24. Bölüm "Farklı Hisler?"

Start from the beginning
                                    

Sakar Kız: yav he he ndjdjd bahane değildir kesin. Neredesin şimdi
Sakar Kız: Dikkat et gelirken gece gece.

Toprak 💜: Ederimm tabi karıcım. Ben demiştim zaten benim sevdiğim kocasını dışarda koymaz bu saatte diye.

Sakar Kız : Canım kocacım. Boş yapmadan eve gel lütfen haydiii.

Toprak 💜: Csnim kojacim mı?
Toprak 💜: Hemen geliyorum. Birşey lazım mı eve mdkdjdjd.

Sakar Kız : Yaa😂😂 hemen havalara girme. Hadi bekliyorum.

Toprak: tamam tamam az kaldı Allah'a emanet.

Sakar Kız: Sendeee ❤️

Toprak yüzünde gülümseme ile kapattı telefonu. Aynada bi an sırıtan kendini görünce ciddileşti. Küçük bir öksürükle omuzlarını dikleştirdi. Işıklarda durup mesajlara tekrar baktığında aynı sırıtmış ifade geri dönmüştü.

Gerçekten de dedesinin ışıkları kapalıydı. Zaten orada kalmak da istemiyordu.

'Ne var ki sadece salonda yatacağım. Çok özledim onu. Sabah onunla kahvaltı yapmak istiyorum. Birlikte çıkalım evimizden istiyorum.'
Diye düşünüp omuzlarını kaldırıldı. Çocuk misali kendini avutuyordu.

Arabasını park edip yukarı çıktı. Ve telefonu eline aldı.

Toprak 💜: Eylül kapıdayımm

Sakar Kız : Tamam açıyorum

Eylül kalkıp koltuğun üzerindeki başörtüsünü kafasına geçirdi. İki ucunu arkaya attı.
Ve ayaklarını sürte sürte kapıyı açmaya koştu.

"Gel hoşgeldin. "
"Oo kocanı dinleyip bütün kapıları kilitlemişsin."
Deyip içeri geçti.

Kapıdan içeri girer girmez gülmeye başladı.
"Nee neye gülüyorsun yaa. "

"Sünger Bob' lu pijaman ve boncuklu başörtünün uyumuna gülüyorum.
Gözlerim kamaştı."

Eylül elini yumruk yapıp acımayacağından emin olarak Toprak'ın omuzuna vurdu.
Toprak ise kaçıyormuş gibi yaparak salona geçti.

Bizim iki küçük çocuğun oyunu bitince lafa giren Toprak oldu.

" Eylül sen git yat artık. Ben bir battaniye alıp koltukta yatarım. "

"Olur mu öyle şey gel bi yorgan bi yastık getirelim serelim. "

" Olur o zaman ben getiririm sen dur. Oda müsait değil mi? " dedi Toprak odaya doğru ilerlerken.

"Evet." diye bağırdı Eylül sonunu uzatarak.

Toprak çarşaf yorgan ve yastık getirmiş. Salona bir koltuğa sermişti.

"Hadi iyi geceler. Allah rahatlık versin. "

" İyi geceler Eylül'üm. "
Toprak başını bir yana eğip söylemişti son cümlesini. Eylül ise çoktan odasına varmıştı.

'Kalsaydın ya yanımda. Koklasaydım mis gibi saçlarını.'
Toprak içinden geçirdikleri ile doğrulup kalktı.

Uyku tutmuyordu. Daha yeni görevden gelmişti. Şimdi onun saatlerce uyuması gerekti. Ama bir gram uykusu yoktu işte.

Yanındaki terlikelerini giyip mutfağa gitti.
Ocağa su koydu. İki de kupa çıkartıp kahveleri döktü.

Eğer Eylül uyumadıysa onu da çağırırım diye düşündü.
Zira Eylül diğer odadayken kendisini uyku tutmuyordu.

Kaynayan suyu kahvelerin üzerine döküp masanın üzerine koydu.

Ve Eylül'ün kapısının önüne geldi.
Bir iki kez tıklayıp.

SINIR |Tamamlandı|Where stories live. Discover now