25. Bölüm "Kıskanç"

Start from the beginning
                                    

" Yeni geldim. Daha hiç uğramadım eve. Seni görünce sürpriz yapayım dedim."

Bir elini Eylül'ün omzundan atmış diğer elini de cebine koymuştu.

" Kocaman olmuşsun kız." dedi büyük bir gülümseme ile.

" Hadi be ordan kendi çok büyükmüş gibi."

Melih gelmişti.
Eylül'ün kuzeni, küçük kardeşi, ağabeyi, en büyük rakibi, koruyucusu...

Birlikte büyümüşlerdi. Süt kardeşi olduğu için abisi gibi görürdü onu. Daha doğrusu işine gelince Melih abim der işine gelince sadece Melih olurdu.

Toprak yumruk yaptığı elini gevşetip hızla Melih' in omzundan tutmuştu. Onu kendine çevirirken sinirle soluyarak konuştu.

" Kimsin lan sen!?"

Bir yandan da Melih'in elini ittirmiş ve Eylül'ü kolundan tutup kendine doğru çekmişti.

" Asıl sen kimsin oğlum? Bırak kızı."

Melih iki eliyle Toprak'ı omuzlarından geriye doğru ittirmiş yüzündeki siniri belli edercesine konuşmuştu.

Toprak Eylül'deki elini çekip iki eliyle yapıştı Melih'in yakasına.

Eylül Toprak'ın ellerini tutarak ittirdi.

" Ya bi durun. Ne yapıyorsunuz?"
Toprak kan çanağına dönmüş gözleri ile Eylül'ü dinliyordu.
Gerçekten karşısında durup bu adamı mı savunacaktı?

Oysa o herif de Toprak'ı itmişti. Neden onu değil de Toprak'ı durduruyordu ki?
" Ya Toprak neden dinlemeden yapışıyorsun adamın yakasına Allah aşkına?"

" Eylül ne dinlemesi sarılıyordu bu herif sana. Kim oluyor da..."

Eylül devam etmesine izin vermeden konuştu. Gözlerinden sinirlendiği belli oluyordu.
" Kuzenim... Aynı zamanda süt kardeşim. Yani ona sarılmamda bi sıkıntı yok."

Toprak şaşırmış gözlerle bir Eylül'e bir de yanındaki adama bakıyordu.

Sessizliği bozan Melih oldu. Aynı zamanda ciddiyeti...

" Ne!? Bir dakika. Bu Toprak mı? Oha diyorum. Şu sıska olan. Lan sen maç yapamıyordun falan küçükken. Hiç oynamazdın bizle. MaşAllah büyümüş serpilmişsin."

Toprak'ın içinden gelen ağzını burnunu yamultmak olsa da kendine hakim olmaya çalışıyordu. Hem kendini daha fazla rezil etmemek hem de Eylül'ün abim dediği kişiye saygısızlık etmemek için.

Ne demişti Efendimiz Hz. Muhammed (sav) :
"Kişi sevdiğinin sevdiklerini de sever."

Gerçi yeteri kadar saygısızlık etmişti bile. Bundan sonrasını düşünmeliydi artık.

Toprak'ın gözleri Melih ve Eylül hariç her yeri tarıyordu.

"Ee Toprak öğrendiğine göre biz gidiyoruz artık."diyerek Melih'in kolundan tutup yürümeye başladı Eylül. Sinirlendiği her hâlinden belliydi.

"Eylül biraz konuşalım gitme lütfen."
Toprak'ın sözleri ile tekrar arkasını döndü Eylül.

"Melih sen gir eve. Ben konuşup geliyorum."dedi sakinliğini koruyarak.

Toprak iki elini kaldırıp Eylül'ün ellerini tuttu. Saatlerdir aklında kurduğu cümleleri söyleyecekti. Ama elini kaldırdığı an karnına giren acı ile elini karnına götürdü.

Eylül'ün sinirle çatılan kaşları düzelmiş gözleri endişe ile bakıyordu.
Nefes almadan konuşmaya başladı.

" Toprak ne oldu? Yaran mı acıdı? Dur bi bakayım."
Toprak'ın itirazlarına rağmen baktığı yaradan sızan kanlar içine ateş düşürmüştü.

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now