...

255 13 0
                                    

Biz zaten gitmelere Alex'ten alışkınız yani anlayacağın senin gitmen o kadar da koymadı be yeşil.

Artık beraber olmamız neredeyse imkânsızdı. Çünkü durumlar hiç eşit sayılmazdı. Ben onu bir kere kırmıştım ve çok pişmandım. O ise beni iki kez kırmıştı ve hiç umrunda değildi. Ama yazmama bir türlü engel olamıyordum. Her yazımın içine ister istemez giriyordu. Öyle böyle yıl sonu gelmişti. İlk senesinde geçemediğim on birinci sınıfı ikinci senesinde geçmiştim zor da olsa. Aslında bütün yaz boyunca aklıma gelmedi diyemem. Ama günde yedi saat görmekten iyiydi. Artık bende yeşilin aşkından çok acısı kalmıştı. Fakat bir şekilde vazgeçmiyordum yeşilden. Lisenin son senesiydi her üniversiteye hazırlanan öğrenci gibi bende okul açılmadan bir ay önce dershaneye başlamıştım. Fakat kader yine oyununu oynamıştı. Aynı dershanedeyedik. Artık haftada beş değil yedi gün görüyordum. Bu benim için ne kadar iyi bilmiyorum. Ama kader bir şekilde bizi yan yana getiriyordu. Bu yan yana gelmeler sonunda hikayelerimiz birleşmiyordu. Bizim hikayelerimiz sadece teğet geçiyordu. Ve bu teğet geçme benim fazlasıyla canımı yakıyordu. Farkında mı bilmiyorum. Aslında tek istediğim şey sadece bir kere sarılmak saçlarının kokusu yeter bana. Okul tekrar açılmıştı ve bubsefer abartısız her gün görüyordum. Hatta gelmediği günler içimde bir eksiklik hissediyordum. Çok zaman geçmeden tekrar mesaj attım ve konuşmaya başladık.

Ben ise artık yazdığım yazıları bir kitapta toplamak istiyordum. En azından o kitap yeşilin elinde olsun ve kendini benim gözümden görebilsin istiyordum. Yazdığım yazıların sayısı gün geçtikçe artıyordu. Yeşille ilgili o kadar çok yazı yazmıştım ki yazılacak daha fazla yazı yoktu sanırım. Arada benden yazdığım defteri istiyor, onun hakkında yazdıklarımı okuyordu.

MUTSUZ SONWhere stories live. Discover now