16- "Clumsy."

2.1K 127 15
                                    


Karşımdaki yüzü çizik adamı tabi ki beklemiyordum. Bu beni kaçıran adamdı! Kimse beni kurtarmaya gelmemişti ve gelmeyecekti de. Bu dediğim hikayelerde bile olmuyordu ve ben masallardan medet umuyordum. Beni hızlıca yerden kaldırdı ve yerde dövülen çocuğa kısa bir bakış attı. "Adi herif." diye tısladı sessizce. Anlamıyordum. Beni kurtarmış mıydı yoksa yağmurdan kurtulup doluya mı tutulmuştum? "Kızı götürün ve ne ihtiyacı varsa karşılayın." dedi ve beni iki adamın kollarını fırlattı. Daha dengemi bulamamışken tekrardan savrulmak başımı iyice döndürmüştü. Sonunda biri beni kucağına aldığında diğer hayvana göre daha da nazik olduğunu hissetmiştim. Beni kırılacak bir vazo gibi taşıyordu ve bu bana olmayacak şekilde güven veriyordu. Fakat fazla ümitlenmemeliydim. Beni öldürecekti. Ama tecavüze uğramaktan daha kötüsü olamazdı. Bakire bir şekilde ölmeyi tercih ederdim. Ayrıca James'in bu adamlara nereden bulaştığını merak ediyordum. Bu yüzden onlardan kaçmadan önce neler olup bittiğini öğrenmem gerekiyordu. Şu an bedenim o kadar yorgundu ki bu yorgunluk beynime oradan da düşüncelerime yansıyordu. Nefes almaktan bile yorulur hale gelmiştim. Fakat pes etmeye niyetim yoktu. Biraz dinlenip toparlanmam ardından da onların elinden kaçmam gerekiyordu. Sırtım yumuşak bir zemine yeniden değdiğinde gözlerimi kapattım ve üstüme örtülen sıcacık battaniyenin altına sindim. Uyumadan önce duyduğum tek şey "Kız zarar göremeyecek." olmuştu.

Sıcacık bir dünyanın içindeki kar tanesi gibiydim. Vücudum hakimiyetini kaybetmişti. Bir tepki vermek istiyordum fakat ne bedenim bunu kaldırıyor ne de ruhum bu riskin altına giriyordu. Karanlıktan sıkılmıştım ve gözlerimi açmak istiyordum. Sanki biri gözlerimi birbirine bağlamıştı ve çözülmüyordu düğümü. Ruhum daralmıştı karanlıkta. Birini istiyordum yanımda. Kimse yoktu. Sadece ben ve karanlığım. Birinin sıcaklığı bedenimi sardığında daha da üşüdüğümü hissettim. Çok garip bir histi. Hem üşürken hem de sıcağı tatmak bambaşkaydı. Sıcak bir suyun ardından akan soğuk su etkisi yaratıyordu. Sıcaklık boynumda yoğunlaşmaya başladığında gözlerimi hissetmeye başlamıştı. Sıcaklık gittikçe aşağılara indiğinde gözlerimi hafifçe açtım ve siyah gözlerle karşı karşıya geldim. Aramızda bir milim bile yokken bana bakıyordu ve hiç bir uzluvu bana dokunmuyordu. Fakat sıcaklığını o kadar net hissediyordum ki ayaklarım uyuşmaya başlamıştı. Üstümde siyah bir eşofman takımı vardı ve rahattım. Fakat hemen üstümde olan canavarım bu durumu tersine çeviriyordu. Nefesimi tutmuştum ve bir sonraki hamlesini bekliyordum. Yüzü tam yüzümün hizzasındaydı ve dudaklarımızın arasındaki bir milimlik mesafeyi de nefeslerimiz kaplıyordu. Tam ağzımı açıp konuşacakken hızlıca benden uzaklaştı ve pozisyonunu korudu. Şimdi ise aramızda iki kafa kadar mesafe vardı. Beni o mu uyandırmıştı? "Neler oluyor?" diyebildim sesimi bulduğumda. Yüzünde hafif bir tebessüm yakaladığımda biraz bana yaklaştı. "Kurtuldun Elsa." diye fısıldadı ve beklemediğim bir anda yanağımdan öpüp yok oldu. Beni öpmüştü. İkinci kez. Yanağımdan. Kendi isteği ile. Öptüğü yer kavrulmaya başlamıştı. Elimi yanağıma götürdüm ve öptüğü yere dokundum. Elmacık kemiklerimin hemen altına kondurduğu öpücük beni sersemletmişti. Kapı aniden açıldığında bile tepki vermemiş elimi yanağımda dolaştırmaya devam etmiştim. "Uyandın mı Des?" artık tanıdık gelen sesi duyduğumda içimi bir korku kaplamıyordu. Uyumadan önce dediğini duymuştum. Beni öldürmeyecekti. Bana zarar verilmesini istemiyordu. Kafamı onaylarcasına salladım ve sonunda salak salak tavana bakmayı kesip yatakta doğruldum. Yeşil gözlü yüzü çizik olan adam yatağın yanına oturdu ve hafifçe gülümsedi. Gülümsediğinde yanağında oluşan ufak çukurlar bana birini hatırlatmıştı fakat şu an çıkaramıyordum. "Sana başta yanlış bir tepki göstermişiz Destiny. Ben Gabriel. Ama sen bana kısaca Gab diyebilirsin. " dedi ve elini bana uzattı. Elini tutup ben de ona hafifçe gülümsedim. "Senin şu sevgilin.." dedi ve benden bir onay beklermiş gibi kafasını eğdi. "Eski sevgilim." diye düzelttim ve kafamı eğip ellerimle oynamaya başladım. "O pisliğin bize borcu vardı. Gey-Bar'lara taktığı borçları bizden aldığı parayla ödedi ama bize olan borcunu 4 aydır ödemiyordu. Bana bulaşmakla hata etmişti. Fakat ona cezasını verdim. Hele ki Gey olduğu halde bir kıza ümit vermesi tam ona layık olan bir davranıştı. Seni o gece öldürtecektim çünkü fazla şey görmüştün fakat seni denemek istedim. Polise gitmedin ve kimseye bir şey söylemedin. Artık benim himayem altındasın. Verdiğin partide sana göz kulak olması için sarı saçlı yeşil gözlü bir çocuk tutmuştum. Fakat hata etmişim. Hepsi cezalarını çektiler şüphen olmasın." uzun konuşmasından sonra nefesim kesildi sanmıştım. Beni himayesi altına almıştı. Bir nevi onun kızı mı olacaktım? İşte şimdi korkmaya başlamıştım. Babamın bana yaptıklarını yapacağından mıydı bu endişem? Kafamı kaldırıp yüzündeki çiziğe bakmadan konuşmaya başladım . "Yaptıkların için teşekkür ederim ama ben senin himayen altında olmak istemiyorum." dedim ve o fark etmeden ondan birazcık uzaklaştım. "Benden korkmana gerek yok Destiny. Sana babanın yaptıklarını yapacağımı sanıyorsan büyük bir hata yapıyorsun. Hem benim de bir kızım var. Adı Gemma. Senin yaşlarında. Rahat ol burada. İstersen seni onunla tanıştırabilirim. " dedi ve cevabımı beklemeden yataktan kalkıp kapıya yürüdü. Kapıdan çıkmadan önce arkasını döndü "Bir daha kaçmaya kalkma." dedi ve dişlerini göstererek gülüp odadan çıktı. Babamın bana yaptıklarını nereden biliyordu? Şaşkınlıktan donup kalmıştım. Tanrım başıma neler geliyordu böyle.

I'm Scared Of YouWhere stories live. Discover now