6.BÖLÜM

15.9K 375 129
                                    


Gözlerimi yüzüme çarpan güneş ışığıyla açmak zorunda kaldım. Gözlerimi açar açmaz hücum eden güneş ışığıyla sıkıca kapattım bir kaç saniye.
Gözlerimin ışığa alıştığını anladığımda tekrardan açıp derince gerindim.
Sırtıma giren keskin acıyla acı dolu bir nida koptu dudaklarımdan.
Koltukta uyumanın acısını çekiyordum. Bakışlarımı yatağa çevirince hala yatakta uyuyan Kenanı gördüm.

O uyanmadan bu odadan çıkmalıydım zira onu görmek hiç istemiyordum. Hızla yataktan kalkıp yastığı ve katladığım pikeyi dolaba yerleştirir yerleştirmez banyoya girdim.
Bir kaç dakika sonra banyodan çıkıp dolaptan siyah uzun yüksek bel etegimi ve üstüne de kırmızı bluzumu alarak tekrardan banyoya girdim.

Saçlarıma sıkı bir balık sırtı örgüsü yaptıktan sonra hızla banyodan çıkıp oda kapısına yöneldim. Çıkmadan son bir kez yataktaki adama çevirdim bakışlarımı.
Derin bir uykudaydı. Gerçi hâlâ erkendi, saat henüz sabahın altısıydı.

Kendime engel olamadan yavaşça yatağa yaklaştım. Sürekli çatık kaşları düzdü bu defa. Yakışıklıydı hemde çok yakışıklıydı.
Kömür karası saçları, buğday ten rengi, dolgun dudakları ve uzun boyuyla bir hayli dikkat çekiyordu. Konuşurken dahi beliren iki gamzesini o gülerken hayal bile edemiyordum.
Sadece bir an düşündüm bu adamla normal bir şekilde tanışsaydık nasıl olurdu diye.

Öfkesi bu denli can acıtan bir adamın sevgisi nasıl olurdu kim bilir?

Ancak biliyordum ki artık o istese de biz olamazdık zira onarılmayacak kadar derin kalp kırılmıştı.
Sadece sabretmeli ve kaderimin nasıl yazıldığını yaşayıp görmeliydim.

Derin bir nefes aldım ve son kez Kenan baktım. Aldığı derin ve yavaş nefeslerle derin bir uykuda olduğu çok belliydi.

Daha fazla durmamak adına yavaşça kapıya yaklaşıp odadan çıktım. Hızla alt kataki mutfağa yöneldim. Mutfağa girdiğimde henüz kimsenin uyanmadığını anladım çünkü bu evde en erken uyananlar konağın çalışanlarıydı.
Daha fazla oyalanmadan çıkartığım patatesleri rendelemeye başladım patatesli börek yapmak için.
......

Mutfak mis gibi börek kokusuyla dolmuştu. Çaydanlığa suyu katıktan sonra ocağa koydum. Menemen yapmak için Soğan,biber,domates ve çıkartığım yumurtaları tezgaha bıraktım.
Tavayı çıkartmak için tam alt mutfak dolabına eğilecektim ki içeriye giren Fatma ablayla ona döndüm gülümseyerek.

_"Günaydınn Fatma abla."

Benim bu kadar erken mutfakta görmesi hatta ilk defa mutfakta görmesinin verdiği şaşkınlıkla konuştu.

_"Günaydınn hanımım. Neden zahmet ettiniz ki ben yapardım kızlarda şimdi mutfağa çıkıyorlar zaten."

Fatma ablanın hem şaşkınca hemde mahcupça söylediğiyle gülümseyerek ona yöneldim.

_"Öncelikle Fatma abla bana hanımım değil Sıla demeni istiyorum. Kahvaltıya gelincede elime yapışmayacakya hem ben mutfak işleriyle ilgilenmeyi çok severim. "

Fatma abla söylediğimle mahcupça gülümsedi.

_"Anladım kızım. Ona tamam ama ben hanımım derim ağız alışkanlığı işte. "

Neredeyse annem yaşındaydı ama bana hanımım diyordu. Belkide zorlamamam lazımdı.

_"Peki abla sen nasıl rahat edeceksen ama bunu sen rahat et diye söylüyorum zira bana hanımım demenden hiç hoşlanmadım bilesin. "

Sahte bir kızgınlıkla söylediğimle Fatma abla hafif bir kahkaha attı.

Konağa geleli başım beladan bir çıkmamıştıki konağın çalışanlarıyla tanışayım.

SILAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin