•E17•

315 23 0
                                    

Eğitimin ikinci günündeydik. Sabah yine Osman'ın kulağımın dibinde ıslık çalarak uyandırması ile kulaklarımı taciz etti. Her gün yeni bir şey öğreniyordum. Çağatay biraz benden uzaktı. Elinde değildi, Hazal Hanım böyle istiyordu. Hala bu haline alışamamıştım. Ayaz ile aram çok iyiydi. Kanka olduk. Lavin ile aramızdaki soğukluk aynıydı. Ne zaman aramız düzgün ki? Osman ile aram iyiydi. Samimi olmasam da.

Bugün yine silah ile ilgili bir şeyler öğrenecektik. Acil durumda silah kullanırken mermi yada silah elimizden alınırsa yapacağımız hareketleri öğrenecektik. Bunun için bahçede yine herkes toplanmıştı. Isınma yaptıktan sonra şarjörü hızla boşaltmayı öğretiyorlardı. Herkesi eşleştirdiler:

Lavin-Mert ile
Görkem-Yagmur
Pamir- Ayşe
...

Ben ise Çağatay ile eşleştim.

Bir türlü başaramıyordum. Çağatay ise hızla şarjörü çıkartıp takıyordu. Ben ise ağır çekimde ilerliyordum. "Yapamıcam",dedim. Çağatay "Yaparsın, bak böyle",dedi. Silahı tutup şarjörü çıkardı. Elindeki mermileri içine koyup yerine koydu. Hızlı hızlı yapıyordu. "Senin elin yatkın benim değil",dedim. Yine de yapmaya çalışıyordum. Yüzüm şekilden şekile giriyordu. Bazen kaşlarım çatık, bazen de dilim dışardaydı. Ay olmadı! Lavin'e baktığımda gayet başarılıydı. Mert ile konuşup gülüşerek yapıyordu. Çağatay çenemden tutup ona bakmamı sağladı. "Güzelim pes etme. Ben nasıl seni sevmekten vazgeçmedim, sende vazgeçme",dedi. Gözlerimi devirdim. "Bunla bir mi? Allah aşkına",dedim. Çağatay "Seni seviyorum",dedi. "Bende seni seviyorum",dedim dalgınlıkla. Ben ne dedim? Seni seviyorum mu dedim? Çağatay'a gözlerimi devirirken utançtan yanaklarım domates gibi oldu. Çağatay bu halime gülüyordu. Gülüyor mu dedim? Arkadaş anırıyor! Kazım Bey bize bakıp geri işine döndü. Ayaz yanıma geldi. "Balca istersen sana yardım edeyim",dedi. Kahkaha atan Çağatay, Ayaz gelince ciddi ifadesini takındı. Kıskanma kokusu mu geliyor? İçimde ki ses 'Kıskananlar çatlasın, kıskananlar çatlasın! Noldu Çağatay? Anırıyordun! Oh oh canıma da değsin. Ay şuan valla çok rahatım. canıma da değsin. Eee güzelim, naziğim, melek gibi insanım beni alan yaşasın'. İç sesim coşarken yüzümdeki sinsi sırıtmayla Çağatay'a baktım. Çağatay beni kendine çekip "Gerek yok, birader. Ben öğretiyorum, sevgilime",dedi. Sevgilim mi dedi o? Sevgilim dedi? Valla sevgilim dedi? Niye takıldım? Balca kendine gel. Bu uyarıyı hep kendime yapıyorum. Kendime gelmek için. Ayaz "Sevgilisi olabilirsin. Fakat sevgili denilen kavram geçicidir. Kardeş denilen kavram ise sonsuzdur",dedi. Vay be! Ayaz'a bak. Ne güzel dedi. Çağatay bozuntuya vermeyerek daha çok sırıtarak "Özür dilerim benim hatam. Sevgilim dedim karım demeliydim. Şimdi paşa paşa gider misin yoksa olay mı çıksın? Benim için farketmez. Sadece bileğim yorulur o kadar",dedi. Ayaz yutkunarak gitti. Çağatay'ın belimde ki eline bakış attım. Yanlız daha demin yine o karım mı dedi? Tansiyonum mu yükseliyor? "Çağatay şimdi biz sevgili miyiz?",dedim. Çağatay bana bakıp "Evet, biz sevgiliyiz",dedi. Ne yapacağımı bilmiyorum. Çünke hiç sevgilim olmadı. Şişman bir kızın sevgilisi nasıl olurdu ki? Bazı kişilerin vardı. Ama çevremde öyle kişilik olmadığı için sevgilim olmadı. Tekrar Çağatay ile işimize döndük. Bu sefer yavaş yavaş öğrenmeye başladık.

Balca Vola

Çağatay Bela

Çağatay Bela

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bahçe

Bahçe

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
BELA (Bozuntusu)Where stories live. Discover now