IV

191 20 16
                                    

Kapı çalındığında elimdeki sütlü çayımı tezgâha geri koydum.

Mutfaktaki sandalyeme asmış olduğum gri ve uzun hırkamı üzerime geçirdim, biraz düzeltmenin ardından kapıya ilerledim ardından yavaş bir şekilde açtım.

Aynı postacı genç yine gelmişti.

Mektubumu göndereli ise sadece birkaç gün olmuştu.

"Günaydın, efendim! Size gelen bir mektup daha var; buyrun lütfen." Uzattığı mektubu alıp inceledim, yine aynı lacivert mühür vardı.

"Teşekkür ederim," Duraksayıp haline baktım,

"Sana su vermemi ister misin? Yorulmuşa benziyorsun." Dediğimde kaşlarını kaldırdı,

"Sakıncası yoksa... Tabii..." Dedi.

Başımı sallayıp, işaret parmağımı kaldırıp ondan biraz beklemesini rica ettim.

Mutfağa ilerleyip mektubu tezgahın üzerine koyup bardaklardan birine suyu doldurdum.

Geri döndüğümde suyu ona uzattım, teşekkür edip elimden aldı ve içmeye başladı.

"Yaptığın iş gerçekten zor," dediğimde gülümsedi, "Yine de seviyorum. İnsanlar sevdikleri birinden mektup aldıklarını gördüklerinde seviniyorlar ve yüz ifadelerine tanık olan tek kişi genellikle ben oluyorum. Ve bu, kesinlikle yorulmaya değer."

Güldüm.

İnsanları çevremde tutmayalı biraz olmuştu. O yüzden öyle bir manzara görmenin ardından uzun zaman geçmişti.

Sanırım içten bir şekilde güldüğüm tek yer de Robert'ın yanıydı.

Ağacın altında, kopardığımız elmaları yerkenki halimiz hâlâ aklımdaydı ayrıca kahkahalarla gülüşümüz...

Suyunu bitiren genç elindeki boş bardağı uzattı, "Teşekkür ederim efendim, iyi günler." Başımı salladım, "Ben teşekkür ederim, sana da iyi günler ve kolay gelsin." Diyerek kapıyı kapattım.

Mektubumu doğum günümde göndermiştim ve bir hafta sonra cevap alıyordum.

Muhtemel Cliff yola çıkmış ve hatta belki de buraya varmasına az bir zaman kalmış olmalıydı.

Tezgâha doğru hızlı adımlarla yürüdüm, bardağı kenara koyup aynı hızda zarfı açtım.

Okumaya başladım.

Sevgili Ronald,

Mektubunu aldım ve en azından iyi olmaya çalışmana çok sevindim ayrıca iyi dileklerin için de sana teşekkür ederiz; umarız ki her şey yoluna en kısa sürede girecektir.

Cliff bu cuma sabahında yola çıkacak, muhtemelen 2 veya 3 gün içerisinde yaşadığın yere ulaşacaktır.

Her şey için çok teşekkür ederiz.

Kendine lütfen çok iyi bak.

Sevgiler, Margaret Matthew.

Omuzlarım düşerken derin bir nefes verdim. Gelmesine az kaldığı için biraz endişeli hissediyordum; evime yıllar sonra misafir ağırlıyordum, onun sorumluluğunu almıştım.

Bir süre beraber yaşayacaktık, iletişimimiz olacaktı. Bu biraz tuhaf hissettiriyordu açıkçası. Nasıl davranmam gerektiğini bilmiyordum, nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu da bilmiyordum... Hatta bir şey bildiğimi bile sanmıyordum; gerçek hayat kitaplardaki gibi değildi.

Belki beni sevmez ve annesine bir mektup yazar geri dönmek isterdi? Bu ne utanç verici olurdu...

Başımı iki yana salladım, belki de severdi bilemiyorum.

Dayandığım tezgâhtan ayrılarak çayımı aldım, soğutucuya ilerledim.

Bir süre boş buzdolabıyla bakıştım.

Tek bir şey dahi yoktu ve ben günlerce ne yediğimi sorguladım. Elimi saçlarıma atıp karıştırdım, sanırım manava gitsem iyi olacaktı.

Üst kata çıktığımda odama yavaşça girdim, üzerimi değiştirmek adına gardrobumdan birkaç kıyafet seçtim.

Bol gömleğimi giydikten sonra pantolonumu geçirdim. Pencereden dışarı baktığımda yağmurun yağdığını gördüm, ellerimde eşya ile biraz zorlanacağa benziyordum.

Başımı iki yana sallayıp kollarımın iliklerini açtım, katladım.

Kenarda duran cüzdanıma ilerleyip aldım, ardından içini kontrol edip yeterli param olup olmadığına baktım.

Merdivenlerden indiğimde askılıkta duran şemsiye, palto ve şapkamı aldıktan hemen sonra çıktım.

1928 BxBWhere stories live. Discover now