1.6✴Şarjörde Bir Elmas Kurşun

Mulai dari awal
                                    

"Canın cehenneme Kai!" dedi kız tam da o anda. Kai kahkaha atmamak için kendini zor tuttu. "Ben atış talimi odasındayım," diye devam etti kız. Sıradaki cümleyi de biliyordu Kai. Ve orada da seni görürsem hedef tahtası senin koca kafan olur...

"Ve orada da seni görürsem hedef tahtası senin koca kıçın olur," diye devam etti Eve.

Kai'nin gözleri hızla ona döndü. Dudaklarını ağlayacakmış gibi titretti. "Bir kelimeyle kaybettim."

"Ne?" dedi Eve.

Kai bir kolunu başının altından çekerek havada salladı. "Söyleyeceklerini içimden tahmin etmeye çalışıyordum. Tabii senin gibi bir edepsizin, kafa yerine kıç diyecek olmasını benim gibi edepli bir beyefendi nasıl tahmin edebilsin ki?"

Sırıttığında bir tabancanın çekilen süngüsünün sesi kulaklarına ulaştı. Elbette ki bu da Eve'di. Elini ona bakmadan yine havada salladı. "Aman beni öldürdüğünü liderimiz duymasın."

Gözlerini ona çevirdi yine ve kızın öfkeden kasılan yüz hatlarını sırıtarak süzdü. Silahın namlusu hala ona dönüktü. "Ah Eve! Silahının bir susturucusu bile yok ama." Elini ağzının yanına siper etti ve sır verircesine sessizce konuştu. "Gerçi sana bir şey söyleyeyim mi? O herif susturucu olsa bile bir silahın ateş alış sesini işitebilir. Yani benden söylemesi. Bunu bir dost tavsiyesi olarak alabilirsin."

Eve sıkılı dişleri arasından tıslarcasına bir ses çıkardı. Silahı havada hafifçe salladı ve "Bir gün," dedi yine tıslayarak. "Bu kurşun senin beynini delecek. Bir gün... Ama emin ol, bir silah sesinden çok, boş beynin gürültü çıkaracak."

Kai onu daha da öfkelendireceğinin bilse de gülmesini bastıramadı. Eve garip biriydi. Nadir güler, genelde sabit bir sesle konuşurdu. Kendisine dokunulduğunda ise o an dokunan kişinin nefesini kesebilirdi. Aslına bakarsan biraz Axel'a benziyordu.

Eve gibi Axel da nadir gülümserdi, genellikle ciddi ifadesini korurdu. Az konuşurdu, hatta adamın sadece bakışlarıyla emirler verdiği bile olmuştu. En azından Eve ondan daha konuşkandı, Axel günlük 10 cümle kuruyorsa Eve 20 cümle falan kuruyordu. Eh, Kai onunla uğraştığında bu sayı 40'a kadar yükseliyordu. Şüphesiz aynı şeyi Axel üzerinde denese on birinci cümlede ölü olurdu.

Adam bir keresinde sadece üçüncü kata ayak bastığı için adım seslerini bahane ederek gölgelerine onu tırabzanlardan aşağıya sarkıttırmıştı. O anı hatırlayınca Kai'nin tüyleri ürperdi.

"REVOLVER!"

Kai, Axel'ın gürleyen sesiyle adeta uçar gibi ayağa fırladı. Adam artık adım sesini duyma safhasını geçmiş düşüncelerinin sesini bile duyar olmuştu demek. Bu çok ürkütücüydü. Aslında Kai'ye göre adam gölgelerden bile daha ürkütücüydü.

Eve silahın süngüsünü tekrar çekerek beline yerleştirdi, başını yukarı çevirirken Kai de aynısını tekrarladı. Axel'ın koyu mavi, şu an ise adeta siyahmış gibi görünen gözlerini üzerinde bulunca daha da ürperdi. İstemsizce yutkundu. Herif sadece bir bakışıyla tüylerini diken diken ediyordu adeta.

Birinci kattaki alıştırma odasının kapısı açıldı ve Shawn ile Jared saniyeler içinde tırabzanların arkasında belirdi. Karen de alıştırma odasının karşısındaki spor odasından çıkıp tam karşı kısımlarında durdu. Omzunda bir havlu vardı ve nefes nefeseydi. Muhtemelen birkaç saattir spor yapıyordu.

İkinci katın tırabzanlarının hemen arkasında ise Bars göründü. Hepsi başını yukarı çevirirken Axel'ın ağzından dökülecek emri bekliyorlardı ama adam bu kez emir vermek yerine, "Ortak alana!" dedi sadece. Emri hemen vermediğine göre ya bir görev yoktu, sadece bilgi verecekti ya da bir görev vardı ve göreve bizzat kendisi öncülük edecekti.

REVOLVERTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang