çocuğuma. Zaten canı sıkkın."

  İstemsizce gülerek Sare'nin kollarını çekmesini bekledim ve geri çekildim.

  "Iyiyim kanka, yorgunum biraz sadece." deyip yeşil saçlı kıza baktım. Kız anlamış olacak ki, hafifçe gülümseyip elini uzattı. "Tanışmıyoruz sanırım, ben Çağıl."

  Elini sıktım. "Cefa." ve elimi hemen geri çektim. Kızın garip bir aurası vardı.

   "Garip bir ismin var." Dedi gülümsemesini bozmadan.

  "Ah, o Beşiktaş'la alakalı. Cefa'nın ailesi Beşiktaş'ın efsaneleridir. Ayrıca Cefa ve kardeşleri üçüz. Diğerlerinin adı da Feda ve Sefa. Çok iyi değil mi?" Sare benim yerime heyecanlı heyecanlı anlatınca ona minnettar bir  bakış attım. Bu hikayeyi milyon kez anlattığım için sıkılmıştım artık ve Sare bunu biliyordu. Beni kurtarmıştı. Kutsal Sare Reis beee.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin