piece by piece

19.4K 1.1K 2.1K
                                    


     Jimin koşar adım evine girdi, elindeki valizi bırakmayı bile akıl edememiş halde, kalbi ağzında güm güm atarken sırtını kapıya yasladı ve kaldı. Kalbinin deli çarpıntısı yüzünden nefesleri daraldı, derin nefesler alıp kendisini toparlamaya çalıştı. Az önceki anın heyecanını ve korkusunu bastırmaya çalıştı. Neyse ki aldığı derin nefesler sayesinde kalbinde atan Jungkook'u görmezden gelmeyi başardı.

Sıcak duşun ardından kendini aynanın karşısında inceledi. Renk paleti şeklindeki göğsü ve gövdesi yaşadıklarının kanıtıydı. Hiçbiri, ofisinde yapacak işi yokken dalıp gittiği hayallerden biri değildi. Hiçbir zaman hayalleri bu kadar tatminkâr, bu kadar tutkulu, bu kadar yoğun ve anlamlı değildi. Hayal olmadığını hatırlatmak için dünden kalan, alfanın köprücük kemiğinin altına bıraktığı kırmızı izin üzerine parmağını bastırdı. Acıdı, yani gerçekti. Yeniden gülümsedi Jimin yansımasına.Yumuşak pijamalarını giydi ve kendini küçük yatağına bıraktı Jimin.

     Minik omega, görmeden geçirdiği 3 gün boyunca onu düşünmeden, hissetmeden geçen tek bir soluğu bile olmadı. Uyanıkken her anında onu düşündü. Kahve içerken gülüşünü, ramen suyu ısıtırken bakışlarını, otururken dokunuşlarını...Uykuları ise daha yoğun ve daha hisliydi. Rüyaları Jeon Jungkook'un tapusundaydı. Her defasında onun dokunuşlarını, sevişmelerini, öpüşmelerini, sarılmalarını yeniden, yeniden yaşadı. O kadar sahiciydi ki hatıraları, gözlerini açtığında alfanın sıcak, yumuşak dokunuşlarını teninde hissetmeye devam ederdi Jimin. Rüyalarından her uyandığında, uykunun etkisinden ayıldıktan sonra ise büyük bir yumru otururdu göğsüne.

Defalarca kez arkadaşları Hoseok ve Taehyung'u aradı. Olanları anlatmak istedi. Her bir anısını paylaşmak, onlardan akıl almak, yardım istemek, nasıl davranmalı ne düşünmeli ne hissetmeli karar vermek için... Ama her defasından vazgeçti. İçindeki heyecan, aynı zamanda endişe hala alev alevken onlara ne anlatmalıydı kestiremedi. Önce kendisi anlamlandırmalıydı. Bu sebeple konuşmaları hep havadan sudan geçti.

**

     Karanlıkta kaybolan omeganın ardından biraz daha baktıktan sonra yavaş, eminsiz, her an vazgeçip omeganın arkasından koşmak istermiş gibi adımlarla arabasına bindi Jungkook. Allak bullak haliyle, bomboş yolda kaza yapmamak için Jimin'den aklını uzaklaştırmaya çalışarak evine döndü perşembe gecesi.

Kaza yapmadan, tek parça halinde evine girdi, anahtarları bıraktı, valizi odasına çıkarma gereği duymadan otomatik adımlarla odasına girdi. Yatağın kenarına oturdu, başını ellerinin arasına aldı ve derin bir nefes çekti, parmaklarıyla saçlarını çekiştirdi. Seslice nefesini verdikten sonra "Neden, neden?" diye sordu kendi kendine. "Omegam neden beni istemedi? Neden bana güvenmedi?"

Cevabı bulamayıp açıklama getiremedikçe sinirlendi. Sıkılı yumruklarını yatağa geçirdi. Anlamsız mücadelesinden vazgeçip hızla kalktı. Soyundu, elinizi yüzünü temizleyip yatağa girdi. Temiz çarşafların arasında, geçirdiği 1 haftanın yorgunluğunu atmayı umdu. Bir de aklını Jimin'den uzaklaştırmak...

Ancak son zamanlarda hiçbir şey genç olanın istediği gibi olmadığı için tabi ki bu umutları da suya düştü. Sabaha karşı bilinçsizce sızana kadar Jimin'le geçirdikleri geceleri, tatlı, sert, hızlı sekslerini, öpüşmelerini, Jimin'in gülüşünü, orgazm sonrası gözyaşlarını, alfa diyen sesini hatırladı. Ne vakit sonra uykuya dalmış olsa da rüyalarında devam etti Jimin. Yeniden tenine dokunuyor, yeniden birleşip dünyaları alt üst oluyor, yeniden onun kollarında, tatlı tatlı gülümseyerek ona bakıyordu.

Tüm bunlar, cuma öğleden sonra Jungkook gözlerini açtığında dinç ve dinlenmiş olması yerine daha da yorgun olmasına sebep veren şeylerdi. Güçlükle yataktan kalktı, banyoya girdi. Dev aynanın karşısında solgun yüzünü, mor göz altlarını, dağılmış saçlarını inceledi. Bakışlarını bedenine kaydırdı. Parmakları omuzlarında, göğüslerinde, pazılarındaki tırnak ve çizik izlerinde dolaştı. Omeganın şehvetle, alfayı kendine biraz daha çekmek, ona biraz daha sokulmak, biraz daha sıkı tutunmak için tırnaklarıyla bıraktığı minik çizik ve izler...

ONE HUG ONE OMEGA (Jikook/kookmin)Where stories live. Discover now